• 1
    (bkz: elektronik spor)

    bilgisayar ya da konsol oyuncularinin turnuva kodlari veya özel aglar vasitasiyla birbirleriyle verdikleri interaktif mücadeledir. elektronik spor oyunlari genellikle, strateji, dövüs, spor ve birinci sahis nisanci * * oyunlaridir.

    dünya genelinde özellikle, dota2, league of legends, starcraft gibi strateji, fifa gibi spor ve counter strike global offense ve overwatch gibi fps* oyunlarinin basi cektigi bu interaktif brans ülkemizde de siklikla riot games firmasinin league of legends oyunu ile pazari süpürmesi olarak vuku bulur.

    e-spor alaninda profesyonellesme anlaminda genclik ve spor bakanligi bünyesinde bazi calismalar da yapilmaktadir. her oyuncu, gerekli evraklar ile * gençlik ve spor bakanlığı müdürlüklerine basvurarak e-sporcu lisansi'ni ücretsiz bir sekilde edinebilmekte ve profesyonel bir oyuncu olarak bu isten güzel paralar kazanabilme imkanina sahip olmaktadir.

    (bkz: güzel paralar)

    http://www.esportsearnings.com/players
  • 9
    sporda evrimin geldiği nokta. sporun elektronik ortamdaki yansıması.

    yaşam dinamiktir. sürekli değişim, değişimin getirdiği bazı zorunluluklar...
    değişim sonucu ortaya çıkan kavramları tanımlama, belirleme zorunluluğu...

    bir kavram, teknoloji veya bilimin getirdiği yenilikler sonucu ortaya çıkar. ama çok temel bir prensip vardır. bir temele dayandırma prensibi. bu temel çoğu zaman doğadan gelir. hiçbir şey yoktan var olmaz. bilimin ve felsefenin en çok tartıştığı şey, ortaya çıkan kavramın icat mı yoksa keşif mi olduğudur. var olanı ortaya mı çıkarıyoruz, yoksa olmayanı var mı ediyoruz tartışmalarını bir kenara bırakalım.

    son 20 yıldaki gelişmelere bakarsak, bundan önceki asırların toplamından çok daha fazla gelişme kaydedildiğini söyleyebiliriz. elbette bu gelişmelerden spor da etkileniyor. sporun mücadeleci ruhu, zihinsel ve bedensel aktiviteleri içermesi, strateji ve disiplin barındırması düşünüldüğünde; kavramsal tanımlama bu çatıya oturuyor diyebiliriz. teknolojide geldiğimiz noktayı hesap edersek; sanal alem içerisinde olan ve bu çatıya uygun olan şeylerin tanımlamasını da sporu referans alarak yapmak olası görünüyor. bir çok noktada elektronik sisteme angaje olduk. örneğin; e-posta tanımlaması yapıldığında, "yahu kalemle kağıtla yazmıyoruz, posta/mektup diyebilir miyiz buna yani?" şeklinde tepki koyduğumuzu düşünmüyorum. gerçek hayattan temel alarak sanal aleme transfer ettiğinizde, kavram temele dayandırılıyor. bu yüzden e-spor tanımlaması, sporun sanal alemdeki yansımasıdır. bir nevi sanal spor olarak yorumlanabilir.

    bundan önceki yüzyıllarda, temel alınan şeyin kas gücü ve el yordamı olduğunu söyleyebiliriz. savaşların insan gücüyle yapıldığı, sanatın insan eliyle olduğu, sporun da fiziksel aktivitelerle olduğu yıllar geride kalıyor. artık insanlık bilgisayarları temel alıyor. teknolojik aletlerin merkeze oturtulduğu bir dünya düzenine doğru yol alıyoruz. bütün uluslar, bu dünya düzenine doğru pozisyon alıyor. çağı yakalamak, bu bağlamda önemli. gelenekçi, tutucu karaktere sahip olmanın romantizmden öteye gidemediği de aşikar. gittiğimiz yerden memnun olmak veya olmamak başka bir tartışma konusu. ancak mutlak rasyonalizmin egemen olduğu, 1 ve 0'larla kodlanan yeni dünya düzenine uyum sağlamak önemli.

