resim
Domènec Torrent Font
Görev:Teknik Direktör
Takım:San Luis
Yaş:62
Uyruk:İspanya
  • 2526
    oyun anlamında geldiği günden bu yana ışıltılı birşeyler hâlen bulamamış teknik direktör.
    geldiği günden bu yana, maç maç değil de genel havaya bakarak bi değerlendirme yapacak olursak, oldukça dağınık bir görüntü çizmiştir. bir kadro veya bir oyun bulamamıştır. yapacağı denemeleri, kampta yetenekli gençlerle yapıp, bu sezon işimizi görecek bi oyun oynatabilirdi. geldiğinde kulüp, kafa olarak kopmuştu şampiyonluktan. böyle anlarda sonuca hızlı gitmek lazım. takıma ihtiyacı olan şeyi vermek lazım. ama torrent hoca, bana kalırsa yanlışı seçti ve hâlen doğru oyuncu grubuna uygun bir taktik geliştirme aşamasında. galatasaray bu değil. yaşlanmış topçulara uygun taktik varyasyonlar geliştireceğine, bunu kampta gençlerle deneyebilirdi. neyse, çok uzatmadan lafı bitirelim. ihtiyacımız olan adam bu değildi. kendisi çok donanımlı harika bir adam olabilir fakat yanlış zamanda ve yanlış yerde.
  • 2527
    bu kadar baskı, haksız eleştiri, itibar suikasti ve hakarete maruz kaldığı halde hala işini yapmaya devam eden teknik direktörümüz.

    torrent'e neden mobbing uygulanıyor? hem de kendi taraftarımız bunu yapıyor. neden?

    sanki torrent'in elinde manchester city kadrosu var da, neden guardiola gibi olamadın deniyor adeta.

    * galatasaray kadrosu kötü bir kadrodur.
    * galatasaray kadrosu, kadro mühendisliği yapılmadan oluşturulmuş, toplama bir takımdır.
    * galatasaray kadrosu, şampiyonluğa oynayabilecek, başarılı olabilecek yetenekte ve potansiyelde oyuncular içermemektedir. zaten bu nedenle yalnızca, kerem, marcao ve nelsson konuşulmakta. bu üç oyuncu dışında kaliteli ve fark yaratabilecek oyuncumuz yoktur. torrent'in tek transferi inaki pena'dır, o da oynadığı maçlarda fark yaratmış ve başarılı olmuştur.

    futbol futbolcularla oynanır. bir futbol takımının iyi futbol oynayabilmesi için, öncelikle o futbol takımının iyi oyunculardan kurulu olması gerekir. bu takımı torrent kurmadı.

    peki bundan başka torrent'i suçlayacak ne var? taktiksel hata mı yaptı? takımı mı çalıştırmadı? bir teknik direktör'ün yapması gereken ve torrent'in yapmadığı veya yapamadığı ne var?

    en son yapılan eleştiriler ise, 18.04.2022 malatyaspor maçında gençler neden oynatılmamış? takım maç kazanamazsa torrent kötü. gençlerle çıkıp maçı kazanamasa, torrent kötü. torrent deneyimli oyuncularla oynayıp maçı kazanınca, vay efendim, neden gençler oynatılmadı. bu gerçekten anlamsız bir eleştiri. mevcut düzende, torrent'e gençleri oynatabilme rahatlığı sağlanmadı. hal böyleyken, kendisinden beklenen yalnızca maç kazanması iken, o da maç kazanmaya çalışıyor.

    torrent'e saldırılmasını anlamsız buluyorum.
  • 2528
    bu adama geldiği günden beri istisnasız her maç sonu hakaret edildi. neymiş efendim 100 maça bile çıkmamış. adamın kaç yıllık yardımcılık tecrübesi var. yok yani adam sanki aşçıymış da biz onu direk takımımızın başına getirmişiz gibi bir algı var. bu adam yıllardır futbolun içinde. hem de bu işi tam olarak 'profesyonel' yapan iki büyük takımın teknik ekibinde yer almış bir adam. adam sanki ilk defa futbolcu görüyor, ilk defa tesis görüyor gibi muamele görüyor hem taraftardan hem de basın vs. den. kendimi adamın yerine koyuyorum gerçekten çok zor işi.
    yani kaç yıldır pas futbolu oynayacağımız yada kimilerine göre 'oynadığımız' söyleniyor ama kadro öyle bir kadro ki pas futbolu için uygun 5 oyuncu bile yok. kadronun pas futbolu için uygun olduğuna öyle inandırmışlar ki sizi gidip yine aynı akıma uygun bir teknik direktör getirmişsiniz. hadi bakalım malzeme bu bir de senin 'pas futbolu' nu görelim. yani gerçekten bizim sorunumuz bu oyunu oynatamayan bir teknik direktör müydü? bence bizim en büyük sorunumuz kadromuzun pas futboluna uygunsuzluğu. fatih hoca ve burak elmas o kadar kötü tercihlerde bulundular ki şu an bu kadroyu torrent'e uygun hale getirmek imkansız. açıkçası ben bu takımın bu saatten sonra başka bir oyuna uyumlandırılabileceğinden de çok şüpheliyim.
  • 2529
    adam fatih terim'in son dönem replikası resmen.

    ben sene başı bi süre takımı izlesem sonra 3-4 ay izlemeye ara versem ve tekrar izlemeye başlasam fatih hocanın artık bırakması gerektiğini, takımın sezon başından beri hiç ilerleme kaydetmediğini falan düşünürüm, söyler yazardım.

    bir hoca değişimi hiç bir şekilde etki etmez mi takıma? etmiyor demek ki. hem de ne iyi anlamda ne kötü anlamda fatih hoca hiç ayrılmamış gibi gerçekten, kendisini tebrik ediyorum.

    kendi adıma fatih hoca gönderilsin deme sebeplerimin hepsini aynen tekrarlıyor, önümüzdeki sezonda şans isteyen hoca gönderilen hocayı taklit etmez ortaya yeni bişeyler koyar!
  • 2530
    galatasaray sözlükte daha 2 hafta önce haftanın en odsayt entrylerinin 20 entrysinin tamamı kendisini eleştiren entryler ile doluyken 'kim savunuyor bu adamı' çıkışlarına kahkaha ile güldüğüm spor adamı.

