sayın hocam,
13/14 sezonunda hiç bir maçta rakip üzerinde baskı uygulayamamış bir takım devraldın. şaka değil lig sonuncusu bile bizi mahkum oynatıyordu. sneijder şapkadan tavşan çıkarmazsa da 1 puana ya da mağlubiyete razı olup haftayı kapatıyorduk.
14/15 sezonu yeni başladı. hazırlık döneminde bir atletico madrid maçı oynadık. sonrasında fenerbahçe ile türkiye süper kupasında karşılaştık. neyi süperse... ligimiz süper, kupamız süper... o maçta takım döküldü. geçen senenin tekrarıydı. ama gol yemedik. penaltılar, volkan ayısı falan. kupayı kaybettik. neyse önemli de değil. bana göre galatasaray yönetimi sonunda şampiyonlar ligi olmayan her platformadan çekmeli
süper futbolumuzda takımı. ardından ligin ilk haftası karşımız bursaspor'u yine geçen senenin tekrarı bir oyun oynayarak 2-0 yendik. işte o hafta tff'nin ne olabileceğini gördün. sahamızın kapanması, melo'nun 2 maçlık cezası... ligin 2. haftasında boş tribünlere karşı eskişehir maçı'na çıktık. bu maçta dedim ki galiba geçen seneki filmi tekrarlamıyacaz. malum eskişehir iyi takım. ligin en iyi pas yapan takımı hatta. fakat melo'suz galasaray eskişehir'e 90 dakika baskı yapabildi. kaybedilen 2 puan olsun dedim geçtim. sonra şampiyonlar ligi'nde anderlecht karşısında da 2 puan bıraktık. olsun ben yine genç bir ekibe karşı bile fizik üstünlüğünü kabul ettirebilen bir galatasaray izledim. 20 eylül'de ise balıkesir deplasmanına gittik. olmayacak 2 gol yiyip 2-0 mağlup olduk. ancak bu maçta gördüğüm en büyük kazanç artık bu takım rakibi 90 dakika boğabiliyor. geldiğinin 2. ayı... en büyük sorunumuzu çözdün. ancak hala yeterince üretken değiliz. fakat bunu dert etmiyorum. elde üretken futbol oynayabilecek çok oyuncu var. biraz özgüven eksikliği, biraz sistemin tam oturmaması... ancak bek pozisyonunda yasin olur gibi. dordmund'da sol bek de oynamış. sanırım bu işin sonunda yasin sol beke tarık da sağ beke geçer. dün sağda oynadığı 20 dakika çok beğendim tarık'ın performansını. rahat rahat çizgiye indi. neyse... demek istediğim heyecanlandırmaya başladı bu takım beni. sistemin önemli olmadığını, önemli olanın felsefe olduğunu biliyorum. sen de biliyorsun. takma bizim taraftarın 3-5 tane rakamı ard arda dizişine. sen dirayetli ol, görüyorumki zira becereceksin bu işi. sanıyorum 2-3 haftaya kadar orta saha oyuncularımız da daha sık girmeye başlayacaklar ceza alanı içerisine. anladığım melo'nun, selçuk'un falan çok gol atacağı bir sezon izleyecez. bir de senden hususi ricam, şu emre çolak'da biraz ısrar et. sneijder'den sonra bu takımın en üretken futbolcusu olur kendisi. olcan konusunda ise endişe etmiyorum. çünkü ondan istediğin ve alamadığın bir şey olduğunu düşünüyorum. bunun için geçen sezon ersun yanal'ın sow'a uyguladığı yedek bırakma kozunu kullanıyorsun. çok yakında olcan'ın gerekeni yapacağına ve senin de formasını teslim edeceğine eminim.
hocam kusura bakma azıcık dağanık bir yazı oldu. kafamdakileri döktüm.
hocam görüyorum ki takımın 3 hafta kadar bir süreye ihtiyacı var. bütün medya sana yüklenecek. taraftar belki yuhalayacak. sen takma. dimdik ayakta dur. zaten bu baskıyı gollerle süslemeye başladığında takım, medya susacaktır. hepsi çakal sürüsü. işler iyi giderken sinsi sinsi pusuda beklerler. taraftara ise hiç takılma. tüketim toplumu bizim ülke. anında sonuç isterler. üretmek için çaba göstermek gerektiğini pek bilmezler. ama dünyada hiç bir toplumda olmayan bir uzmanlık vardır bizde. tükürdüğümüzü yalamayı çok iyi beceririz. dünkü futbolda 2 tesadüfi golü atan biz olsaydık burada sana övgüler düzülüyordu. merak etme o da olacak. yakındır galatasaray böyle oynasın ben tükürdüğümü yalamaya razıyım diyenleri görmek.