yargısız infaz edilmiş hakemdir. adalet tüm canlılara lazım. webo'nun romanca 'negru' kelimesini 'negro' diye anlamasından dolayı adamın başının yandığını düşünüyorum. şimdi afrika genel olarak siyahi insanların bulunduğu bir yer. dolayısıyla siyah derili olanlar orada çoğunlukta. eğer siz siyah olanların çoğunlukta olduğu bir yerde büyümüşseniz, muhtemelen bir beyaz adamı tarif etmek istediğinizde 'beyaz adam' olarak tarif edeceksinizdir. çünkü bir şeyi en kısa yoldan tarif etmenin yolu onu en belirgin özelliğiyle tanımlamaktır. şimdi avrupa'da beyaz insanlar fazla ise beyaz insanların siyah insanları tarif ederken 'siyah adam' ya da 'siyahi' demesi oldukça doğaldır. umarım uefa da konuya sakin şekilde yaklaşıp hakemin savunma yapmasına izin verir. ancak hakem suçlu olmasa dahi uefa'nın hakemin suçsuzluğuna dair açıklama yapacak cesareti var mıdır bilemem çünkü dün webo 'why you say negro? dediğinden itibaren ne savunma yaparsa yapsın kendisi ırkçıdır. çünkü malumunuz bir siyah adam kendisine ırkçılık yapıldığını söylüyorsa ona ırkçılık yapılmıştır. adalete, savunmaya gerek yok.
4.hakem etrafında beyaz adamlar olan siyah adam webo'yu tarif ederken 'siyah olan' diye tarif etmesi hakemi ırkçı yapmamalı. böyle bir bakış açısı yok. demba ba'nın söylediği 'neden beyaz adam demiyorsunuz da siyah adam şeklinde belirtiyorsunuz? meselesi de gereksiz bir duyar bana göre. afrika'ya gittiğinizde muhtemelen alışılmış olan rengin dışındaki renge sahip olduğunuzdan, birileri sizin varlığınızı tarif ederken 'beyaz adam' diyebilir ve bu da gayet normaldir. beyaz insanlara beyaz insan demiyoruz çünkü ayırt edilebilmesi zorlaşıyor. yani örneğin önünüzde bulunan 10 kişi de beyazsa mecburen saç rengi, göz rengi ya da boyu gibi diğer ayırt edici özelliklerle tanım yapmanız gerekir. eğer 10 kişinin içinde 9 beyaz 1 siyah adam varsa o siyah adamı tarif etmek için 'siyah adam' demeniz yeterli olacaktır. aynı şey tam tersi renkler için de geçerli ve kullanılmasında hiç bir sıkıntı yok.
durum oldukça saçma. hatta siyah olana siyah diyememek bir nevi özgürlük kısıtlaması. lgbt'nin kendisine gökkuşağını sembol olarak seçmesi gibi oldukça sığ bir dayatma. sırf gökkuşağını kendilerine sembol seçtikleri için önünde gökkuşağı renklerinin baskısı olan tişörtümü giyemez oldum. hatta ilk başta gökkuşağının lgbt sembolü olduğunun farkınde bile değilken arkadaşımın durumu bana anlatmasıyla farkına vardım. lgbt ile de bir sorunum yok gayet tabii mücadelelerini verebilirler ama sonuç olarak mücadelelerinde yer almak istememek de benim en doğal hakkım. fakat gelgelelim gökkuşağı renkli şeyleri giydiğim andan itibaren mücadelelerine ortak olmak benim için rahatsız edici, özgürlük kısıtlayıcı. siyah olana siyah diyememek, istediğim renkteki şeyleri başka anlamlar ifade ettiği için kullanamamak gibi durumlar bir çeşit dayatmanın eseridir. ben siyah adama siyah derili olduğunu belirtmek için siyah adam diyorum, sarışın olan kızları da sarışın olan diye tanımlıyor hatta 2 tane sarışın kızdan kısa olanını belirtmek için kısa olan diye tanımlıyorum, gökkuşağı renklerini de sevdiğim için kullanıyorum. ancak her seferinde siyah adam dediğim için yanlış anlaşılıp ırkçı ilan ediliyor ya da giydiğim tişörtteki gökkuşağı renkleri sebebiyle mücadelesini vermediğim bir oluşumun parçası gibi görünüyorsam, bu bir süre sonra benim özgürlük alanımın ihlali anlamına geliyor çünkü aklımın ucundan bile geçmeyen şeyleri yapıyormuş algısı yaratılıyor sosyal medya denen lanet yerin popülist konulara olan bağımlılığı yüzünden.
ellerinin altındaki klavyelerle 30 saniyede açtıkları çoğunlukla anonim olan hesaplardan gereksiz duyar kasıp, iki üç beğeni almak için ağzı olanın konuştuğu tuhaf mecralarda konuşulan popüler konuların haddinden fazla deşilmesiyle herkesin yargısız infaza maruz kalabileceği, twitter üzerinden adalet arayışına düşülen garip bir dönem yaşıyoruz ve sanırım artarak devam edecek...
ve ufak bir ekleme yapmak istiyorum. ırkçılığı beyaz adamlar oraya buraya 'no to racism' yazarak yok edemez. ırkçılığı (siyahilere yönelik olanı) ancak ve ancak tamamen siyah adamların kendileri yok edecek ve dünyadan silecektir. bir villarreal-barcelona karşılaşmasında korner kullanmadan önce kendisine muz atılarak çok daha ağır ırkçılığa maruz kalmış dani alves'in tepkisi demba ba'nın maça çıkmam diye diretmesinden çok daha etkilidir (demba ba haksızdır, maça çıkmalıdır demiyorum, etkisel açıdan bir değerlendirme) çünkü her insan muz yiyebilir. dani alves gayet normal şekilde yerden alıp muzu yemiştir. çok da iyi yapmıştır, afiyet olsun paşama...
buyrun izleyin ırkçılık nasıl bitirilir;
https://www.youtube.com/watch?v=lQYzVsIWNEU