1
fenerbahçe taraftarı aslında bu cümle her şeyi açıklıyor ama detay verelim aynı zamanda posta gazetesinde yazdığı "şey"ler yayınlanıyormuş gidip bakmayın ben denedim ruhum sıkıldı ama okumak isteyen kendi bilir.
fitbol dergisinde (fitbol dergisi için ayrıca bir entry gireceğim için o kısmı geçiyorum) ortalama bir fenerbahçeli nasıl olurun örneğini vermiş, dünyada söylenen ve yazılan en büyük yalanlar gerçeklerin arasına sıkıştırılarak söylenenlerdir ve bu organizma bunun güzel bir örneğini sergilemiş.
sayfaları karıştırırken 78. sayfa üst başlığı " darbeciler fenerbahçe'yi kapatmayı planlıyordu" yazıyor, "ulan bi bitmediniz deyip geçmek istiyorsunuz" ama ne saçmalamış diye devam ediyorsunuz, yazının ana fikri fenerbahçe'nin sürekli ezildiği ama hep başı bir dik şekilde ayağa kalktığı saçmalıkları ile dolu o kısım kendi masturbasyonudur ister sabunla yapar ister tuttuğu takım ile kendi bilir ama iki sayfa süren beyin isalinin sağ tarafta ki sayfa başlığı niyetinin ne kadar halisane ve soyadının ikinci hecesinin hakkını verecek nitelikte olduğunun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor, "zor zamanlarda maddi ve manevi destek gören ve (dergide bu kısım tırnak içinde) "imtiyaz" lı olmanın keyfini süren galatasaray'da ittihatçıların karşısına tevfik fikret çıkmıştı, ittihatçıların okulda ve futbol takımı üzerinde etkinlik kurmalarını önlemişti" sayfa içerisinde ise bu cümlenin ardı şöyle devam ediyor, "elbette her kulüp galatasaray kadar şanslı değildi"
yazının tamamı bildiğiniz fenerbahçeli saçmalıkları serpiştirilmiş bir kokteyl neresinden cevap vereyim diyorsunuz ? neresinden tutsanız elinizde kalıyor çünkü yazının başında anlattığım gibi gerçekler arasına sıkıştırılmış yalanlara ve iftiralara cevap vermek en zorudur o nedenle bu zihin yapısının tamamına büyük resimden "fenerbahçe isimli caminanın ne kadar asil olduğunu" 3-5 örnekle vermek gerektiğini düşünüyorum,
yazının içeriğinde
devletin savaş uçağı ile futbolcu bonservisi taşımasından bahsetmiyor, onun yerine "atamız başta olmak üzere ulusumuzun sevgisini kazanmış mert, milliyetçi bir kulübüz" diyor
devletin başkbakanının peşkeşi ile 1 tl karşılığı stad arazisi almasından mı ? tabiki bahsetmiyor onun yerine "mesela mayıs 1960 darbesi dp kadar fenerbahçe'yi olumsuz etkiledi" diyor
bugün fetö muhabbeti ile suçladıkları savcıları kulübüne üye yapıp formalarla tesislerinde maçlar yapması mı ? tabi ki yok onun yerine kalın harflerle "...dönemin monarşi devletinin hoşgörüsünü kazanan galatasaray'ın kurulduğu günden bu yana belki de en iyi avantajı buydu" diyor.
devleti arkasına alıp 30 yıllığına kiraladığı araziyi, bursa'da yerel bir gazeteye ilan vererek ihaleye çıkarmış ve 3 kuruşa almış olmasından, dağın başına yaptığı 3 okul ile stadın yanında ki araziye konma çabaları, stadının tribünün kaçak olması, kalamış tesislerinde denizi doldurması ama devlet tarafından tek ses edilmemesi gibi "imtiyaz"lar mı ? tabiki yazı da karşınıza çıkmıyor, onun yerine fenerbahçe'nin bitmek bilmez mağduriyetlerini okuyorsunuz ve hatta gerçekleşmemiş olanları bile çünkü yazı şöyle bitiyor "3 temmuz sürecinde fenerbahçe'ye yapılan operasyonu düşündüğümüzde, fetö'nün hain 15 temmuz darbe girişimi başarılı olduğu takdirde fenerbahçenin zarar görecek kulüplerin başında olacağını tahmin etmek zor olmamalı"
mağduriyet demişken bu mağduriyet edebiyatı size de tanıdık gelmedi mi ?
devletin tüm imkanlarından yararlanıp, dönemin başbakanından yeniden yargılanma sözü aldığını kameralar önünde itiraf eden bu şartlarda yargılayan mahkemenin bile "deliller gerçek ama ele geçirilme şekli yanlış" önermesi dışında bir "ak"lama kılıfı bulamadığı bir camiadan bahsediyoruz ve bunları yel değirmenlerine savaş açan don kişot, abd emperyalizmine karşı direnen che, italayan faşizmine karşı direnen ömer muhtar ve tabiki bir jan dark azizliği ile her daldan her köşeden bir şeyler alarak olayları dönemlerin gerçekliğinden kopartıp "lozan bir hezimetti" sığlığı ile yarışacak bir seviyede sunmak bir fenerbahçeli klasiğidir şaşırmıyorum ama her seferinde aklıma şu güzel benzetme geliyor...
