1
türk futbolseverlerin genel özelliğini yansıtan beleş bilgi saçmanın çekiciliğidir. her konuda konuşmuş olmanın verdiği anlamsız ego tatminliği ve her konuya uygun kalıpları olması bakımından gayet çekicidir. özünde türkiye insanının cahilliğine duyduğu aşkın bir yansımasıdır. bu cahilliktendir ki faşizme bir sevgi duyulur taa küçükten ve üzerinde düşünülmedikçe bu yerleşir. birileri bir konu hakkında çıkıp bir şey söyler ve artık bunu gören kimse konu hakkında kafa yormaz sadece copy paste bir düşünce yapısına bürünür. daha spesifik bir hale getirerek yazmaya çalıştım fakat konu epey derin. o yüzden örneklere başvuracağım.
örnek 1;
'' luka modriç 16 milyon pound ediyorsa arda turan 20 eder'' eveet gördüğümüz gibi bir anda tüm futbol dünyasının nasıl bir hata yaptığını ve piyasanın üst değerlerinin ve dalgalanma şeklinin nasıl olması gerektiğini çözdük. bir futbolcunun uyruğu, yetiştirildiği kulüp, transfer olduğu lig, kulüp, konjonktürel şartlar ki bu her anlamda düşünülebilir bu transferin fiyatı ve sebep-sonuç ilişkisine direkt etki eder. bir futbol liginin karakteri ve o ligteki her takımın futbol karakteri her zaman göz ardı edilir. ayrıca bir futbolcunun kişisel özellikleri ile zihinsel özellikleri arasındaki farkı da göz ardı eder bunu söyleyen dümdüz insan. bu durumu da şöyle açalım fazla kafa karıştırmadan.
örnek 2;
'' john o shea türkiye'ye gelse bank asya'da bile oynayamaz'' hmm evet koskoca futbol dahisi alex ferguson bunca yıldır anlamadı yani bu yanlışını ama bizim dümdüz futbol yorumcularımız ki herkes yorumcudur türkiyede tek bakışta çözdüler john'un gereksizliğini. bir kere manu'nun oynadığı sistemden ve bu sistemin gerektirdiklerinden haberin var mı diye sorulur bu arkadaşa. o shea manu'nun yıllardır oynadığı bu sistemi semirmiş bir savunmacıdır oysa. ve manu için değeri servet çetin'in 10 katıdır belki de. işte tam da bu yüzden yıllardır savunmacı oyuncularını nokta adamlarla onlarca yıl götürür ferguson. aynı şey darren fletcher için de geçerlidir ve örnekler her takımda çoğaltılabilir. işin teknik açıklaması daha sürer de sürer fakat düşünsel anlamda ne demek istediğimi anlayan anlamıştır diyerek başka bir düzlüğe geçiyorum.
örnek 3;
'' sabri sarıoğlu , tuncay şanlı gibi adamlar takımın ruhudur'' o zaman barcelona bildiğin ruhsuzdur zira takımda böyle hamasi takılan taraftara ve şova yönelik oynayan kimse yok. bir ronaldinho vardı ki o da sırf şovdu onu da saldılar gitti. ruh dediğimiz şey gazmıdır. yoksa bir takımın sahip olduğu karakteri ve bağlılığı sahaya tam bir aşkla, dayanışmayla yansıtması mıdır? yok öyle ruh be kardeşim olmadığını da rijkaard öğretiyor zaten. bizim ülkemizde bu hamasetlerin para etmediği zamanları görürsek ülke futbolunun çok ileri bir seviyeye geldiğini göreceğimizi düşünüyorum.
örnek 4;
'' cristiano ronaldo futbolcu mu be sadece şovmen, aynı beckham'' . ulan adam çok para kazanmanın yolunu bulmuş götürüyor diye nasıl futbolcu değil gibi bir sonuca varıyorsunuz kardeşim. böyle efsanelerin her zaman şakşakçısı da olur zaten sanki hiç söylenmeyen bir şeyi söylüyormuş gibi ronaldoyu kötülemenin çekiciliğine vurulur bu dümdüz güruh. ronaldo dediğimiz adam sağ açıkta oyayarak 40 küsür gol atabilmiş. topa her yerden vurabilen, frikik atabilen, güçlü, süratli, topla net dripling yapan, dikine oynayan, sorumluluk alan komple bir hücumcudur sırf narsiszmi ve kıroluğundan ötürü bu adama futbolcu değil demek nasıl bir adalettir. ne zaman takıma koysan her türlü ekmeğini yersin bu adamın.
örnek 5;
''messi hangi takımda olsa o takım şampiyon olur, başarıdan başarıya koşar'' pes mi oynuyorsun sen yeğenim. izlediğin 3-5 topçudan biri olduğu için bakabildiğin sığ çerçeveden öyle görünüyor olabilir. arjantin milli takımı pisi pisine katıldı dünya kupasına ve kadroda messi gibi kaliteli bir çok hücumcu mevcuttu.