    3 taraftar stadta yuhalıyormuş da çaycı deniyormuş da... açın ekşi sözlüğü her gün fatih terim'e neler dendiğine bakın mesela. liverpool'a yenildi diye guardiola'ya bile neler deniyor. her maça gitmesek örgütlü bir yuhalama var sanacağız. ua ses çıkarmıyor zaten.

    kendisinin en büyük şansı fatih terim'den sonra gelmesi ve yabancı olmasıdır. bu sebeplerle de ya sahadan alakasız basın toplantıları harika ya gibi soyut argümanlarla ya da takımın kondisyonu arttı gibi yalan argümanlarla haftalarca övülmüştür. takımsa ileri gitmeyi bırakın geri gitmiştir.

    işin komiği de terim genç oynatmıyor, babel-feg oynatıyor diyenler- ki torrent'e nazaran oynatmıyordu bile denebilir- bugün morutan'ın, halil'in, barış'ın hic edilip torrent döneminin en büyük hücum silahının babel olmasına meşruiyet yaratmak için sosyolojiden giriyor psikolojiden çıkıyor.

    ha torrent çok suçlu mu? hayır. riekerink bugün nasıl iskenderunspor'da ceo ise torrent de yarın en fazla almeria'da u19 hocası olacak. kimse de torrent'e öfkeli değil zaten. ama terim'i sevmeyenlerin, sırf kendisinden sonra geldiği için terim'de sevmediği yönlerin tam zıttı bir karakter anlatısı yapmamışlar gibi direksiyon çevirişi çok komik.
  • 2531
    karşısında küme düşmüş ve nerdeyse terlemeden maçı bitiren bir takım vardı. şu ortamda takımı motive etmek zaten imkansıza yakın; bu konuda hakkını verelim, ama taraftarın tepki koyduğu şey şu ki: bir maç daha kazanırsak kümede kalmayı matematiksel olarak garantileyeceğiz- şu maçta, hiç değilse yedeklerde altyapı oyuncusu tutması kötü mü olurdu yani? izlediğiniz maçtan keyif aldınız mı? galibiyete sevindiniz mi? kazanmanın (3 puan almış olmanın) huzuru dışında bir duygu hissettiniz mi?

    eziyete dönen bir sezonun sonlarında, geleceğe dair heyecanlanacak bir şey arıyor olmanın adı, torrent nefreti- terimcilik- nifakçılık- sosyal medya taraftarlığı mı olmak zorunda?

    arda oyuna girdi ve iki şey yaptı; kontrol edip pas vereceği yerde, kendisini eski arda sanıp şık topuk pası yapmayı denedi madara oldu ve kendisine götüyle gülen taraftarı duydu. ardından birkaç dakika sonra otuz metre depar atıp manasız bir top kazanıp göze girmeye çalıştı. şimdi bunun karşısında, oyuna beknaz'ın girdiğini hayal edin... onun heyecanını izlemek, ona bunu yaşatmak varken niye bunu yaşıyoruz? en kötüsünü de hayal edin etmişken; beknaz bir hata yaptı ve maçı kaybettik; taraftar onu ıslıklar mıydı alkışlar mıydı?

    rezil bir sezonun şu noktasında, kendisinden bunu beklemiş olmak çok mu acayip?

    (bkz: 18 nisan 2022 galatasaray yeni malatyaspor maçı)
  • 2532
    kadro kötü diyerek savunulan bir garip antrenör.
    antalyaspor kadrosu bizim kadromuzdan kat be kat iyi çünkü. nuri şahin 34 yaşında tecrübesiz şekilde takımı adam etti.
    konyaspor kadrosu bizim kadromuzdan çok çok iyi. ilhan palut 45 yaşında ligdeki her takıma kök söktürüyor. hem de ilk defa değil.
    alanyaspor kadrosu uçuyor zaten. farioli 33 yaşında bir şeyler veriyor takıma.
    adan demirspor kadrosu toplama değil çünkü harika kadro yapılanması var. montella 47 yaşında italya da öğrendiği her şeyi burada başarıyla uyguluyor.
    ha keza kasımpaşa bir kadro var adamlarda üf. sami uğurlu teknik direktörü tanımıyorum ancak ilk etapta başarılı.
    aklımızla alay ediliyor sayın galatasaray'lılar diye bağırmak istiyorum artık.
    son söz galatasaray'ın başında bu gözlerin gördüğü en kötü teknik direktör demeye dilim varmıyor teknik çalıştırıcı.
  • 2533
    ışık hızıyla tükettiğimiz isimlerden biri daha. lafa geldi mi fenerbahçe maçı bizim için önemli değil diyoruz ama derbi mağlubiyeti sonrası sözlükte torrent’e genel bakış 180 derece değişti. rüzgarın estiği yöne savrulup durmayalım artık. hoca geldiğinden beri tüm medya ve bir grup taraftar acımasızca eleştirdi adamı. adamın başarısız olması için zaten fazlasıyla uygun bir ortam varken bir de biz köstek olduk. derdimiz galatasaray değil de kişilermiş gibi davrandık. birilerine olan öfkemizi hocadan çıkardık.

