126
mustafa cengiz başkanım boşa konuşmaz. muhtemelen elinde bir koz vardır. bunlardan bir şeyler koparır. bi diagne yüzünden hem anderlecht hem bizimle kötü oldular. diagne pişmanlıktır.
128
19/20 sezonu belçika ligi şampiyonluğu tescillenmiş takım.
şampiyon oldukları için mbaye diagne transferi için kulubümüze bi miktar ödeme yapmak durumunda kaldılar :)
130
yaşadığım şehrin takımı, ikinci takımım. bu sene de fişek gibi takım. anderlechte küsküyü vermeye devam.
134
28 eylül 2021 leipzig club brugge maçını kazanarak, psg, city, leipzig'li 2021-22 uefa şampiyonlar ligi a grubunda, 4 puanla 2. sıraya yerleşen, makas tanımaz diğer bir takım.
135
21-22 belçika ligini şampiyon bitiren ekip. 18. kez şampiyon oldular. 34 şampiyonluk ile anderlecht lider.
136
16m euro bonservis bedeliyle roman yaremchuk'u kadrosuna katan takım. 3m euro hadi vergiyle 5,5m olsun yıllık ücret verip icardi'yi kiralamayı akıl edememișler. oysa clde atacağı 2 gol ile parasını çıkarırdı icardi. 3 sene üst üste șampiyon olmușsun alsana bir çilek. ama yok ne anlar brugge yönetimi futboldan.
141
düzenli olarak şampiyonlar ligi yapan ve bu gelire sahip olan takım. biz iki yıl üst üste gitsek takıma falcaolar falan dolduruyoruz.
19/20 sezonundan beri yaptığı 15 milyon € üstü satışlar da şöyledir:
- charles de ketelaere (32 milyon euro)
- wesley moraes (25 milyon euro)
- odilon kossounou (23 milyon euro)
- krepin diatta (16 milyon euro)
- horace danjuma (16 milyon euro)
bu çocukların en büyüğü şu an 22 yaşında. bizim yapılanma da yapılanma diye anca 2021 yılında azıcık giriştiğimiz işin allahını yıllardır yapıyorlar, yani evet makas baya açık.
142
belçika'daki futbol ortami ile buradaki futbol ortami arasindaki farktan kaynakli bir makas acilimi vardir.
bunu goz ardi eden cok insan var. bir sene sadece bismillah dedin ve bir genclestirme operasyonu baslattin. eksik gedik, parca parca bir seyler dusundun. ama dogru ama yanlis oyuncular aldin. burada seni ipe goturduler 6 ayda.
club brugge bunu yaptiginda kimse ipe gitmiyor, tesislerine yatirim yapip maas butcesini dusurdugunde histerik krizler geciren bir seyirci kitlesi yok.
cevresel ve cografi faktorleri goz ardi ederek bu olayi okuyamayiz. makas cok acik, avrupanin belli basli ulkeleriyle bizim aramizdaki mental makas epey acilmis durumda.
145
yine makas geyiği yapılmaya başlanmış, her sene ayrı bir takım üzerinden bu makas muhabbeti yapılıyor. takımlardan biri biraz potansiyelinin üstüne çıksın, hemen o takımlar üzerinden mevcut ya da eski yönetimlerimize, teknik direktörlerimize ya da futbolculara laf sokuluyor. bu seneki makas talihlimiz brugge ama brugge biraz daha farklı allah’tan. sheriff ile falan kıyaslanıyordu takımımız, o neydi öyle ya. bana böyle şeylerle gelin kardeşim.
şimdi bu brugge takımı biraz değişik. içinde bulundukları coğrafyanın ekmeğini yiyorlar, belçika bir koloni ülkesi ve dünyanın her bir yanından göçmen alıyor. ayrıca, avrupa’daki güçlü takımlar kiralık oyuncu verdiklerinde akıllarına gelen iki ülkeden biri (diğeri hollanda). bi de bize gelen göçmenlere bakın anasını satayım, 3 saniye baksanız cebinizden 1 lira eksilir ya da elinize nargilenin marpuçu yerleşir. adamlara doktor geliyor, sağlıkçı geliyor, mühendis geliyor, süper zekalı öğrenci geliyor, bir de çoğunluğu melez olduğu için haliyle iyi atletler veya futbolcular da geliyor, olmadı oralarda doğuyor.
hal böyle olunca, her takımın altyapısı çok kuvvetli oluyor. kulüp bazında çok büyük başarıları yok ama milli takım bazında iyiler gayet. anderlecht ve brugge şampiyonlar ligi’nin gediklisi takımlar. her sene euro akıyor.
ayrıca çoğu kulübün afrika’da tesisleri var. hatta bazıları büyük kulüplerle ortaklaşa tesis yapıyorlar. arsenal - gent ortaklığı gibi. yani bu yönleriyle bizlerden baya ilerideler. biz daha ülkemizdeki tesisleşme konusunda sınıfta kalıyoruz, kaldı ki afrika’nın köylerine elimiz uzansın. zor yani o işler.
büyük kulüpler genç oyuncularını bu lige kiraya veriyorlar, ülke puanı sebebiyle düzenli olarak şampiyonlar ligi geliri alıyor belçika kulüpleri, orta avrupa’da olması ve top takımların bu liglerde gözleri olması sebebiyle genç oyuncular zaten bu liglere gelmek için vatanlarını satıp “gurulu düzenimiz bozulmasın yeğenim” tadında buraları sahipleniyor, üstelik de koloni ülkesi olduğu için habire göç alıyor belçika. euro da olmuş 18 lira. şimdi kusura bakmasın kimse ama adamlar tabi bizden iyi olacak aq. şaşırılacak bir şey değil bu.