örnek 6;
'' oğlum adam ülkesinde hep milli oluyor süper adam aldık''
böyle bir saçmalık olur mu be kardeşim. iyi futbolcu iyidir, sen bu adamın milli olmasına bakmak yerine karakterine ve senin kulübüne isabetine bak önce.
neyse bu klişeler böyle uzar gider. uzun lafın kısası kafa yormadan, düşünmeden, araştırmadan her konuda konuşmak türk insanın karakteri olmuş. düşünüp farklı bir şey söyleyen insanlar dokuz köyden kovulur halde. dümdüz yorum yapıp cahillik deryasında beyin ölümü yaşamak ise nefessiz kalmak pahasına toptan reddedeceğim bir onur mücadelesi.
örnek 1;
'' luka modriç 16 milyon pound ediyorsa arda turan 20 eder'' eveet gördüğümüz gibi bir anda tüm futbol dünyasının nasıl bir hata yaptığını ve piyasanın üst değerlerinin ve dalgalanma şeklinin nasıl olması gerektiğini çözdük. bir futbolcunun uyruğu, yetiştirildiği kulüp, transfer olduğu lig, kulüp, konjonktürel şartlar ki bu her anlamda düşünülebilir bu transferin fiyatı ve sebep-sonuç ilişkisine direkt etki eder. bir futbol liginin karakteri ve o ligteki her takımın futbol karakteri her zaman göz ardı edilir. ayrıca bir futbolcunun kişisel özellikleri ile zihinsel özellikleri arasındaki farkı da göz ardı eder bunu söyleyen dümdüz insan. bu durumu da şöyle açalım fazla kafa karıştırmadan.
örnek 2;
'' john o shea türkiye'ye gelse bank asya'da bile oynayamaz'' hmm evet koskoca futbol dahisi alex ferguson bunca yıldır anlamadı yani bu yanlışını ama bizim dümdüz futbol yorumcularımız ki herkes yorumcudur türkiyede tek bakışta çözdüler john'un gereksizliğini. bir kere manu'nun oynadığı sistemden ve bu sistemin gerektirdiklerinden haberin var mı diye sorulur bu arkadaşa. o shea manu'nun yıllardır oynadığı bu sistemi semirmiş bir savunmacıdır oysa. ve manu için değeri servet çetin'in 10 katıdır belki de. işte tam da bu yüzden yıllardır savunmacı oyuncularını nokta adamlarla onlarca yıl götürür ferguson. aynı şey darren fletcher için de geçerlidir ve örnekler her takımda çoğaltılabilir. işin teknik açıklaması daha sürer de sürer fakat düşünsel anlamda ne demek istediğimi anlayan anlamıştır diyerek başka bir düzlüğe geçiyorum.
örnek 3;
'' sabri sarıoğlu , tuncay şanlı gibi adamlar takımın ruhudur'' o zaman barcelona bildiğin ruhsuzdur zira takımda böyle hamasi takılan taraftara ve şova yönelik oynayan kimse yok. bir ronaldinho vardı ki o da sırf şovdu onu da saldılar gitti. ruh dediğimiz şey gazmıdır. yoksa bir takımın sahip olduğu karakteri ve bağlılığı sahaya tam bir aşkla, dayanışmayla yansıtması mıdır? yok öyle ruh be kardeşim olmadığını da rijkaard öğretiyor zaten. bizim ülkemizde bu hamasetlerin para etmediği zamanları görürsek ülke futbolunun çok ileri bir seviyeye geldiğini göreceğimizi düşünüyorum.
örnek 4;
'' cristiano ronaldo futbolcu mu be sadece şovmen, aynı beckham'' . ulan adam çok para kazanmanın yolunu bulmuş götürüyor diye nasıl futbolcu değil gibi bir sonuca varıyorsunuz kardeşim. böyle efsanelerin her zaman şakşakçısı da olur zaten sanki hiç söylenmeyen bir şeyi söylüyormuş gibi ronaldoyu kötülemenin çekiciliğine vurulur bu dümdüz güruh. ronaldo dediğimiz adam sağ açıkta oyayarak 40 küsür gol atabilmiş. topa her yerden vurabilen, frikik atabilen, güçlü, süratli, topla net dripling yapan, dikine oynayan, sorumluluk alan komple bir hücumcudur sırf narsiszmi ve kıroluğundan ötürü bu adama futbolcu değil demek nasıl bir adalettir. ne zaman takıma koysan her türlü ekmeğini yersin bu adamın.
örnek 5;
''messi hangi takımda olsa o takım şampiyon olur, başarıdan başarıya koşar'' pes mi oynuyorsun sen yeğenim. izlediğin 3-5 topçudan biri olduğu için bakabildiğin sığ çerçeveden öyle görünüyor olabilir. arjantin milli takımı pisi pisine katıldı dünya kupasına ve kadroda messi gibi kaliteli bir çok hücumcu mevcuttu.
örnek 6;
'' oğlum adam ülkesinde hep milli oluyor süper adam aldık''
böyle bir saçmalık olur mu be kardeşim. iyi futbolcu iyidir, sen bu adamın milli olmasına bakmak yerine karakterine ve senin kulübüne isabetine bak önce.
neyse bu klişeler böyle uzar gider. uzun lafın kısası kafa yormadan, düşünmeden, araştırmadan her konuda konuşmak türk insanın karakteri olmuş. düşünüp farklı bir şey söyleyen insanlar dokuz köyden kovulur halde. dümdüz yorum yapıp cahillik deryasında beyin ölümü yaşamak ise nefessiz kalmak pahasına toptan reddedeceğim bir onur mücadelesi.