1
benim bu. nasıl mı?
kardeşim diş dediğin belli hizada çıkar, yemek yemeye, çiğnemeye, kavgada ısırmaya filan yarar ama benim köpek dişi mi azı dişi mi ne burnuma arkadaş olmaya çıkmış gibiydi kökünden. arkadaşlarıyla arasındaki uzaklıktan ötürü bağımsızlığını ilan etti büyüyünce ve çaresi kaçınılmaz oldu. zaten öndeki iki dişimin arasına kurulmasını düşünülen köprü projesi ile tüm dişlerimin arasındaki boşluklardan dolayı ağzımdaki suyu dışarı şekilli fırlatabilmem çevremde namımın yayılmasına sebepti, bu yüzden annemin iş arkadaşının biri tel taktırmış düzelmiş, sıra bana gelmişmiş.
gel gelelim, bu olay aydın'da olmuyor diye, izmir'de bir dentist bulduk. dişçi değil, dentist. dişçi aydın'daki çünkü, izmir'de dentist oluyor. simit gevrek gibi. neyse, kadın 2002 senesinde bi doğan slx parasına diş teli çekti bana, en sonunda dur bakalım seni de mutlu edelim dedi, ne renk yapalım diş tellerini söyle bakalım dedi. şimdi düşündüm düşündüm de, bi şey diyemedim, çünkü dişlerim sızlıyor, sanki konuşsam tüm dişlerim dökülecek, bi anda "sarı-kırmızı" dedim.
o sarı kırmızı dişlerimdeyken
şampyionlar liginde gruptan çıkamadık,
fabio pintodan medet umduk,
olimpiyatta rizeden 5 yedik,
20 futbolcu attık, 25 futbolcu sattık,
prates güzel frikik atıyor diye sezon biter bitmez gönderdik.
telleri çıkardım, güzel günler geldi mi? tabi ki hayır. 100. yılımızda 3. olduk.
her neyse.
her çocuk yapmıştır, hayatında kendisine özel anlardan bazılarına takımının izini bırakmayı, benimki de böyleydi işte.
kardeşim diş dediğin belli hizada çıkar, yemek yemeye, çiğnemeye, kavgada ısırmaya filan yarar ama benim köpek dişi mi azı dişi mi ne burnuma arkadaş olmaya çıkmış gibiydi kökünden. arkadaşlarıyla arasındaki uzaklıktan ötürü bağımsızlığını ilan etti büyüyünce ve çaresi kaçınılmaz oldu. zaten öndeki iki dişimin arasına kurulmasını düşünülen köprü projesi ile tüm dişlerimin arasındaki boşluklardan dolayı ağzımdaki suyu dışarı şekilli fırlatabilmem çevremde namımın yayılmasına sebepti, bu yüzden annemin iş arkadaşının biri tel taktırmış düzelmiş, sıra bana gelmişmiş.
gel gelelim, bu olay aydın'da olmuyor diye, izmir'de bir dentist bulduk. dişçi değil, dentist. dişçi aydın'daki çünkü, izmir'de dentist oluyor. simit gevrek gibi. neyse, kadın 2002 senesinde bi doğan slx parasına diş teli çekti bana, en sonunda dur bakalım seni de mutlu edelim dedi, ne renk yapalım diş tellerini söyle bakalım dedi. şimdi düşündüm düşündüm de, bi şey diyemedim, çünkü dişlerim sızlıyor, sanki konuşsam tüm dişlerim dökülecek, bi anda "sarı-kırmızı" dedim.
o sarı kırmızı dişlerimdeyken
şampyionlar liginde gruptan çıkamadık,
fabio pintodan medet umduk,
olimpiyatta rizeden 5 yedik,
20 futbolcu attık, 25 futbolcu sattık,
prates güzel frikik atıyor diye sezon biter bitmez gönderdik.
telleri çıkardım, güzel günler geldi mi? tabi ki hayır. 100. yılımızda 3. olduk.
her neyse.
her çocuk yapmıştır, hayatında kendisine özel anlardan bazılarına takımının izini bırakmayı, benimki de böyleydi işte.