bu sene nisan ayında gezdiğim şehirdir. galatasaraylısı, en baba taraftardan daha taraftar, futbolseveri en baba futbolseverden daha futbolseverdir. esnafla, gençlerle, kahvede çoğu insanla muhabbet ettim bu yıl, okul gezisi yaptık, oradaki insanlar ve futbol hakkında duyduklarım çok değerlidir. eski halini pek bilmem ama özellikle ofis caddesi gayet modern, kaldırımlar dükkanlar gayet tertemiz ve esnaf çok güleryüzlü cana yakın.
ciğer lokantasında bizi misafir eden garson arkadaş ile futbol muhabbetine girdik bir anda. adam tabi hasta galatasaraylı, "antalya-antep deplasmanı oldu mu giderim nasıl olsa senede 2 defa görebiliyorum, iyi oluyor" demişti hiç unutmam. ofis caddesinin olduğu yerde, ara sokaklarda gündüz top oynayan çocukları görebilirsiniz. çocukların genelinde sneijder ve drogba forması var. hatta biri abartmış, sneijder'in hollanda formasını geçirmiş sırtına. ayakkabıları eski püskü olmasına rağmen, topa iyi vuruyorlar.
kahvehanelerde, lokantalarda maçlar olduğu zaman müşteriyi çok zorlamıyorlar. alkollü veya alkolsüz bölüm diye ayırılan dükkanlar var. alkolsüz bölümde, renk farketmeksizin herkes yanyana oturuyor, herhangi bir takımın şampiyonluğunda öyle "gösterildiği gibi" büyük olaylar olmuyormuş. hatta orada muhabbet ettiğim bir arkadaşın anlattığına göre, galatasarayın şükrü saraçoğlunda oynayıp, şampiyon olduğu maçta dayının birisi "eğer bu akşam galatasaray şampiyon olursa tüm masraf bana ait" diye bir vaatte bulunmuş haliyle o gün hesabı çeken dayı olmuş. işin komik tarafı ise, tabi fenerbahçelilerde akıllı
* en çok siparişi veren fenerliler olmuş o laftan sonra.
konuştuğum çocuklara sordum, en sevdikleri yabancı futbolcu drogba, en sevdikleri yerli oyuncu ise selçuk inan. burak yılmaz, semih kaya ve melo'yu da seven çoktu, yerli oyuncular arasında ezici üstünlük kuran yok ama yabancılarda açık ara drogba seviliyor.
futbol ve şehir ile ilgili çocukların bilgisi çok iyi. her şeye rağmen futbola büyük saygı var bunu anladım. büyük takımların gelmesini çok istiyorlar. özellikle, şehirlerine ve kültürlerine çok bağlı oldukları için, futboldan da kolay kolay kopmamışlar.