    malesef içinde bulunduğumuz düzen sesi çok çıkanın haklı olduğu bir düzen. basın toplantılarında nelerin gelişmesi gerektiğine dair analiz yapmak yerine her fırsatta takımdaki oyunculara atsaydı topu üzerindeki baskıyı bir nebze azaltabilirdi belki. ama o belki de oyuncuların üzerindeki baskıyı daha da arttırarak, kendi oyuncularımızı değersizleştirmemek için bu yola başvurmadı.

    hoca muhtemelen önümüzdeki sezon takımın başında kalamayacak. bunu galatasaray için kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorum. çünkü biliyorum ki mevcut takıma hocanın kafasındaki özelliklere sahip birkaç oyuncu eklenmesi halinde takımdaki yaratıcılık sorunu çözülecek.

    bağırıp çağıran, asan kesen, sorumluluğu hep başkalarına atan ama hitabeti güçlü olan liderler değil şov peşinde olmayan, bilginin peşinde koşan, bilimi uygulayan insanlar taşıyacak galatasaray’ı ileri.
  • 2534
    sezon sonu yolların ayrılacağını düşündüğüm mevcut antrenörümüz.(teknik direktör demeye dilim varmadı) ligde sonradan takım çalıştırıp da bu kadar düşük puan ortalaması yapmak hele galatasaray'da çok zor bir işti. kendisini tebrik ederim.oyun olarak iyi gitmeyen takıma hiçbir artı değer katamadığı gibi bir de geriletme yaşatmıştır. geldiğinde hala ilk 4 sıra şansımız varken şimdi ligde kalmayı garantileyeceğiz diye konuşuyoruz.
    en major hatası da nou camptan alışılagelmiş uel deplasmanları planıyla çıkan takımımız rövanşta öne geçmesine rağmen defansta konsantre ve sağlam duramamış bunu becerememiştir (uel'de en iyi yaptığımız işti bu sezon) . defansımız rövanşta bu kadar gedik verince de pisi pisine barçaya elendik ve şu an west ham'ın yarı finalde rakibi olma şansını çok ucuz bir şekilde kaybettik. hala üzülürüm bu duruma. kendisi gözümde bırakın tudoru riekerinki, prandelli hagi bülent ünder düzeyinde hatta daha da yetersiz ve kötü bir çalıştırıcıdır.
  • 2535
    nasreddin hoca bir gün eşşeğiyle şehirden köye dönüyormuş *. gel gelelim, eşşeği yolda gördüğü eşşek bokunu gördükçe kokluyormuş. bir, iki, üç derken hoca duruma içerlemiş, eşşeğinin kokladığı her boku heybesine atmaya başlamış. akşam olmuş, akşam vakti ahıra vardıklarında heybesini eşşeğin yemliğine boşaltmış. eşşek somurtmuş, yememiş. hoca da demiş ki "niye somurtuyorsun? sen kokladın ben topladım" demiş.

    torrent'i savunmak asla ayıp değildir ("biz orta doğu toplumları" diye başlayan beylik sosyolojik tespitler müstesna). keşke ben de bunu becerebilsem, sîneme vura vura desem ki "ben galatasaray teknik direktörü domenec torrent olsa da savundum, riekerink olsa da savundum" diyebilsem. ha, arada sırada ben de bunu deniyorum ama "neresini savunacaksın lan bu adamın?" diyorum, elle tutulur bir noktasını bulamayınca bırakıyorum. yine de bir gün savunmayı başarabilirsem bunu asla gizlemeyeceğim, "kim savunuyor lan???" çıkışında bulunmayacağım sevgili gs sözlükçü kardeşlerim, ağabeylerim ve ablalarım. zira savunmak demek behemehal "tck'nın filanca maddesinin bilmem kaçıncı fıkrası" demekle olmuyor işte, çok sevdiğin kızın kısa eteğine laf eden anne-babaya "bu kız alışveriş mi yaptı??? bu dolabı kendisi mi dizdi de eleştiriyorsunuz???" demek de bir yerde savunmak oluyor; saygıdeğer gs sözlükçü kardeşlerim, ağabeylerim ve ablalarım.

    ben; çok saygıdeğer burak elmas başkanımdan * torrent hamlesi geldiğinde çok zekice bir hamle geldiğini düşünmüştüm (savunmak gibi olmasın da). aklımdan geçen, burak elmas'ın, fatih terim gibi ağır bir taşın (kaya) ardından gelecek sönük bir figürün (söz temsil, valerien ismael) tepkileri doğrudan üstüne geçmemesi için birkaç haftalığına geçiş dönemi kabilinden (önder karaveli örneğinde olduğu gibi) domenec torrent'i getirdiği ve bir süre kendisiyle devam edip yeni gelecek hocanın üstünden şimşekleri topladıktan sonra, ölümü gösterip sıtmaya razı ederek yeni hocanın yükünü hafifleteceği ve torrent'in de (en başta söylendiği gibi) yardımcı ekipte görevine devam edeceği şeklinde iyimser düşüncelerdi. hoş, aldığı maaşla ilgili söylentileri duyunca işin hiç de öyle olmadığını anlamam çok uzun sürmedi.

