(bkz:
#1491741)
en ofsayt girilerim arasında hasan şaş'a giydirdiğim bir girim var.
"bugün de en ofsaytlere taktı" diyecekseniz ama değil.
mocuishle kardeşimizin paylaştığı giride söylediklerini okumaya başladım, rasyonel rasyonel "kadrosuna bu kadar yatırım yapan bir takım için büyüklerin olmadığı bir kupa, birçok sıkıntılarla uğraşan beşiktaş’ı geride bırakarak elde edilen ikincilik başarı sayılmaz" gibi bir ifadesi geldi, "yav offf" diyerek devam ettim söylediklerini okumaya.
ya belki yediyüzotuzaltıbinikiyüzkırküç defa anlattım ama bitmiyor ki susayım ben de.
ah bir bitse de sussam anasını satiim.
ya arkadaş, bıktım ya. vallahi bıktım.
sanki memlekette galatasaray'ımın üzerine yeterince gidilmiyormuş gibi bir de bu "efsane"ler çıkıp sıvamıyorlar mı; deliriyorum ya.
bunlara laf söyleyince de "sen ne anlarsın", "vefasız" falan, daha yazanın yaşını-ismini-cismini bilmeden "yaşı tutmayanlar bilmez", "o bizim için şunları yaptı" bilmem ne diye senin üzerine gelirler.
eleştirileri belli bir açıdan bakıldığında doğru bak. buna söylebilecek hiçbir şeyim yok.
hasan şaş'ın da eleştirileri belli açılardan doğruydu.
da...
arkadaş, "efsane" dediklerimiz, doğruculuğun mu efsanesi yoksa galatasaray'ın mı efsanesi?
doğruları söyleyecekler diye galatasaray'a zarar vermelerini ben kabul edemiyorum arkadaş.
ha, söyledikleri doğrular da matematiksel doğrular değil ha.
karşı ucundan tutarsan yanlış olarak da yorumlanabilecek şeyler de, ben hani saygımdan diyorum "belli açılardan doğru" diye.
ya ortalıkta konuşmak zorunda mısınız arkadaş?
illa ve illa televizyonlarda-gazetelerde mi eleştirmeniz gerek?
iyilik mi yapıyoruz sanıyorlar über dünya görüşleri ve olağanüstü deneyimlerinden süzerek ortaya koydukları analizleri toplum önünde paylaşarak?
bunu yapan herkes, istisnasız söylüyorum, kendilerini ve dolayısıyla egolarını galatasaray'dan çok seviyorlar.
astını diğer çalışanlar ve hatta müşteriler önünde azarlayan üst gibi, sevdiğini topluluk önünde aşağılayan öküz gibi, çocuğunu arkadaşlarının önünde tartaklayan ebeveyn gibi aynı...
nasıl ki yukarda saydığım örneklerde sol taraftakilerin sağ taraftakileri sevdiklerini söylemek, akıl kârı bir söylem olmayacaksa, böyle ortalık yerde, hükümetinden medyasına (gerçi aynı şey ya), tff'sinden pfdk'sına (biliyorum hepsi aynı), spk'sından maliye'sine her bir kurum ve kul galatasaray'la uğraşırken hem de "ben çok delikanlıyım", "ben çok efendiyim", "ben hep doğruları söylerim" falan gibi asla kabul edilemeyecek gerekçelerle galatasaray'a zarar verenler benim efsanem değil arkadaş.
ortalık yerde gerçek efsanelerin elini sıkmamak, televizyonların önünde hocasına-arkadaşına trip yapmak gibi liseli kız tripleri de aynı kategoride benim için...
böyle bir dünya yok.