bugüne kadar kendileri hakkında çok fazla olumsuz yorum yapmamaya çalıştım, sezon başında yangın çıkmışken istifa etmelerinin bir yarar sağlamayacağını düşünmüştüm, bir şans verilmesi gerektiğine inanmıştım ama yok abi, yok. bunlar kadar vasat bir yönetim daha görmedi camia.
transfer politikaları akıl almaz. oynadıkları süre içerisinde bana kalırsa ikisi de "iyi performans göstermesine rağmen" hem
serdar aziz hem de
tolga ciğerci'nin alınması büyük hatadır. bu adamların sorunu kaliteleri değil sakatlık problemleri. iyi adamlar, iyi oynuyorlar ama sakatlar...
tolga ciğerci dediğiniz adamın
almanya'da 6 yılda oynadığı maç sayısı 60. şaka değil bu; resmen sezon başı ortalaması 10 ve bunların çok önemli bir kısmı yaşadığı sakatlıklar yüzünden.
serdar aziz'e geliyorum. 26 yaşında artık genç olmayan ve son 4 yılın 3'ünde ligde sadece 20 maç ortalaması tutturmuş ve bu sebepten ötürü
bursaspor taraftarı tarafından da çok çok eleştirilen bir oyuncu. benim çok yakın bursasporlu arkadaşlarım zil takıp oynuyordu bu adama verilen para karşısında. bunun sebebi serdar'ın kötü ya da vasat bir oyuncu olması değil, her sezonun neredeyse yarısını oynamadan geçiren bir oyuncunun bu halde 4 milyon euro gibi bir rakama satılmasıydı. bursaspor başkanı
ali ay bile kendisine verilen bu bonservis karşısında şaşkınlığını gizleyememişti.
nihayetinde her ikisi de geçmişlerini tekrarladılar ve ilk yarının büyük çoğunluğunu sakat olarak geçirdiler. ikinci yarı için de büyük soru işareti durumundalar.
sighthorson'u ayrı tutuyorum. sakatlık geçmişi ile ilgili bir bilgim yok, bilmiyorum.
artık büyük takımların yerli piyasasında eli çok güçlü. eskisi gibi muhtaç değil. iş yapacak topçuyu makul fiyatlara alabilir. alamıyorsa almanya, fransa, hollanda pazarına yönelebilir. vakti zamanında ve hala bu ülkelerden buraya gelen topçuların büyük bir kısmı burada çok büyük işler yaptılar. bunların ikinci liglerindeki topçular bile bizim ligimizdeki iyi topçuların çoğundan çok daha kaliteli. bir de eski yugoslavya, romanya, polonya, ukrayna, vsr. gibi ülkeler var. çok makul fiyata fırtına gibi topçular var. prekaziler, hagiler, koseckiler buralardan geldi. niçin bunları görmezden geliyorsunuz? güney amerika ülkeleri de hakeza öyle. fırsat varken değerlendirsenize güzel kardeşim. senin elinde
bruma ve
telles gibi de iki önemli örnek var. adamların vasat performans göstereni zarar ettirmiyor, iyisi fiyatını ikiye katlıyor. şimdi elin de güçlü, o kadar para vermene de gerek yok. öyleyse hala yerli almanın ve bir de bu vasatlara 1,5-2 milyon euro maaş vermenin manası ne? yasin öztekin gibi maksimum 1 milyon euro'ya oynayacak ve bi' o kadar da katkı verecek adam geliyorsa bi' nebze anlarım ama o bile yeterli olmuyor istanbul'da. buradaki taraftarlar golün, galibiyetin yanında iyi oyun da istiyor. zor bir yer burası. hoş, artık dünyanın en ünlü liglerini takip edebiliyor herkes. bursaspor taraftarı takımları son 6 yılın en iyi lig performansını göstermesine rağmen hamzaoğlu'nun kellesini istiyor. kısacası bunun istanbul'u da kalmadı artık.
benim sabrım tükendi. kulübün parası yoktur, çok vasat oyunculara, çok kötü teknik ekiplere mahkum kalmıştır. anlarım. gıkımı bile çıkarmam ve asla yalnız bırakmam. 14 sene şampiyonluk görmemiş neslin çocuklarıyız ama para var ve inanılmaz kötü bir şekilde kullanılıyor. insanı üzen, sabrını tüketen ve sinirlendiren durum da bu.