    ha, yine de her galatasaraylının fikri aynı olmadı (olmak zorunda da değil). birtakım saygıdeğer galatasaraylının eğilimi, torrent'i eleştirmek yönünde oldu. öyle ya, 2019'da kazanılan şampiyonluğun ardından bile birtakım internet ünlülerinin yol göstermesiyle (haşa) hazreti ömer'e kılıç çekip adaletten şaşarsa kellesini almakla tehdit eden sahabe gibi başarısızlık olursa ismi önemsiz, kim olursa olsun eleştirmekten çekinmeyeceğini söyleyen insanlardı bunlar (sonuç: yeni sezonun ilk maçından sonra * twitter'da istifa hashtagi çalışmaları). tabii her taraftar o kadar da fikri hür vicdanı hür olmayacağı için (bu fikri hür vicdanı hür payesi ne hikmetse adamına göre kullanılıyor, adamına göre rafa kaldırılıyor) torrent gelir gelmez, anadolu'nun bilinmeyen bir yerinde kimsenin bilmediği bir kamp yeri bulan bir gencin "ufff hafız bir kamp yeri buldum, kekik kokularından genzin açılıyor" dediği gibi kimselerin göremediği cevheri görmüş gibi övgüleri başlamıştı. bakın; kalbinde torrent sempatisinin zerresi olan herkes aynıydı demiyorum. ben bir kitlenin hepsine kefil olamam, hepsi için aynı şeyi söyleyemem. size de öyle olmamanızı salık veririm muhterem hazirun *.

    işte; onlara göre, torrent messi'yi kanattan merkeze çeken bir karar mekanizması idi. bundesliga'da her takımın kornerlerini çalışıyordu, o kornerlerin dönüşünde bayern münih rakiplerine 3'er 5'er sallıyordu. grup vitamin'in solisti rahmetli gökhan'ın ömrü vefa etseymiş gruptan ayrılıp torrent ile düet yapacakmış. guardiola'nın zoom'dan bizim takımı yöneteceğini iddia eden biri bile vardı ama o konu dışı. o kadarını torrent'in kendisi bile iddia edemezdi.

    gelir gelmez torrent hakkında bunlar söylenince biz de harbi takımı uçuracak kaçıracak sandık. eee aradan geçti üç maç (16-23 ocak 22 aralığındaki hatay, kasımpaşa, trabzon üçgeni) üç maçta üç yenilgiyi aldık mı? e tabii, biz gariban galatasaray taraftarı da "noluyoruz birader" demeye başladık. ne de olsa rijkaard sonrası hagi'yi görüyorduk, kadıköy deplasmanında takım yepyeni bir kimliğe bürünüyordu. fatih terim sonrası mancini'yi görüyorduk, torino deplasmanında afyonspor deplasmanı gibi rahat oynuyorduk. prandelli sonrası hamza hamzaoğlu'nda bile bambaşka bir takım izliyorduk ama torrent geldikten sonra takımın şu şekilde kıpırdanmasını bekliyorduk https://gss.gs/52z.jpg tabii bizim aklımız ermediği için, denildi ki "şimdi millî ara var, hoca takıma bir alışsın, ondan sonra görürüz" denildi. e biz de çaresiz beklemeye koyulduk.

    millî aradan sonra 10 kişi kalan alanya deplasmanı, kayseri maçı, skandal bir 45 dakikanın oynandığı göztepe deplasmanı derken torrent hakkında biz garip gureba galatasaraylılar yine haddi aşarak sorgulayıcı bir tutum sergilemeye başladık. aaa, bir de gördük ki meğer bir hocanın takıma etki edebilmesi için önce o takımı kendisinin kurması gerekirmiş. 2013'te göreve gelen mancini, 2014'te gelen hamzaoğlu, 2017'de gelen fatih terim filan hep sıfırdan inşa etmişler meğer takımlarını.

    sonra da tabii insanlar kör değil. internet çağında kamboçya ligi'ni dahi takip eden insanların olduğu dünyada yanı başımızdaki beşiktaş'ın, fenerbahçe'nin yeni getirdikleri ismail kartal gibi hocaların takımlarına nasıl etki ettiklerini gördük. tabii sorgulamaya başladığımızda duyduk ki meğer bizim kadromuz "çöp"müş *. a-ha, daha 3 ay önce takımın başındaki adam için "gencecik çocukların hakkına girip köreltiyor onları" dememize yol açan kadro aslında bir rüyaymış. iyi ama hadi beşiktaş'ta pjanic gibi, alex gibi başarıya aç süper starlar var; fenerbahçe'ye bakıyorum, sağ bek osayi-samuel, ortada zajc oynuyor, crespo mrespo var. bizim kadro çöp de onların kadro gökten zembille mi inmiş? delikanlı gibi söyleyin; fenerbahçe kadrosundan kaç kişiyi alırsınız da direkt galatasaray 11'ine koyarsınız? şahsen benim tek imrendiğim nokta as kalecileri sakatlanınca yedekten soktukları tabanca gibi bir kalecilerinin olması ve ikisinin de türk olması. biz pena diye bir kaleci alıyoruz, adamın istatistikleri ismail çipe'den hallice. ayağı iyiymiş, ayağı iyiyse nal çaktırsın da hipodroma çıksın.

    bir de senelerdir doğru düzgün transfer yapamamış (sattığın kadar al muhabbeti) kulüp cicaldau'ya 6 milyon verdi diye batacakmış. senin ezeli rakibin samatta'ya (misal) o parayı veriyorken batmıyor ama sen cicaldau'ya 6 milyon verip avrupa ligi'nde o parayı amorti ettiğinde batıyorsun, öyle mi? e 2022 piyasasında bir cicaldau transferi ile batan kulüp batsın bir zahmet. ama söze gelince takımın eski hocası 24 milyon euro para harcatmış, o yüzden kulüp batmış (hâlâ o adama komisyon iftirası atanlar var da neyse) ama bunun torrent ile alâkasını daha çözemedim.

    evet, haklısınız. bunlar bir insanı (sırf fatih terim'den sonra geldi diye) savunmak değil. mancini'den sonra gelmiş prandelli'yi el birliğiyle * linç ediyorduk ama torrent'i sütten çıkmış ak kaşık gösteren bunca yorumun hiçbirinin fatih terim'den sonra gelmesi ile bir alâkası yok *; hatta bunlar savunma bile değil. bunlar koklamadır saygıdeğer galatasaray camiası. onlar kokladı, biz de topluyoruz.

