bir kişiye o kişinin annesine, eşine, kız kardeşine hitaben küfür ettiğiniz takdirde "namus" temelli bir düşünce ile öldürülebileceğiniz bir coğrafyada, gönül rahatlığıyla bir futbol hakemine "orospu çocuğu" diyebilmektir efendilik.
seninle aynı mesleği icra eden meslektaşlarına gaddarca tekmeler savurmaktır, savurduğun tekmelerin aklanmasıdır, cezalandırılmamasıdır efendilik.
efendilik, iki futbol sezonu süresince türlü kolaylıklarla önünün açılmasıdır, rekabet içerisinde olduğun rakiplerinin emeklerinin baltalanmasıdır, efendi olan "sen" (!) için adaletin hiçe sayılmasıdır.
efendilik, "ben efendiyim; biz efendiyiz" demektir. sen efendi olduğunu ifade edersen efendisindir çünkü. literatür bunu gerektirir... tıpkı karakter portföyüne "adamlık" orgazmını iliştirerek o mertebeye erişmek gibi.
efendilik, birilerine yaranmak için dini yakıştırmaları sıkılmadan, utanmadan sporla bağdaştırmaktır; ait olduğun dindeki efendilik tanımı bilmeden -belki de bile bile- dejenere etmektir efendiliği.
ağlamaktır efendilik, sürekli ağlamaktır. daima dem vurmaktır planlamalardan, takvimden.
olmayan tükürüğü türlü tiyatral becerilerle birilerine yedirmektir efendilik.
mevcut sosyokültürel hiyerarşide efendi olmak efendilikten bihaber olmayı gerektirir. "
efendi beşiktaş" mottosu ile beşiktaş jimnastik kulübü yöneticileri tarafından manası erozyona uğratılmış olan kavramdır efendilik.
efendi onlar, yersen.
efendiliğinizi sevsinler.