    sanal sporun en önemli temsilcisi kuşkusuz; league of legends (lol) oyunu. peki neden bu oyun? çok basit bir denklemden kaynaklı. tıpkı sporda futbolun en geniş kitlelere ulaşması gibi. içinde bir çok değişken barındırmasının yanında, çok kolay oynanabilen bir oyun olması. dinamik yapısı, çok fazla olasılığı içinde barındırması, kolay ulaşılabilir olması oyunu fazlasıyla popüler yapıyor. rekabeti, stratejiyi, kabiliyeti içinde çoklukla barındıran bir oyun. en önemli cazibesi ise, izlenebilir olması. tıpkı futbol gibi. oynamaktan ayrı, izlemekten ayrı keyif alıyorsunuz.

    6-7 yıllık mazisi olması nedeniyle henüz etkilerinin farkında değiliz. 15-20 yıl içinde ne demek istediğim çok daha net anlaşılacak. çünkü; bu oyunu oynayan nesil, bir devri başlatıyor aslında. büyüdüklerinde, erişkin düzeye ulaştıklarında bunun etkilerini daha fazla hissedeceğiz. şahsen, hiç oynamadım. bu oyun peydah olduğunda, yaşım biraz geçmişti. ancak kardeşimin yaşı müsaitti ve an be an takip ettim. kendisi şu an üniversitede. hala oynuyor. çocukluğu bu oyunla geçti. gözlemlerim, kardeşimi denek olarak kullandığım bir nitel araştırma tadında.

    her şeyden önce ne kadar geniş bir kitleye hitap ettiğini, yayın sitelerine bakarak anlayabilirsiniz.
    https://www.twitch.tv/riotgamesturkish
    türkiye kanalı olan bu sitenin toplam izlenme sayısı, 90 milyonun üzerinde. yapılan organizasyonlara baktığınızda (şampiyonalar vs..) ne kadar profesyonel bir iş olduğunu görebilirsiniz. 8-20 yaş arasında en meşhur insanların "nick name"li lol oyuncuları olması, bu kitlenin büyüyüp de yetkin hale geldiği noktada işlerin nasıl değişeceğini gösteriyor aslında. yakın zamanda faker nickli arkadaşın lionel messi'den daha meşhur ve talep gören bir isim olduğunu görebiliriz.

    en çok dikkat çekici şey ise günlük kullanım dilini bile etkiliyor oluşu. bu nesil arasında, lol kaynaklı terimlerin günlük hayatta kullanıldığını görüyoruz daha şimdiden. birkaç örnek vereyim...

    gg: ingilizce kısaltma, "good game" yani iyi oyun-du anlamına geliyor. ancak oyun sonunda kaybedenlere denildiği için, kaybettiğiniz zaman gege olmak diye bir söz türüyor. hafızaya kodlandığı vakit, kökeninden bambaşka bir anlam türüyor. günlük kullanım örneği:
    öğrencinin sınavı kötü geçiyor. arkadaşına bu dönem "gege olduk" diyor.

    afk: yine bir ingilizce kısaltma, "away from keyboard" yani klavyeden uzaklaşmak anlamı taşıyor. oyundaki kullanımı: 5'e 5 oyunda bir oyuncunun oyundan çıkması veya oyundan düşmesi sonucu takım 4'e 5 devam ediyor ve o düşen kullanıcıya "afeka" deniliyor. günlük hayattan örnek:
    biri o gün derse gelmiyor. "adam afeka" deniliyor. daha da anlamı kaymış hali; ortamda birisi dalıp gidiyor. ona da "afeka" denilebiliyor.

    bu neslin diline, deyimlerine bu kadar etki eden bir oyunun gelecekte neleri değiştirebileceğinin farkında mısınız? kuşak farkının oluşması, yeniliklere adaptasyonun zor olmasından kaynaklıdır. bu sözlükten bir kaç entryle örnekleyeyim. (bkz: 29 ocak 2017 galatasaray fenerbahçe league of legends maçı) entrylerinden bazıları şunlar:

    --- alıntı ---
    -ilk maçta topta nautilus, ormanda ivern, midde ryze, nişancı jhin, support malzahar pickleriyle oynuyoruz. rakipte de topta maokai, ormanda kha'zix, midde corki, nişancı varus, support miss fortune pickleriyle oynuyor. çıkabileceğimiz en güzel picklerle çıktık bana göre. kanani'nin ivern picki önem taşıyor. kha'zix'e göre etkisiz kalmaması lazım. umarım ilk maçı kazanırız, bismillah.

    -baron başlatma kararının böylesine ilerlemiş bir safhada oyunu kaybetmeye sürükleyeceğini anlamaları lazımdı bizim takımın. frozen ve elysion'ın çıkardıkları damage baya fazlaydı, son savaşta reach kha'zix için yaratılmış bir pozisyonda free killeri topladı. killeres 4te4 aldı ki o savaşta frozen'ı düşüreceğiz diye ryze ultisiyle tam aralarına daldık.

    -beyler siz ne diyorsunuz hangi dil bu dediğim maç. :(
    --- alıntı ---

    evet bir nesil kendi aralarında da bu şekilde konuşuyorlar ve buna uyum sağlamayan herkes, "çöle düşmüş sibirya kurdu" gibi kalıyor. asıl mesele bu işin neresinde duracağız? kapımızı kapatıp, yok mu sayacağız, yoksa eğlence ve spor anlayışının değiştiğini görüp; gümbür gümbür gelen bu oyuna/düzene uyum mu sağlayacağız?

    spor kulüplerinin kayıtsız kalamadığı bu oluşuma, sözlük olarak da doğru standartları koymaya başlamalıyız diye düşünüyorum. e-spor organizasyonlarına/maçlarına başlık standardı getirerek işe başlayabiliriz mesela. milyonlarca gencin takip ettiği bu müsabakaların sözlükte de kolay ulaşılabilir ve standartlı başlıklara sahip olması gerekir.

    konvansiyonel medyanın yerini sosyal mecralara bıraktığı günümüzde, uyum sağlamak isteyen herkesin bu kavramlara alışması ve ona göre pozisyon alması gerekiyor. çok hızlı değişen bir dünyadayız. bu nedenle kavramların oluşması, sağlıklı bir şekilde konumlanması çok önemli bir ihtiyaç.

    bizler de payımıza düşen hisseyi "kıssadan" almak durumundayız.
  • 10
    psg, schalke, valencia, philadelphia 76ers, miami heat, fc copenhagen ve ülkemizden fenerbahçe, galatasaray, karşıyaka gibi spor kulüplerinin hızla artan pazardan pay alma amacıyla yatırım yaptıkları sektör.

    samsung, audi, visa, arby's gibi farklı sektörlerden büyük şirketler de gerek sponsorluk gerekse kendi takımlarını oluşturma yoluyla milyar dolarlık baraja yaklaşan bu sektöre adın atıyorlar. geleneksel olarak bilgisayar oyunları bazlı şirketleri sponsor olarak gördüğümüz espor böylelikle her sektörden sponsor çekmeye başlıyor.

    abd, isveç, danimarka gibi ülkelerde üniversitelerde yetenekli gençler için tıpkı geleneksel sporlara olduğu gibi esporlara da burs programları açılıyor. bahçeşehir üniversitesi, ülkemizde bunu gerçekleştiren ilk üniversite olarak ön plana çıktı.

    washington dc, kendi espor takımını oluşturuyor. ayrıca şehirde, sadece espor turnuvalarına özel olarak 10.000 kişi kapasiteli bir salon inşa edilecek.

    yıllık 250.000€'dan fazla maaş alan esporcular mevcut. bu rakama turnuva ödülleri, bonuslar, sponsorluk gelirleri vs. dahil değil.

