tüzüğü bilmeyen, ama okuyan ve bu konuda (galatasaray spor kulübü tüzüğü) kendisini geliştirmek isteyen bir "taraftarım."
şimdi isim isim bakalım;
1 -
ahmet dedehayır: yaptığı paylaşım ile bu karar doğru olabilir, tamam sevk edersin disipline bu konuda hemfikirim. yazdıkları %100 haklı, hepimizin yazdıkları ve söyledikleri gibi ancak tonunu ayarlayamamış.
2 -
m. yasin çakmak: disipline verilmesinin tek elle tutulur tarafı "
nepotizm" kelimesinin anlamının kendisini disipline verenler tarafından bilinmiyor olması olabilir. inceleyelim mi?
---
alıntı ---
nepotizm, akraba kayırma veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık. nepotizm kavramının latince'de “nepot” sözcüğünden geldiği, ingilizce'de ise "nephew" (yeğen) olduğu değişik çalışmalarda ifade edilmiştir.
---
alıntı ---
peki galatasaray'da
dursun aydın özbek döneminde böyle bir olgu mevcut mu? değil diyebilenin alnını karışlarım!
mehmet özbek kim abi florya'nın tek hakimi olacak sırtını abisine dayayıp?
serhat özbek kim, hangi
e-spor kulübünde çalışmış ki biz galatasaray'ın altında istihdam ettik?
beşiktaşlı
mesude özbek nasıl üye olabildi bu kulübe de benim, bizim üyelik başvurularımıza bakmadan yırtıp atılıyorken? nepotizm bu değil mi?
3 -
tunç üner: konuşmasını kelime kelime yazdım burada, saatler harcadım ve defalarca da dinledim çünkü en keyif aldığım konuşmasıydı genel kurulun.
conscience kavramını kullandığını açıkla belirterek sorduğu sorular mı birilerinin zoruna gitti? sorduğu sorularda haksız mı? buyrun, (bkz:
#2141143) okuyun kendisinin konuşmasını tekrardan. galatasaray'ı her gün biraz daha uçurumun kenarına iten bu yönetime
vicdan muhakemesi yapması mı tunç abinin sorun? vicdanı olan zaten galatasaray'ı bu durumda görünce ilk divanda - genel kurulda yada ilk yanlışta verir istifasını giderdi değil mi? attığı twitlerde de hiç bir şey yoktur, sonuna kadar haklıdır. bu sistem böyle devam ettiği sürece
ateş - güneş olayı bir daha yaşanmaz diyebilir misiniz? federasyon başkanı olmuş
yıldırım demirören ile kıyaslanabilmesi bile
dursun aydın özbek için bence başarıdır çünkü açık ve net ben şu andaki hamleleriyle kendisini
çorumspor'u batırıp en sonunda belediyeye devreden başkanla falan bir tutmam. yönetim yalakalık yapmıyor diyebilecek varsa da
20 mart 2017 ikinci futbol zirvesinde önce yaşananları hatırlasın, sonra
andrea traverso finansal fair-play hakkında konuşurken ffp'den ceza almış yönetimin salonda olmayışını hesaba katsın. daha fazla detaya da girerim bildiklerim ışığında da (eurocup sonrası saray ziyareti), bende kalsın çünkü bunları öğrendiğim insanlara verdiğim sözler var.
4 -
begüm özkan: kendisinin yaptığı konuşma haklıdır, yapılması gerekeni yapmıştır. bizler bu dünyayı da sevdiğimiz ne varsa hepsini de gelecek nesillerimize en kötü ihtimalle bulduğumuz gibi bırakmak konusunda yükümlüyüz. kendisi bir gün oğlunun
galatasaray başkanlık makamında olmasını isteyen bir annedir aynı zamanda ve o galatasaray'ı bu hallere düşüren yönetimden bir hesap sormak istemiştir, sormuştur. dediklerinde de haklıdır. dursun aydın özbek yönetimi galatasaray'ın vizyonunu (bkz:
türk olmayan takımları yenmek) kendi vizyonları seviyesine indirmiş (bkz:
ali sami yen oteli) ve onu da bitirememiş; sıradan bir ilk okul öğrencisinin yaptığı 4 işlemleri yapamadığı için finansal olarak zararda olduğumuzu kabul etmemiştir. ve daha bir sürü konu sonuna kadar, dibine kadar haklıdır.
