futbol federasyonunun kısaltılmışı
cfa olarak kodlanan birliğin kuruluş yılı 1924. 1931 yılında ise
fifa'ya katılmışlar.
ikinci dünya savası sonrası çin halk cumhuriyeti olarak isim değiştiren ülkede bu federasyon 1949 yılında yeniden kuruldu. milli takım düzeyindeki ilk maçını ise 1952 yılında ma yönetimini tanıyan ilk ülke olan finlandiya ile yaptılar. ilk kez 1958 dünya kupası elemelerinde boy gösterdiler. ama onu da elemelerde kaybettiler. aslında ülkenin en çok sevilen sporu futbol değil. masa tenisi, badminton en çok sevilen sporlar. 10 milyon metre kareye yaklaşan ve 1.4 milyarlık bir nüfusa sahip olan çin, merkezi organizasyonlu bir takım sporu düzenleyebilmek için bir hayli zorluk çeken bir ülke. futbol sevgisini aşılamak için tv'yi sonuna kadar kullanıyorlar. ma sonrası piyasa ekonomisini benimseyen çin, bu sistem ile endüstriyel futbola da giriş yapmaya başladı. 1994'te a ve b olarak iki lig kuruldu. böylece profesyonel futbola ilk giriş başladı. bu iki ligin a olanı 2004'te süper lig (en üst düzey), b olanı ise 1. lig olarak değiştirildi (first division).
bugün gündemde olan popüler kulüpler ise asıl olarak 2004 yılında kurulan lig ile oraya çıkmış oldu. cfa süper lig kurulduktan sonra, çok tuhaf bir karar alındı. adidas dışında herhangi bir spor tedarikçisinin ürünlerini giymek yasaklandı. bu marka, 2015 yılında abd'liler tarafından %51'i satın alınınca, başka bir spor tedarikçisinin ürününü kullanmak isteyen futbolcu, yaklaşık 2 milyon yuan (305 bin usd) ödeme koşulu ile bu hakka erişebilir oldu.
süper lig kurulduktan sonra, 2009 yılında şike skandalı patladı. uzun zamandır, içinde bahis şikesinin de olduğu, bahis baronları skandalı patlak verdi. bahis sonucu müsabaka sonuçlarının elde edildiği bir organizasyon - ki bu birinci ligi oluyor- burada şikeye bulaşınca burada bir tıkanıklık oluştu. ülke federasyonu ve hakem komitesi başkanı, bazı takım yöneticileri, başkanları ve sporcuları da bu işe bulaşınca tutuklama kararları alındı. hatta bu şike bazı maçlarda süper lige de yansıyınca, süper lig'de yer alan iki takım küme düşürüldü. birinci ligde yer alan bir takım ise kapatıldı.
futbolu yeni yeni seven çinliler bu skandaldan etkilendi, protesto yaparak statlara gitmemeye başlamışlardı. güven zedelenmiş, taraftar kendini kandırılmış hissetmeye başlamışlardı.
bu duruma el koymaya çalışan siyasiler, ülkedeki futbolun imajını düzeltmeye yönelik çalışmalara başladı. yeni bir sayfa amacıyla yola çıkan liderler, bir daha böyle bir şey olmayacağına dair söz verdi. şike skandalından sonra hedef dünya kupasını düzenlemek ve bu kupayı kazanmaya yönelik bir altyapı çalışması içerisine girmekti. yeni kapitalist anlayış ile bu ülkedeki futbol hem sportif, hem de ticari bir kaynak olarak görülmeye başlandı. bunun için okullardan itibaren çocuklara burs ve diğer kaynaklar yaratılıyor. üniversite yolu kolay açılıyor, büyük paralar kazanma fırsatı doğuyor. ülkede ayrıca onlarca yeni stat yapılmaya başlandı. ancak ülkedeki sportif kişilikler henüz çok kaliteli düzeyde olmadıkları için avrupa'dan eğitimli kişiler yüksek maaşlarla ülkeye çekiliyor. önemli hocalar ve futbolcuları da bunun içine dahil edebiliriz. bununla birlikte amaç, ülke futbolu ve oyuncularının daha üst düzeye gelebilmesi. o yüzden artık çin, futbolun sonbaharındaki oyuncuları değil, aynı zamanda henüz genç ve kariyerinin zirvesindeki oyunculara da yatırım yapmaya başlamış durumda.
peki bu takımların gelirleri nereden geliyor?
ilk başta 2004 yılında 12 takımlı lig, 2006-2007 sezonunda tespit edilen şike skandalı sonrası 16 takıma çıkarılmış. bu takımların içinde başarı olarak zirvede olan takım, son beş yılın şampiyonu ve asya şampiyonlar ligi şampiyonluğu da bulunan
guangzhou evergrande de var. hocaları da brezilyalı
luiz felipe scolari. tabi scolari'den önce de italyan hoca
marcello lippi tarafından yönetiliyorlardı. çin takımlarının en büyük özelliği, neredeyse bütün takımların ülkenin doğusunda pasifik okyanusuna yakın bir yerde bulunmaları. guangzhou takımı, 2009 yılında adı şikeye karışınca, bir yıl sonra evergrande isimli bir emlak şirketi tarafından satın alındıktan sonra esas büyük sıçraması gerçekleştirdi. evergrande real estate group grubunun sahibi hui kan yan, yaklaşık yedi milyar dolarlık kişisel serveti ile önemli bir zengin. abd borsasında hisseleri 1.80 dolar'dan işlem görüyor (dow jones). takımın hisselerinin %40'ını bir başka dev şirkete devredince, takım daha da büyük finansal imkana ulaştı. tabi takımın mevcut değeri, fenerbahçe futbol takımının değerinin yaklaşık 1/3'ü kadar. çünkü çinli futbolculara verilen para çok az. bu da demek oluyor ki, maaş ve transfer bedellerinin büyük bir kısmı yabancı oyunculara ayrılmış durumda. örneğin takım içerisinde dört futbolcu, yıllık 50 bin euro'nun altında bir kazanca sahip.
10,3 trilyon dolara yaklaşan gayri safi yurtiçi hasılasıyla abd'den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip asya temsilcisinin futbol ligi piyasa değeri ise yaklaşık 120 milyar dolar (a.c. nielsen group araştırmasına göre). muazzam bir rakam ve daha da büyümesi öngörülüyor. müsabakalar 22 bin ortalama seyirciye oynanıyor. esas gelir kaynağı ise tv yayın gelirleri tarafından sağlanıyor. 2015 yılında yapılan yeni ihale ile bu rakam, bir önceki ihalenin yaklaşık 110 katı artırılarak inanılmaz bir büyümeye gebe olmuş durumda (1.2 milyar dolar)
futbol takımlarının adeta çıldırmış gibi transfer bedelleri ödemelerinin esas nedeni de bu artışa dayanıyor. futbola ilgi arttıkça bu bedel daha da artacak. orta ve uzun vadede ise bu oyuncu satışlarının maksimum değerinin, bir oyuncu için yaklaşık 175 milyon euro'ya kadar uzanması bekleniyor (1 yıllık oyuncu maaşı + bonservis). tabi bu duruma devlet artık bir el koymak zorunda. zira 2017 nisan ayından itibaren çıkan yeni bir karar ile, yeni getirilecek yabancı oyuncunun yıllık kazancı 5.9 milyon euro'ya sınırlandırılacak. bu kararın ise 2018-2019 sezonu öncesi yürürlüğe girmesi bekleniyor.
çin futbolu, sadece kendi ligi olarak değil, dünyanın dört bir yanı için potansiyel müşteri ve seyirci konumunda. büyük takımlar artık çince sosyal medya hesaplarına giriştiler. sezon öncesi hazırlık kamplarının bazıları ise burada yapılmaya başlandı bile. bu da demek oluyor ki, avrupa'daki dev takımlar da bu pastadan yer almak istiyorlar. artık futbolda herkes çin'i de hesaba katarak iş yapmakta başladı bile.
galiba bu sektöre girmeyen birkaç ülke varsa, birisi kesinlikle türk futbolu ve ekipleri. burak yılmaz ve ersan adem gülüm dışında herhangi bir şekilde türkiye orijinli hiçbir oyuncu, takım veya bir kuruluş, bu pazarda yer almıyor.