    league of legends ve dota 2'nin dünya kupası olarak tabir edebileceğimiz turnuvalarının finalleri; nba finalleri'nden daha çok izleniyor. cs: go turnuvası eleague'in haftalık finalleri, her cuma akşamı abd'de prime timeda televizyondan canlı yayınlanıyor.

    elektronik sporları, spor olarak görmeyebilirsiniz ancak tüm bunları hesaba katınca espor sektörünü hala bilgisayar delilerinin ve ergenlerin bir araya gelip kendi çaplarında eğlendikleri bir aktivite olarak görmemelisiniz. espor çoktan futbol ve basketbol gibi birkaç majör spor dışındaki her sporu gerek finansal gerekse izleyici sayıları olarak geride bıraktı. haliyle galatasaray adı da hak ettiği şekilde bu sektörde temsil edilmeli.

    biraz espri bir dille, esporu hala ciddiye almayanlar için cs: go turnuvası esl one: new york 2017'nin trailerı: https://www.youtube.com/watch?v=dFrgfVHuPjw

    hala anlamıyorsunuz, ama yakında anlayacaksınız.
  • 11
    bu işin erbabı kore'li oyuncular (lol ve dota için) kore'de futbol, basketbol ve diğer fiziksel sporlardan daha fazla ilgi çeken, yatırım yapılan bir alan. geleceğin sporu bu arkadaşlar. küçümsemenizi anlayamamakla birlikte biraz vakit ayırırsanız ne kadar ciddi paralar döndüğünü anlarsınız. ülkemizde bu işi en iyi yapan ekip maalesef fenerbahçe. hatta en kötü yapan ekip biziz. şaka değil biz rezil durumdayız. gerçi bunda mevcut muazzam yönetimimizin payı çok. fenerbahçe, supermassive ve 1907 fenerbahçe takımlarının sahibi diye biliyorum. geçen senelerde bjk espor vardı -ki şu anda o takım supermassive olarak fb'ye bağlı.

    kısaca özetlemek gerekirse; doğru kişiler ve doğru takımlarla "deli" paralar kazanılabilecek bir platform. ama biz gidelim tolga ciğerci'ye 2 milyon garanti para verelim *
  • 12
    --- alıntı ---

    dünyanın en eski üniversitelerinden olan oxford üniversitesi espor dersleri vermeye başlayacak. reuters’in haberine göre çin’in en büyük şirketlerinden tencent ile ingiltere hükümeti arasındaki anlaşma sonucu espor, üniversitedeki dersler arasına katıldı.

    ingiltere hükümetinden liam fox basın açıklamasında “önümüzdeki birkaç yıl ingiltere’nin tencent gibi şirketlerle çalışması, ülke için inovasyon ve global ticaretin geleceğini şekillendirme konularında büyük bir fırsat yaratacak.” ifadesini kullandı.

    bu, dünyanın en büyük espor şirketi olan tencent’in bir sonraki hamlesi olarak önümüze çıkıyor. bildiğiniz üzere çinli şirket league of legends’ın geliştirici riot games’in de yanında fornite’ın geliştiricisi epic games’in de çoğunluk hissesini elinde tutuyor. ayrıca şirket pubg’nin çin’deki yayın haklarına da sahip. ingiltere’de esporu ders olarak okutan üniversiteler arasında esl uk ile işbirliği yapan york üniversitesi de yer alıyor.

    esporun globalde akademik olarak üniversitelerde yer almasının da hızlandığını belirtmek gerekiyor. özellikle amerika’daki okullarda ciddi olarak dersler veriliyor. aynı zamanda avrupa’da da örneklerini görüyoruz. ülkemiz de bu konuda global anlamda öncüler arasında yer alıyor. bahçeşehir üniversitesi’nin de espor bursu verdiğini ve derslerinde espora yer verdiğini ekleyelim.