    10 sene sonra 2 satır yazalım dedik, kendi çöplüğüme dönerken diyorum ki kırdığımız olduysa affola. torrent; samimi bir ortam oluştu, sen de tazminatta uzlaş da bu defter kapansın. öptüm. *
  • 2536
    real madrid'i, ispanya milli takımını çalıştıran del bosque'nin "yeniköy kasabı" olarak yaftalandığı avrupa'nın 15. sıradaki futbol ülkesinde "çaycı" olarak bahsedilen teknik direktör.

    kendisi şu an aktif teknik direktörler içinde en fazla üst düzey kupa kazanan pep guardiola ile birlikte barselona, bayern münih ve manchester city'nin prime zamanlarında çalışmıştır. kendisine çaycı diyenler, üstüne bir de taktik bilmiyor diyor. önceki satırı tekrar okuyalım: "barselona, bayern münih ve manchester city'de çalışmıştır; taktik bilmiyor"

    geçen gün adnan öztürk'ün röportajını dinledim bir süre, şöyle diyor: "sosyal medya galatasaray'a yaramadı!" o kadar doğru bir tespit ki... 96-2000 yıllarına dönüyorum ve şimdi sürekli twitter'da teknik direktör ve futbolcu linçleyen zihniyeti düşünüyorum, o yıllarda olsalardı ne galatasaray 4 sene üst üste şampiyon olabilirdi, ne de uefa kupası ve süper kupa gelirdi. fatih terim muhtemelen galatasaray'a geldiği ilk sezon ya kovulurdu, ya da istifa etmek zorunda kalırdı... ya da bugün efsane olarak adlandırdığımız çoğu futbolcu oyun oynayamayacak hâle getirilirdi kendilerine yapılan hakaret ve saldırılardan dolayı. dünyada twitter'ı bu denli linç aracı olarak kullanan muhtemelen tek ülke türkiye.. bu da sosyolojik ve antropolojik bir inceleme konusu, ama bizim konumuz domenec torrent...

    en başta yazıya başladığım noktadan devam edeyim. galatasaray torrent'i enkaz bir dönemde, küme düşme potasının hemen bir adım üzerinde göreve getirdi ve kendisi tek bir futbolcu bile aldırmadı. adamın teknik direktör olarak olmasa da, antrenör olarak geçmişi gerçekten çok sağlam. içinde bulunduğu ekiplerin kazandığı kupaları şu an türkiye'deki tüm teknik direktörler toplansa rüyasında bile göremez. yani bu adama futbolu bilmiyor demek komik, aslında kendi cehaletini görmemek demek. türkiye avrupa'da 15. sıraya gerilemiş, işte tam da bu akılsız fikirler yüzünden. her şeyi bir anda göklere çıkarıp, bir anda yerin dibine sokanlar yüzünden. domenec torrent değil, bugün guardiola'nın kendisi gelse bu ortamda bir yil dayanamaz. örneği var çünkü: rijkaard geldi, adamı futboldan soğuttular. barselona'yı elit seviye tekrar çıkaran birinci adamdı rijkaard. ama bizim çok bilmişlere fark etmez. klavye başında mısır patlağı ve çerez yerken her gün birini linçlemek adeta mastürbasyon etkisi yaratıyor bünyelerinde. onun için bugün torrent'i linç edecekler, yarın yeni biri gelecek iki defa kötü sonuç alınca ufak ufak onu ısırmaya başlayacaklar. olacak olan bu.

    domenec torrent doğru tercih miydi, değil miydi, o bambaşka bir konu. ancak, bütün bu olanlarda torrent futbol cahili demek, çaycı demek bambaşka bir konu. ülkedeki bu ölçüsüz tapınma ve nefretle linç etme ayarsızlığı değişmedikçe türkiye 15. değil 20. sıraya doğru gidecek bu gidişle.

    şimdi de neden altyapıdan oyuncu oynatmıyor diye eleştiriliyor. ya hu seçim öncesi iki başkan adayı da geriye kalan bütün maçları kazanması lazım dedi. -bilhassa eşref hamamcıoğlu tff'den gelen galibiyet ödemelerini çok önemsediğini söyledi- torrent tabii ki maçları kazanmak için elindeki inandığı en iyi 11'i oynatacak. taylan - berkan milli takıma seçiliyor, en iyi iki yerli orta sahan bunlar işte... ve kerem'den sonra en hazır kanat oyuncusu babel.

    barça'ya karşı bireysel iki hatadan kaybedilen avrupa maçı sonrası bile "fatih terim babam" diyenler torrent'i eleştirdi. o barça gidip deplasmanda real madrid'i 0-4 yendi aynı hafta. adama çok kısıtlı sürede hem maç kazan deyip, hem de bir anda altyapı oyuncusu neden oynatmıyorsun diye baskı kurmak, göndermek için bahane aramaktır. kurdun niyeti kuzuyu yemek olunca binbir bahane ararmış misali...

    yazı torrent'i savunuyor gibi algılanacak olsa da, mesele torrent değil. avrupa'nın 15. futbol ülkesinde herkesin barça, manchester city ve bayern münih'te çalışmış bir adamdan kendini daha iyi futbolu biliyor sanması.
    türkiye'deki ortalama bir futbol izleyicisi şu soruyu soruyor mu: burada çalışan bir teknik direktörün kulüpleri avrupa seviyesine çıkarması için gerekli ortam var mı?