5 -
serhat özalemdar: yaptığı eylemi takdir ediyorum.
irfan aktar kendisini disiplinle tehdit edip yerine oturtmaya çalışmış, kendisi buna rağmen salondan çıkmış gitmiştir. eylem şüphesiz disiplinlik ancak basına kapalı divan toplantısı da böyle bir dönemde saçmalık. bakın,
25 mart 2017 galatasaray mali genel kurul toplantısında 1400 civarında maksimum katılım vardı, izleyenler hatırlayacaktır. sadece
gstv youtube yayınında 2163 kişi vardı izleyen. sadece youtube. dailymotion dahil değil, galatasaray.com dahil değil, televizyonlar dahil değil. bunları da kattığımızda yaklaşık tahminim 10000 civarında kişi vardı genel kurulu takip eden. aradaki fark uçurum. insanlar artık sadece futbol takımının maç sonucuna göre değerlendirmiyorsa bu işleri, genel kurul ve divan kurulu yayınları kanalın en çok izlenen yayınlarıysa sen bu divanı devlet sırrı paylaşıyorsan bile kapatmamalısın. bu hakkın var, ama yapmamalısın. ülkede her alanda basın anlamında özgürlük kısıtlanırken, senin bu kulübe kan pompalayan esas unsuru yani
taraftarı dışarıya itme hakkın yok arkadaşım, kusura bakma.
irfan aktar olsan da yok,
inan kıraç olsan da yok, "
yüce" beyefendi olsan da yok. yaparsan, bugün taraftarın yaptığı her eylemi, söylediği her kelimeyi de hak edersin. 2 + 2 = 4.
6 - tayfun akçay: kendisinin durumu da yaptığı eleştiriler nedeniyle yine. yukarıdaki kişilerden bir farkı yok herhangi bir konuda.
ayrıca liste bu kadar değil, bildiğim bir kişi daha var disipline verilen. ki o da
başka bir üyenin isteği ile verilmiş. disipline veren üye kimdir, nedir necidir bilmiyorum. mail grubunda yazıyormuş, genel kurul üyesi bir abimle konuşmamızda öğrendim, edindiğim bilgilerle araştırdım ama herhangi bir sonuca da maalesef ulaşamadım. daha öncesinde disipline verilen bildiğim üyeler de var herhangi bir hakaret, herhangi bir tenkit olmadan yine mail grubunda yazdıklarını print edip başkanlık divanına veren
üyeler aracılığıyla başkan tarafından disipline verilmiş. isim vermeyim ben, bu insanlarla sohbet edenler (twitter'dan olsa bile) kimden bahsettiğimi anlarlar.
bu 6 üyenin ve diğer bildiklerimle beraber toplamda 10 - 12 üyenin herhangi birisinin hakareti yok. aksine, bir taraftar genel söylemi birazcık aşacak bir twit bile attığında bu insanlar
uyarıyor problem olmaması için. sizce kendileri dikkatsiz davranıp bu şekilde tepkileri verebilirler mi? ben zannetmiyorum. ki genel kurulu başından sonuna kadar dinledim, ibradan sonra kısa bir süre sadece koptum yayından o arada da hakan şükür ve diğer ihracı istenenlerin oylama konuşmaları vs. yapılmış. onları da sonradan izledim, yani tamamını dinledim genel kurulun. belirtmeliyim ki evet, çok sert geçti. evet, bazı üyelerin konuşmaları taraftar seviyesindeydi. ancak, eleştiriyi kaldıramayıp da bu üyeleri disipline vermek abes.
neye benziyor biliyor musunuz? sosyal medyada bir taraftarın yazdığı (hakaret olmadan sadece ağır eleştiri -ki esas konu mehmet özbek ve galatasaray'ın otel zannedilerek yönetilmeye çalışılması) twitlerden rahatsız olup devreye hatırlı insanları sokarak "o twitleri silsin" demeye benziyor. "olur mu canım öyle şey?" demeyin, başıma geldi oradan biliyorum. hatta bu ne ki? şehirdeki
galatasaraylılar derneğini bir kardeşim ile birlikte ele aldık, kalkındıralım, galatasaray adına bir şeyler yapalım düşüncesi ile. arkadaşım aynı zamanda store sahibiydi ve mağaza zarar ettiği için kapatma kararı almıştı. dursun aydın özbek'in cnn türk'te yaptığı konuşmada "benim dönemimde mağazacılık hiç etmediği kadar kâr etti her mağazamızda" şeklinde açıklamasından sonra "madem her mağaza kâr etti, biz neden kapatıyoruz?" şeklinde attığı twitten dolayı derneği seçime götürmemiz aksi takdirde kapatılacağı doğrudan beyan edildi bize. :) bakın, durumun vehametini anladınız mı? mağaza sahibi bir kişi, dernek başkanlığı konusuyla herhangi bir alakası olmadan bir twit atıyor, karşılığında gelen tepki bu işte.
size olacağı da söyleyim, bu insanların tamamı
dursun aydın özbek ve
irfan aktar ile otursun konuşsun ve bir daha bu şekilde davranmayacaklarını beyan etsin herhangi bir yaptırım olmaz. ancak bu insanların da gerçek ve nadir "
fikri hür vicdanı hür" kulüp üyelerinden olduğunu düşünürsek böyle davranmayacaklarını da adım gibi biliyorum.
emin olsunlar ki, arkalarındaki milyonlarca taraftar bu devran değiştiğinde ilk onlara sarılacaktır. çünkü onlar
bizden. içimizden. bizimle bir düşünen insanlar.
(bkz:
galatasaray taraftara açılsın)
(bkz:
galatasaray diriliyor)