    --- alıntı ---

    http://www.goalbien.com/...slanacak-h26000.html
  • 15
    özel olarak takip etmeyen ancak yüksek lisans tezini bunun üzerine yazmış bir kişi olarak şöyle söyleyeyim; ortada dönen paralar akıl almaz boyuta ulaştı. özellikle sokakta futbol oynama kültürü ile yetişmiş bireylerin 90 kuşağı ile son bulması, gerek şehir planlamacılığı gerekse de gelişen teknolojik gelişmelerle birlikte oyun alanlarında değişim yaşanması, bunun devamında sosyalleşme alanı sanal oyunlar ve ortamlar olan 2000 neslinin gelmesi ister istemez oyun oynama şeklinde değişime neden oldu.

    z kuşağı olarak da adlandırılan bu nesle mensup kişiler artık dışarıya çıkıp birer kahve içmekten bile imtina ediyorlar. onlar için en önemli şey hız. aradıkları bu özellikleri de dijital oyunlarda buluyorlar. espor savunanların, bunu sevenlerin belki de en büyük yanlışı oynadıkları bu şeye illa spor deme gayreti içerisine düşmüş olmaları. bu farklı bir tartışma alanı, belki bir gün uzun uzadıya yazı yazılabilir ancak günümüz çocuklarına ve ergenlerine en fazla hitap eden şeylerden birisi dijital oyunlar. bilhassa büyük firmaların vermiş oldukları reklamlar ile pazar payını büyüttükleri espor, bu yönüyle bir tesadüfü içerisinde barındırmıyor zira bu firmalar kolay kolay ulaşamadıkları 2000 kuşağına oyunlar vasıtasıyla rahat bir biçimde ulaşma şansı yakalıyorlar. hedef kitle analizini çok doğru biçimde yapmışlar. espor'un son dönemde bu denli yükselmesine bu yönden de bakmanızı isterim.

    espor'u yalnızca league of legends diye algılamamak lazım. böyle bir algı var çünkü en fazla yatırım buraya yapılıyor ve tekel olma yolunda hızla ilerliyorlar. misal herkesin daha net anlayabileceği bir örnek üzerinden gideyim; birçoğumuzun sahip olduğu, oynamayı tercih ettiği fifa oyunundaki ultimate team maçları için düzenlenen fut champions ligi de bir espor'dur. çünkü içerisinde rekabet barındıran, şartların herkes için eşit olduğu ve tek bir server üzerinden oynanan her şey espor olarak tanımlanıyor.

    başlığı açan arkadaştan ya da moderatörlerden de ufak bir ricada bulunayım; alınan karar gereği espor için doğru kabul edilen yazım şekli ''espor'' olarak tescillendi. araya tire konularak üretilen yazım şekli yanlış kabul ediliyor uluslararası espor federasyonu tarafından.
  • 17
    3 yıldır özellikle fps tarzındaki oyunların espor turnuvalarını takip etmeye çalışıyorum. izlediğim her maçtan sonra ilgim artıyor. geçenlerde rainbow six siege'in turnuvasını izledim mesela. ki henüz espor'u oturmamış bir oyundur. taraf olmamama rağmen en az bir derbi maçı kadar heyecan verici geldi bana. ki z kuşağı daha çok ilgili bu alana karşı. belki geçici bir furyadır bilemiyorum ama sevdiğiniz bir oyunun profesyonel seviyedeki mücadelesini izlemek çok keyifli cidden.
  • 18
    "böyle spor mu olur?" diyen kitleyi hiç anlamıyorum. osmanlı türklerine matbaa'yı yasaklatanların bile bir menfaati vardı, size n'oluyor? "oturarak spor mu olur?"muş, satrancı da spor kabul etmiyorlar ahahah.

    inanılmaz derecede refleks, el-göz koordinasyonu, akıl yürütme ve oyun içi strateji gerektiriyor bu oyunlar. hele hele cs gibi oyunlarda anlık karar alırken 263 iq'luk doğaçlama oynayan oyuncuların hastasıyım, ki (bkz: shroud). bunu daha geniş yelpazede age of empires ii gibi taktik-strateji oyunlarında da görmek mümkün.