    aslında olay çok basit. ülkedeki futbol ortamı kaostan beslendiği için hiç kimsenin sistem oturtmakla, taktik çalışmakla, oyuncu kazanmakla gerçekten ilgilendiği yok. bilinçaltında tükettiği kadar tatmin olan bir toplum var. -şeker bağımlısı gibi-. bugün torrent afiyetle yenecek, yarın başka birisi.

    seni de yiyecekler belli ki!
    şimdiden geçmiş olsun torrent.
    yolun açık olsun...

    düzenleme: tyard, sağolsun uyardı, 15. değil, 20. sıraya gerilemiş takım bazında türkiye! https://www.uefa.com/...gs/country/#/yr/2022
  • 2537
    türkiye gibi 3. dünya ülkelerinde eğer teknikdirektör olacaksan, hatta yabancıysan, mutlaka lider vasfın olmalı. futbol bilginin ne derece olduğu çok önemli olmuyor. o sebeple en başından beri torrent'in tutmayacağını söyledim. bana göre futbol bilgisi olarak ülkeye gelmiş en iyi yabancılardan. ama diğer faktörlerde ne yazık ki bizim lig için sınıfta kalıyor. tarihiminizin en uyumsuz kadrolarından birinden tavşan çıkarması bekleniyor. çıkaramaz. muhtemelen de görevine son verilecek. keşke gelecek sezon o ve ekibi 2. adam olarak kalsa. zaten tazminatını söke söke alacak. en azından çalışarak alır.
  • 2538
    canımız ciğerimiz muslera’dan sonra gelecekteki kaptanımız nelsson da dome’nin teknik adamlığını ve insani yanını öven demeçler vermiştir. bu açıklamaları sadece ayıp olmasın diye yaptıklarını düşünmüyorum. bence yeni gelecek yönetim, teknik direktör hakkında karar vermeden önce kesinlikle oyuncuların da görüşünü almalıdır.
    https://twitter.com/...F0HmnSXlY9r5aEy_2bWw
  • 2539
    bir şeyi çok bilmenin, o işte başarılı olacağının garantisi olmadığının ispatı teknik direktörümüz. futbol milyonlarca değişkenin olduğu bir tez, antitez ve sentezden oluşan bir oyun oldu. torrent futbolu her ne kadar çok iyi bilsede antitez ve sentez üretmede başarısız olduğu bir gerçek. artık günümüzde futbol bir oyun oturtup o oyunla başarılı olmanın hedeflendiği bir oyun olmaktan uzaklaştı. bunun en iyi örneğini guardiola-klopp çekişmesinde görüyoruz, aslında kendiside bunun en yakın tanığı. guardiola ortaya bir tez koydu sonrasında klopp gelip bir antitez yazdı guardiola’nın futboluna. sonrasında guardiola bir sentez yarattı ve bu sarmal devam etti bunun sonucunda dünya futbolu bir üst basamağa çıktı. o sebeple bunları yapamadığı için başarısız oldu torrent hoca.
  • 2540
    3-4 aydır takımımızın başında olan teknik direktör.

    tırt bi hoca. mesela klopp 2015’te liverpool’un başına geçince ilk sezonunda şampiyon oldu. hakeza guardiola da öyle, 2016’da man city’te geçti, şakkadanak epl’yi aldı.

    pardon, klopp’un ilk sezonunda leicester city, pep’in ilk sezonunda chelsea şampiyon olmuş.

    olsun, torrent yine de tırt. o kadar transfer yaptı, hala ligde nal topluyoruz. yaz kampında takımı iyi çalıştıramamış. kendisiyle geçen her saniye zarar, torrent istifa.
  • 2541
    futbol bilgisine dair hiç kuşkum yok. ama bu adamdaki zihniyetle, bruyne'ü doğru düzgün oynatmadan wolfsburga yollayan, salah'ı yetersiz bulup romaya yollayan zihniyet aynı. gram eksiği yok. yani öyle bir politika izliyor ki taraftarı da inandırdı morutan'ın çöp, cicaldau'nun yetersiz olduğuna. gomis azıcık kıpırdanabilse eminim beşiktaş maçına da gomisle çıkıp mustafa'nın harikalar yarattığı o maça da vakıf olamamamızı sağlar, umudumuzu kestirirdi.

    hayır sen buraya şampiyon ol diye gelmedin. transfer sezonunda milyonlar harcamış ve havlu atmış bir takıma, milyonlar harcanan morutan'ı ve cicaldau'yu, barış'ı falan oynatabil, futbolcuları kazan diye geldin.

    peki ne yaptın? bunları kulübeye atıp 1 ay sonra adını sıfatını unutacağımız babel, arda derdine girdin.

    yani 1 maç fazla kazanıcam diye(ki onu da kazanamadı), girdiği şu haller utanç verici.
  • 2542
    kötü teknik direktör. iyi bir antrenör olması, iyi teknik direktör olacağı anlamina gelmez. dünya üzerinde ki diploma almış bütün teknik direktörler teknik ve taktik bilir zaten. sonuçta fm oynayan insanların öğrendiğini bu işi yapanlar öğrenmeyecek değil. ikinci adam olup akıl vermekle, birinci adam olup yönetmek çok farklı işlerdir. futbol bir savaş stratejisidir. planı cizip takımı yönetmek ile yönetecek adama yardımcı olmak bambaşka karakterlerin işidir. antrenör olarak fayda sağlayabiliriz ama teknik direktör olarak bizi bir adım ileriye goturemez.
  • 2543
    galatasaray’in sozlesmeli futbolcularinin, kendilerini oynatacak galatasaray'in mevcut antrenorunu ovdugu icin taktik deha ilan edilen yardimci antrenor. bunun bir alt seviyesini de basin toplantilarinda sarf ettigi cumleler sebebiyle taktik deha ilan edilmesiyle gormustuk. keske boyle bir seviye yukselmesini yonetiminde kazandigimiz puanlarda ya da rakipten iyi oynadigimiz mac sayisi fazlaliginda gorseydik. olcumuz futbolcularin teknik direktor ovmesiyse fatih terim’i niye gonderdik? ondan daha fazla futbolcudan ovgu alan hoca mi var? onyekuru’sundan nagatomo'suna kulupten ayrilirken vedalasmaya mendil yetistiremedik. tonla topcunun da terim’e “baba, baba” demesiyle kiskanmalari yuzunden gercek babalariyla aralarinin acildigi konusuluyor*.