merak ettim gittim baktım, bu sene 45 milyon euro transfer için harcanmış, 54 milyon euro da gelir elde edilmiş. yani hem paraya acımıyorlar, hem de baya bir paraya satıyorlar oyuncularını. biz geçen yıl 25 milyon euro gençlere harcadık diye kıyamet koptu burda. uefa’dan 14 milyon euro kompanse edilmesine rağmen, tek başına belki nelsson transferi bile bizi kara geçircek olsa bile burda neler neler söylendi planlama hakkında. 3 yıllık planlama diye az dalga geçilmedi. bu adamlar başarısız olsa da olur, iki sene başarısız olur, üçüncü sene başarılı olurlar illa. ama bizde teknik direktör iki sene takımı şampiyon yapmasın, kellesi alınır. ne için? 2 milyon euro şampiyonluk ikramiyesi için.
kendimizi brugge ile falan kıyaslıyoruz ama komik insanlarız vesselam…
edit: bu arada brugge ve anderlecht gibi başı çeken takımlara “o kadar” başarılı değil dedim ama bunun sebebi bir misyonun takımları olmaları. oyuncular genç yaşta bu takımlara geliyor, bu takımlar, sonrasında, bu oyuncuların biraz etinden sütünden faydalandıktan sonra iyi fiyatlara üst takımlara bu oyuncuları satıyorlar ve bir sonraki talihlilere bakıyorlar. sürekli bir sirkülasyon oluyor haliyle ama adamların umrunda olduğunu sanmıyorum bu durumun. dediğim gibi bir misyonun takımları. her takımın bir misyonu var. sahi bizim süperler süperi ligimizde kaç tane misyon takımı var mı? çoğu takım için “bunların burda ne işi var” diyoruz. bizim süper lig 10 takımla oynansa ne kaybederiz?
146
takımın kilit noktalarına doğru transferler yapabilen ve alt yapısı çok iyi işleyen takım. öyle cicaldau, berkan, morutan, halil ibrahim gibi hayalet topçular alıp adına planlama demiyorlar. sadece boey ve nelsson ile proje başlangıcı yaparsanız yerel lig ve kupalarda maraton oynarken tökezlerseniz, avrupa'da da sürekli olamazsınız. belçika liginde ise bizim "süper final" diye bildiğimiz, normal sezon liderinin işine gelmeyecek bir play-off formatı var. kısacası olayın taraftarın ağlamasıyla falan ilgisi yok, bilinçsiz planlama yaparsanız bu euro kurunda tekler durursunuz.
147
en gıcık olduğum takımların başında gelir. sebebi aslında avrupada başarıya alışmış olan takımıza 2002-2003 şampiyonlar liginde çelme taktıkları için. aynı şekilde lokomtif moskova'ya da uyuz olurum. düşünsene tarihler 2000'lerin başı galatasaray'sın hocan fatih terim ve sana çelme takan takımlar ne milan ne real ne manu .club brugge ve lokomotif. tam çıldırmalık, yedirememelik zamanlardı. o günlerden beri bu iki takıma garezim var. yıllar sonra da bordeaux ve hamburg bunların yerini alacak. o yüzden hiç başarılı olmasını istemiyorum umarım gelen tokatlar giden tokatlar.
148
daha hiçbir şeyi başarmamış takım. şu an için gereksiz övülüyor. bunu her sene gelenek haline getirirlerse o zaman durum değişebilir. gerçi övülünedebilir, normal bir durum ama neden her sene parlayan bir takım olunca kendimize çamur atıyoruz onu anlayamıyorum.
brugge ile ne bizim lig, ne bizim ülke yapımız, ne de kulübümüz benzer halde. hiçbir kesişim kümemiz yok. belçika, afrika kökenli birçok sporcu ile dolu. orda planlama yapmak, oyuncu yetiştirmek çok daha kolay. neden bu kadar abartılıyor çözemiyorum.
biz geçen sene planlama yapmaya çalıştık, en başta "genç futbolcu sevdalısı" taraftarımıza çarptık. bu durumu iyi anlamak, aradaki farkı görmek için ilk buraya bakmamız gerekiyor.
149
22-23 yaz transfer döneminde 48m euro bonservis ödeyen takım. biz de 31m euro ödedik bonservislere. maașlarla birlikte hesaplayınca brugge'un transfer paketinin bizimkinden daha az maliyetli olduğuna adım gibi eminim. brugge clde 4 maç 10 puan yaptı biz ligde maç bașına bir gol atıp 9 maçta 17 puan aldık. brugge mertens, seferovic, icardi almadı bonservisi ödeyip yaremchuk aldı. șans tabi bașarıları, hayatında futbol tecrübesi sadece taraftarlık olan erden timur'dan iyi bilecek değiller ya bu iși.
150
dünyadaki en güzel şehirlerden birinin takımıdır. genç bir futbolcu olsam böyle bir şehirde yaşamak ister, ne yapar eder atletizmimi geliştirir ve bu takımda oynamaya çalışırdım. adamlar kaç yıldır sistemi bozmadan aynı istikrarla oynuyorlar. helal olsun demek lazım.