    derbiler ve büyük maçlar dışında çok az futbol maçı artık keyif veriyor. bunlar dışında kalan her futbol maçı yerine bir e-spor müsabakası izlemeyi yeğlerim.
  • 20
    bir dota 2 oyuncusu ve izleyicisi olarak içinde bulunduğum alandır. ''bildiğimiz'' sporlardan farklı ve güzel yanı izlediğin şeyleri deneyecek platforma sahip olmak sanırım. futbolda gördüğün bir hareketi halısahada da deneyebilirsin belki ama bu çok daha farklı bi keyif; sürekli bi şeyler öğrenmek, geliştirmek. ayrıca turnuvaları oldukça heyecanlı geçmektedir ve taraf tutuyorsanız derbi maçı kadar gergin hale getirebiliyor maçlar sizi. son olarak dota 2'nin dünya şampiyonası -ki bu turnuva e-spor alanında en çok ödülün verildiği turnuvadır yaklaşık 25-30 milyon dolar kadar- finalini oyuncuların gözünden o atmosferi yaşatan bir video paylaşacağım. oyunu bilmenize gerek yok çünkü oyundan çok oyunculara odaklanılmış bir video ve o an neler yaşandığını anlatan güzel bir 'belgesel'.

    https://www.youtube.com/watch?v=Bv4CqIxqTMA
  • 23
    spor'un tdk'ya göre 1. tanımı: "belli kurallara ve tekniklere uyularak yapılan, bedensel gelişmeye yararlı, eğlenmek ve yarışmak amacı da bulunan beden hareketlerinin tümünün ortak adı."

    elektronik spor vikipedia tanımı: "organize video oyunu yarışmalarına verilen isim. oyunlar, genellikle profesyonel oyuncular arasında profesyonel organizasyonlar ile düzenlendiğinde bu ismi alır. elektronik sporlarda en çok rastlanan oyun türleri strateji oyunları, dövüş oyunları, birinci şahıs nişancı oyunları ve spor oyunlarıdır."

    yukarıda e-spor ve spor'un tanımına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. ikisinin de içinde spor kelimeleri birebir geçmesine rağmen; görüldüğü üzere aralarında herhangi bir bağ bulunmamaktadır...
  • 24
    adı üstünde elektronik spor, tanımlama ve eleştiri yaparken futbol, basketbol üstünden örneklemeler açıklamalar yapmak doğru değildir.

    günümüzde azımsanmayacak ciddi bir kitleye sahip, ayrıca her rekabetçi oyun kitleyi daha da genişletiyor. günümüzde de bazı kanallar turnuvaları televizyondan canlı yayınlıyor, muhtemelen yakın gelecekte daha da popüler olacaktır.
  • 25
    esport tartışılır, spordaki gibi fedâkârlık yoktur. morluk, sakatlık, vücut genelini zorlamanın verdiği risk ve kendini aşma mücadelesi yoktur. daha çok zihinsel koordinasyon, refleks, şans ve hız vardır. age of empires ii de mesela tuş takımına hakim olup klavyeyi hızli kullanan rush yapardı. warcraft ta da öyle starcraft'ta da rush yapmadın mı daha keyifli strateji izlenirdi.

    lol/ dota / counter vs. esport ta bir civ veya eu serisi olmaz. izleyemezler saatlerce izleselerde her oyuncunun zihninde dönen sayısız olasılıği bilemezler.

    esport aksiyon etkinliği ve şovdur. farkli bir türdür. albenisi vardir. güzel organizasyonlar olur.

    bir ara magic the gathering icinde olurdu hala oluyor mu bilmiyorum. sektörün daha fazla satış için seçtiği etkileşimli bir pazarlama yöntemidir. keyiflidir de.

    ama spor değildir :) sektördür.

    ek not: omnithread kontrol panelleri gelince spor derim. oculu rift gozde oyuncu koşu bandinda kosuyor zipliyor hopluyor. o zaman iron man spor derim hem de :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın