23 kasım galatasaray sivasspor maçında penaltıyı kullanmak istemesini tekil bir olay olarak değerlendirirsek ortada yanlış bir şey yoktur. penaltı kazandırmıştır, sonrasında kullanmak için selçuk inan'dan izin istemiştir, izni alıp penaltıyı kullanmıştır ve kaçırmıştır.
ancak, zaten yanlış değerlendirme burada ortaya çıkıyor. daha doğrusu zaten penaltı sırasında bir oyuncu diğerinden penaltıyı kullanmak için izin isterse kuvvetle muhtemel (aralarında bir husumet olması veyahut izin istenen oyuncunun gol krallığı iddiası olması vb. dışında) o izni alacaktır. galatasaray takımı için sıkıntı yaratan durum zaten penaltı kazanıldığı vakit böyle bir "izin" durumunu yaratacak taleplerin olmasıdır. kendisinin penaltıyı kullanmak istemesini anlayışla karşılarım. ama bunun belirleneceği yer penaltı olduğu an değildir, gidersin hoca ile konuşursun, hoca da uygun gördüğü vakit penaltıyı kullanan sen olursun. aynı şey kaptanlık için de geçerlidir. verilmiş görevi, görevin ifası sırasında değiştirmeye çalışmanın hiçbir takıma yararı olmaz.
olayları, sadece o olaya bakıp yorumlamak bizi hataya götürebilir. bir takımın hele ki galatasaray gibi bir takımın serbest vuruş, penaltı gibi organizasyonlarını kimin kullanacağı belirsizse kimse kusura bakmasın ama bu 9 puanlık farktan da teknik adam değişikliğinden de önce konuşulması gereken bir sorundur. takımda penaltıyı kullanabilecek bir dolu oyuncu olduğundan bahsediliyor ve neredeyse sırayla penaltı kullanılması normal karşılanıyor. burada bir görev devri olacaksa bunun o görevin asıl sahibinden gelmesinin keyfiliği önlemesi ve takım içi ciddiyet açısından hayati önem taşıdığının unutulmaması gerekir. yoksa yorumlanan konu, ne yazık ki halısaha maçında penaltıyı kimin kullanacağı gibi bir basitliğe indirgenmiş oluyor.
sonuç olarak, didier drogba'nın kariyerine, oyunculuğuna getirilen genel bir eleştiri değil bu. ama, "aman sorun yaratılmasın" zihniyetiyle sorun olduğu apaçık olan ama daha büyük sıkıntı yaratmamak adına üzeri kapatılmaya çalışılan bu "ufak" husus en olmadık yerde çok daha ciddi bir sıkıntı olarak karşımıza çıkar. en kısa sürede bu takımın asıl penaltıcısının ve ikinci penaltıcısının kim olduğunun "net" olarak ortaya konması gerekir. takımın gerçek anlamda bir parçası iseniz de belirlenen isme saygılı olmanız gerekecektir. söz gelimi, denis irwin, manchester united'ın penaltılarını kullandığında o kadroda didier drogba gibi kariyerli pek çok oyuncu bulunuyordu.
kimse kusura bakmasın ama "aslolan galatasaray" denecekse bunu belirleyen ufak ama önemli ayrıntılar arasında bunlar vardır. "aman basına malzeme vermeyelim" duygusuyla sorunları ufakken halletmemek de o asıla zarar verir. tıpkı ortada gerçekten bir sıkıntı yokken basının bir yerini yırtsa da takım bütünlüğünü kolay kolay bozamayacağı gibi.