    her ehliyet sahibi birey yaris arabasini cok iyi kullanacak diye, onu da gectim iyi bir sofor olacak diye birsey yok. yine mesela pozitif bilimlerde uzman her akademisyen sahaya ciktiginda ortaligin tozunu attiracak diye birsey yok. her pro lisans sahibi antrenor gelip galatasaray'da teknik direktor olmali diye bir kural da yok. tek vasfi bu lisans olunca dustugumuz hal meydanda zira.

    sosyal medyada hayatin bu tip basit gerceklerinden bihaber sekilde ovulen kisidir. ayni sekilde kendisinin performansindan da bihaber sekilde.

    edit: yazim ve noktalama hatasi varmis, giderildi.
  • 2544
    liyakatı tartışmaya fazlasıyla açık bir isim olduğu için ropörtajlarda soru sorulduğunda futbolcularının futbolu bildiğini aktardığı hoca. çünkü iş bu kadar dip, bu kadar temel noktada. adama 8 şampiyonluk, 1 uefa kupası kazanan, şampiyonlar liginde çeyrek final oynatan hocaya verdiğimiz maaşdan fazla maaş vermiş ekibi için de öncekine göre 10 kat bütçe ayırmışız, ancak aldığı övgü futbolu biliyor olması... futbolu bilmek sizin iyi bir futbolcu olacağınız anlamına gelmez, iyi bir kondisyoner, iyi bir yardımcı ya da iyi bir duran top hocası hatta iyi bir antrenör vs olacağınız anlamına dahi gelmez. futbolu bilmek sadece futbolu bilmektir. geri kalanı ise tamamen yetenek ve çalışmadır. ama bilerek çalışma ama bilmeyerek. bazı şeyleri teoride bilmek ile pratikte uygulamak çok farklı, hele yöneten kişi olmak doğru kararları almak doğru stratejileri uygulamak apayrı bişey. şöyle düşünün bir ordu, başında bir general var. kendilerinden daha iyi olmayan ordulara karşı dişe dokunur bir üstünlük kuramıyorlar bir türlü. sonra onbaşılardan birine general ile ilgili soru sorulduğunda savaşın ne oldıuğunu bütün savaş yöntemleri ve stratejilerini çok iyi biliyor diye savunma yapıyor. ya bilmeyen adam zaten orada olmaz, mesele uygulayabilmek, uygulatabilmek. torrent'te bu meziyetler yok. zaten teknik direktör kumaşı olsaydı kariyerine ispanya 3. ve 4. liginden takım düşürerek başlamazdı, brezilya'da kıtanın en pahalı kadrosuyla rezil olmazdı. ne diyecek oyuncusu? yetersiz bu diyecek hali yok futbolu biliyor deyip geçecek. buradan ayrılıp üstünden biraz süre geçince göreceğiz ki bir kaç tane futbolcumuz nezaketi bozup william arao tadında açıklamalar yapacaklar. bu adam teknik direktör değil çünkü. nelsson'dan da kimse bu adam kötü hoca demesin beklemesin, adam 2 gol yedirdi instagram hesabında terim'le olan fotoğrafı var diye instagram kapattırdı bu taraftar. mevcut hocaya sallamak zaten beni kadro dışı bırakın demek.

    pep guardiola kendisi için futbolda bir sorun varsa domenec çözer demiş. ama konu manchester united olunca erik ten hag dedi. pep guardiola kendisi için şimdi istese ekibimde yeri hazır dedi. ama diğer eski yardımcısı mikel arteta için bu cümleyi asla kullanmaz. çünkü arteta için yeniden guardiola ekibine girmek artık hakaret gibi bir şey. bu adamı guardiola bile hala hoca olarak görmüyor. gol kaçırma sorunumuzu daha az pozisyona girerek, çıkarken top kaptırma sorunumuzu ise modern futbolu geçtim total futboldan bile vazgeçerek 5-0-5 dizilişinde savunmadan ileri top şişirerek çözdü saolsun. geldiğinde hakemler tarafından morali dip yapılmış ancak belli bir yun ezberi oturmuş sette pozisyon vermeyen güzel geçiş setleri yapan bir takım vardı. 5 savunmacı 5 hücumcu ile bam güm oynayan bir takım kurdu. https://gss.gs/jYd.jpg şu fotoğrafta gördüğünüz tablonun övülecek bir yanı yok. şu tabloyu her maç yaşıyoruz ve sonra taylan ve berkan ayaksızlar şöyleler böyleler diye eleştiriliyor. ya bu dizilimde ayakları olsa ne olur. orta saha yok, uzun vurarak geçiyoruz orta sahayı. adam 2022'nin futbolunu oynamaya çalışan takımı aldı 1980 lere götürdü, bunun övülmesini istemek de ne bileyim.

