bir devrin son, modern futbolun daha doğrusu endüstriyel ilk temsilcilerindendir. aslında beckham, amatör ruhtan endüstriyel futbola geçişte ki en önemli karakterdir. bu geçiş süreci iki dönemle anlatılabilir;
1-
amatör ruh dönemi; bu dönem beckham'ın tanınmadığı ve futbolu ile git gide yükselişe geçtiği yıllar ile başlar. beckham o dönemlerinde manu'ya adeta aşıktır. attığı gollerden sonra çocuksu bir şekilde bağırarak ve yedek kulübesine koşarak sevinir. saçları uzun ve yandan taranmıştı, havalı kıyafetleri yoktur. 90'lı yılların sıradan gençleri gibi giyinir.
yıllar geçtikçe bu yakışıklı genç futbolcu dikkat çekici bir evlilik yapar. o dönem gayet popüler bir grup olan, spice girls'ün solistlerinden victoria adams ile hayatını birleştirir. bu evlilik ile magazin gündeminde daha sık görünmeye başlar. beckham artık sadece futboluyla değil, özel yaşantısı ile de gazetecilerin gündeminden düşmez. basın ada futbolunun ve manchester'ın yeni bir
george best vakası ile karşı karşıya olabileceğini düşünür. fakat beckham bu kadar sükse yapmasına rağmen, futbolundan bir şey kaybetmez. hatta git gide kendini yeniler ve eksiklerini giderir.
ilerleyen dönemlerde reklam filmlerinde oynamaya başlar. genç kız dergilerinde sık sık posterleri dağıtılır. artık kapitalizmin yeni neferi olmaya adaydır. ve ilk dönemini kapatarak ikinci dönemine ayak basar.
2-
profesyönel aka endüstriyel ruh dönemi; bu dönem beckham'ın artık amatörce duygularından git gide sıyrılarak, popüleritesini katlayıp üzerine bir de yetenek sosunu ekleyerek, kariyer, şöhret ve para gücünü arttırdığı dönemdir. artık gollerden sonra bağırarak sevinen ve deli gibi yedek kulübesine koşan çocuk gerilerde kalmıştır. attığı her adıma dikkat eden, dört bir yanı kişisel sponsorlar ile sarılmış, giyiminden saç şekline kadar kendi tarzını yaratan,
maradona'nın deyimiyle "futbolcudan çok mankeni andıran" bir adam gelmiştir.
halen kırmızı formayı terletmektedir ama, artık o formayı terleten sıradan biriymiş gibi görmez kendini. artık o formaya muhtaç değildir, o forma ona muhtaçtır. kariyerinin ilk yıllarından beri kendisine babalık yapan ferguson ile defalarca ters düşer. takım ile ipleri kopma noktasına getirir. derken süresiz bir biçimde yedek bırakılır. başka kulüplerden teklifler alır. gitmeyi istemez çünkü hala manu'ya hala aşıktır. fakat bir yandan da artık manu için fazla olduğu düşüncesi sarar zihnini. uzun süre düşündükten sonra, kulübüyle tekrar barışır ama bu barış dönemi pekte uzun sürmez. bir gün hocasıyla soyunma odasında söz dalaşı ile başlayan ve dozu artan bir kavgaya tutuşur. kavga sırasında yüzüne krampon fırlatılır. o saatten sonra artık manu'ya duyduğu amatörce sevginin son kırıntılarını da rafa kaldırır.
geçen sezondan beri kendisine kafayı takmış olan katalan kulübünün başkanı ile masaya oturur. sözlü mütabakata varmak üzeredirler. derken son bir hamle ile dünyanın en büyük ve prestijli kulübüne imza atar. o artık
real madrid'li beckham'dır. müthiş bir imza töreni düzenlenir. yeni sponsorlar edinir. reklam filmlerinde daha sık boy göstermeye başlar. adeta real madrid'te futbol oynamaya değil, para kazandırmaya gelmiş gibidir. kendisine özel üretilen ürünler, formalar dünyanın her kıtasında kapış kapış gider. fakat madrid'te ki futbol yaşantısı pekte beklediği gibi gitmez ve ardı ardına amerika, italya, tekrar amerika ve son olarak fransa ile kariyerinin sonuna gelir. o artık futbolundan çok yarattığı magazinsel yönü ile gündemdedir. arapların taze kulübü psg'ye transferi de tamamen bir pazarlama hamlesidir.
o endüstriyel futbolun ilk, amatör ruhun son temsilcilerindendir.