10
her zaman bize aksettirilmeye çalışılan, zaman zaman tribünlerde yazan" istanbul takımını tutanlar birazda ..." şeklindeki pankartlarda kendini gösteren kendi şehrinin takımını tutma "zorunluluğu" üzerinde durmak istiyorum biraz.
hep denir,ingiltere'de amatör küme maçları bile full çekiyor diye ama nedenini sorgulamaz hiç neden diye, ya da her fırsatta çemkirme yaşanır" bizi şampiyon yapmıyorlar ağbey,yapmazlar" şeklinde ama düşünmezler sen şampiyon olmak için gerekli özveriyi ya da başarıyı gösterdin mi diye.
kendimden örnek vermem gerekirse hayatta en sevdiğim insanlardan olan dayıma hayranlığım ve onun aşılamasıyla doğdu galatasaray sevgim; ercan taner'in cine 5 ten anlattığı maçlar, hayrettinin sakarlıkları, fotomaç türevi gazeteleri alıp her satırını okumaktı galatasaray'a dair. büyüdükçe araştırma imkanı oluyor insanın tabi, rivaldo özlemiyle beklenen geceler, star spor'un balon haberleri, 14 yıllık özleme dair yazılan yazıları okuyup onları özümsemek dahada derine inmek benim galatasaray'lı olmamı perçinleyen şeylerdi, uefa ve süper kupa ise sevgiyi zerre arttırmadı sadece sevdiğin,gönül verdiğin takımın bu kadar başarılı olmasının gururu vardı.
eminim ki pek çok fenerbahçeli,beşiktaşlı,trabzonlu abilerim ve kardeşlerimin de takımlarını tutması bu şekilde olmuştur, yani o takıma bağlanarak. filmlerde bile görüyoruz bir kız ya da bir oğlan asla sevmediği bir insanla evlenemiyor yani sevmediğin şeye zorla bağlanamazsın, ne kadar diretirlerse o kadar sevmezsin onu, anadolu klübünü tutmak ta bunun gibi birazda. medya ne kadar gösterirse göstersin, gazete isterse 50 sayfa yazı yazsın eğer bir çocuk sevmiyorsa tutmaz o takımı tutamaz, sen ne kadar yaşadığın şehrin takımını tut dersen de o kadar kaçar ondan.
atahan'ın bu blogdaki röportajında çok beğendiğim bir kısım vardı" çocuğuma baskı yapmayacağım,sadece galatasaray'ın büyüklüğünü anlatacağım o ondan sonra karar versin diyordu" takım seçimi bu şekilde yapılmalı bence, örneğin çok yakın bir dostum var dosttan öte kardeşim kendisi çok hasta eskişehirsporludur ve ara ara tartışırız. 2.lig b kategorisindeyken bile dersanede derste radyoyla maç dinlerdi düşünün artık, neyse takımı nasıl tutmaya başladığına gelince küçüklükten beri fethi heper'lerle, sevilla maçlarıyla, eskişehirsporlu olmanın gururuyla büyümüştü yani, hak verdim böyle olunca; takım tutmanın böylesi güzeldir zaten.
oysa ki ne yapılıyor ülkemizde, 3 büyükleri tutanlar "tü,kaka" kabul edilirken zorla kendi takımları tutturulmaya zorlanıyor, bundan büyük yanlış mı vardır sizce. eğer ki ben kendi şehrimde galatasaray formamla gezemiyorsam ve beni dürtükleyip " çıkar onu birader,sen çıkarmazsan biz çok fena bi yumruk çıkarırız" diyorlarsa ya da şampiyonluğu kornayla kutlayan arabaya kaldırımdan fırlayıp uçan tekme atıyorlarsa ben nesini seveyim ki böyle takımın, daha da antipatik gelmez mi sizlere.
sen şehir olarak insanlarına, oraya gelenlere o takımı sevdiremiyosan;tanıtamıyorsan birazda suçu kendinde aramayacakmısın ya da senin başkanın,genel menejerin vs. diğer takımlarla "hehe dalga geçtik olum o paraya boş yok cipsi bile verilmez eheh hımps hımsp" şeklinde açıklamalar yapıyorlarsa açıkçası ben sevmem, bu tip açıklamalardan da hoşlanan varsa onun takım sevgisinden şüphe duyarım açıkçası. sen 4 büyükleri yenmek için türlü hilelere başvur, onları tabulaştır, "yenilmez bunlar hakemlerde koruyor" de, e kardeşim o kadar ezilirsen ne gazetelerde sayfan olur ne show spor'da ismin geçer,sonra da onlar var biz yokuz bizde olsak onları yeneriz de gez.
başarı kısmına gelince ben inanmıyorum açıkçası kaynakla olacak şey olsun. elbette her takım bütçesine göre iyi transferler yapar, doğru yönetilirse başarılı da olur, kısmen ersun yanal'lı gençlerbirliği ve sevmesemde sivasspor yapmıştı bunları. e sen tüm kaşarlanmış adamları toplarsan, başına da gezgin hocalardan birini getirirsen başarılı olamazsın ki, tribünlerinde boş kalır, adam ismail güldüren'i izlemek için birde para mı verecek.
her neyse umarım anlatmaya çalıştığım anlaşılmıştır, uzatmayın arkadaşım işte olmayacak, herkes kendi şehrinin takımını tutmak zorunda değil, döverek te yapamazsın söverek te bırak rahatça gönül verdiği takımı tutsun, eminim herşey daha güzel olacak o gün...