    benim kendisine alt yapı oyuncuları nezdinde de bir eleştirim olmadı. 18 nisan 2022 galatasaray yeni malatyaspor maçı mesela en fazla 1 alt yapı oyuncusunu 5-10 dakika oynatabilirdi zaten, ancak olimpiu morutan ve barış alper yılmaz bile maç kadrosunda yoktular. seneye bizimle olmayacak oyuncuları yatırım yaptığımız oyunculara tercih etmiş adam. olayın inatla ve ısrarla alt yapı oyuncularına indirgenmesini art niyetli bir aklama çabası olarak görüyorum.
  • 2545
    önce muslera * sonra victor nelsson tarafından övülmüş teknik direktör.

    bunda bir sıkıntı yok fakat övülüş biçimleri sıkıntılı, sevmesem de küçük hakan’ın * zamanla prandelli konusunda haklı çıktığı bir sözü vardır “bir takımdaki oyuncular hocamız şöyle iyi insan, böyle iyi bir insan diye hocayı övüyorsa orada bir sorun vardır.” diye.

    hocanın muhtemelen son sezonu olacak bizle, yeni gelecek başkan bu kadar kredisi düşük birisiyle gelip kendi kredisinden kaybetmek istemeyecektir.
  • 2547
    gözünüzü kapatın ve aklınıza gelen ilk kötü teknik direktörü getirin.
    bu adamın adı xavier cyclops olsun.
    xavier 25 yıllık teknik direktör ancak inmeli çıkmalı dönemleri var. 8 takım çalıştırmış onlarca adamla çalışmış.
    bir gün bu xavier ünlü bir takımın başına yokluktan ve ego yüzünden tepeden inme şekilde geliyor.
    bu bizim xavier 20 maça yakın takımın başında çıkıyor. takım kötü çok kötü gidiyor.
    takıma dokunuşları etki etmiyor. gideni aratıyor.
    sonra takımın herhangi bir oyuncusu ile bir basın kuruluşu röportaj yapıyor.
    oyuncu takım içi dengelerden bahsediyor,kaptanlardan bahsediyor,oynadığı şehirden bahsediyor neyse.
    sonra söz xavier'e gelince hocasını onurlandırıyor.
    bakın burası çokomelli.
    y futbolcu hocasını gömer mi arkadaş?
    bir firma çalışanı olarak minyonların izlediği bir kanala çıkıp müdürünüzü gömer misiniz?
    sonucunda xavier kötü bir teknik direktör olsa da oyuncusu kötü demez.
  • 2548
    elde ettiği puan ortalamasına baktığınızda galatasaray’da ne kadar başarısız olduğunu anlarsınız.

    domenec torrent iyi hoca ise, kasımpaşaspor’u ilgin son sırasından alıp torrent’li galatasaray’ı yenip takımı ile şu an üstümüzde yer alan sami uğurlu o zaman dünyanın en iyi teknik direktörü.

    futbolcular beğenir beğenmez onu bilmem ama kesin olan, nuri şahin, sami uğurlu, hakan keleş gibi çok daha az maliyetli hocalar daha az imkanlar ile kendisinden çok daha başarılılar.

    fatih terim’i (doğru veya yanlış) acımasızca eleştirenler apaçık başarısız olan domenec torrent’e niye bu kadar hoşgörülü yaklaşıyor anlam veremiyorum.
  • 2549
    ilk geldiğinde kendisi için çok umutluydum. bunun sebebi, ille de pas futbolu oynatacağım diye direten ama aslında bir gegenpressing hocası olan fatih terim hocamıza olan sitem duygumdan geliyordu. sanıyordum ki pas futbolunun teoride uzmanı, başımıza hoca olarak getirildi. hatta çok merak etmiştim takıma neler katacağını veya terim döneminden kalma defoları nasıl giderebileceğini.

    ancak gelinen süreçte, yaklaşık 2-3 senedir çektiğimiz saha içi kabız oyun sorunu hemen hemen hiç düzeltilemeden sürdü. tam olarak bu sebepten ötürü de torrent hocaya bir süredir antipati besler oldum. bir şeyleri düzeltemeyeceğinden de emin oldum.

    bu saatten sonra tek temennim göze hoş gelen, gümbür gümbür oynatacak; ve pas futbolu oynayabilecek oyuncularımız yokken bu konuda ısrarcı olmayıp alternatif çözümler üretebilen bir hoca gelmesi.
  • 2550
    futbolcular kendisi hakkında pek konuşmadığı ilk zamanlar “takım içinde sevilmiyor, oyuncular hocayı istemiyor. bakın hiçbir oyuncu hocaya dair iyi bir şey söylemiyor” deniyordu; şimdi muslera, semih, nelsson gibi isimler kendisinden övgü ile bahsedince “oyuncular hocayı övüyorsa bu işin içinde bir iş vardır” deniyor.

    ha bu arada aynı oyuncular fatih terim hakkında övgü ile bahsedince, “babam gibi” deyince, böyle bir yaklaşımı sorgulamak nedense kimsenin aklına gelmemişti (gerek de yok zaten. sadece benzer olaylar, kişiler değişince nasıl farklı yorumlanabiliyor, onun bir örneği). o demeçlerden görseller, afişler, posterler yapılıp, dört bir yanda paylaşılıyordu.

    oyuncular kendisi ve oyun stilinden memnun, demeçlerinden anlaşılan o. altında buzağı aramanın çok bir anlamı yok gibi duruyor. tabii illa ki torrent hakkında kötü bir şeyler söylemeleri gerekiyordu ama, işte maalesef ki söylememiş, hatta övmüşler. neyse çok da önemli değil, kendisini eleştirmek için başka sefere bir şeyler bulunur nasılsa.

    edit: https://gss.gs/T23.jpeg
    https://gss.gs/2tD.jpeg
App Store'dan indirin Google Play'den alın