(bkz: günahların takımı)
fitbol dergisinde (fitbol dergisi için ayrıca bir entry gireceğim için o kısmı geçiyorum) ortalama bir fenerbahçeli nasıl olurun örneğini vermiş, dünyada söylenen ve yazılan en büyük yalanlar gerçeklerin arasına sıkıştırılarak söylenenlerdir ve bu organizma bunun güzel bir örneğini sergilemiş.
sayfaları karıştırırken 78. sayfa üst başlığı " darbeciler fenerbahçe'yi kapatmayı planlıyordu" yazıyor, "ulan bi bitmediniz deyip geçmek istiyorsunuz" ama ne saçmalamış diye devam ediyorsunuz, yazının ana fikri fenerbahçe'nin sürekli ezildiği ama hep başı bir dik şekilde ayağa kalktığı saçmalıkları ile dolu o kısım kendi masturbasyonudur ister sabunla yapar ister tuttuğu takım ile kendi bilir ama iki sayfa süren beyin isalinin sağ tarafta ki sayfa başlığı niyetinin ne kadar halisane ve soyadının ikinci hecesinin hakkını verecek nitelikte olduğunun göstergesi olarak karşımıza çıkıyor, "zor zamanlarda maddi ve manevi destek gören ve (dergide bu kısım tırnak içinde) "imtiyaz" lı olmanın keyfini süren galatasaray'da ittihatçıların karşısına tevfik fikret çıkmıştı, ittihatçıların okulda ve futbol takımı üzerinde etkinlik kurmalarını önlemişti" sayfa içerisinde ise bu cümlenin ardı şöyle devam ediyor, "elbette her kulüp galatasaray kadar şanslı değildi"
yazının tamamı bildiğiniz fenerbahçeli saçmalıkları serpiştirilmiş bir kokteyl neresinden cevap vereyim diyorsunuz ? neresinden tutsanız elinizde kalıyor çünkü yazının başında anlattığım gibi gerçekler arasına sıkıştırılmış yalanlara ve iftiralara cevap vermek en zorudur o nedenle bu zihin yapısının tamamına büyük resimden "fenerbahçe isimli caminanın ne kadar asil olduğunu" 3-5 örnekle vermek gerektiğini düşünüyorum,
yazının içeriğinde
devletin savaş uçağı ile futbolcu bonservisi taşımasından bahsetmiyor, onun yerine "atamız başta olmak üzere ulusumuzun sevgisini kazanmış mert, milliyetçi bir kulübüz" diyor
devletin başkbakanının peşkeşi ile 1 tl karşılığı stad arazisi almasından mı ? tabiki bahsetmiyor onun yerine "mesela mayıs 1960 darbesi dp kadar fenerbahçe'yi olumsuz etkiledi" diyor
bugün fetö muhabbeti ile suçladıkları savcıları kulübüne üye yapıp formalarla tesislerinde maçlar yapması mı ? tabi ki yok onun yerine kalın harflerle "...dönemin monarşi devletinin hoşgörüsünü kazanan galatasaray'ın kurulduğu günden bu yana belki de en iyi avantajı buydu" diyor.
devleti arkasına alıp 30 yıllığına kiraladığı araziyi, bursa'da yerel bir gazeteye ilan vererek ihaleye çıkarmış ve 3 kuruşa almış olmasından, dağın başına yaptığı 3 okul ile stadın yanında ki araziye konma çabaları, stadının tribünün kaçak olması, kalamış tesislerinde denizi doldurması ama devlet tarafından tek ses edilmemesi gibi "imtiyaz"lar mı ? tabiki yazı da karşınıza çıkmıyor, onun yerine fenerbahçe'nin bitmek bilmez mağduriyetlerini okuyorsunuz ve hatta gerçekleşmemiş olanları bile çünkü yazı şöyle bitiyor "3 temmuz sürecinde fenerbahçe'ye yapılan operasyonu düşündüğümüzde, fetö'nün hain 15 temmuz darbe girişimi başarılı olduğu takdirde fenerbahçenin zarar görecek kulüplerin başında olacağını tahmin etmek zor olmamalı"
mağduriyet demişken bu mağduriyet edebiyatı size de tanıdık gelmedi mi ?
devletin tüm imkanlarından yararlanıp, dönemin başbakanından yeniden yargılanma sözü aldığını kameralar önünde itiraf eden bu şartlarda yargılayan mahkemenin bile "deliller gerçek ama ele geçirilme şekli yanlış" önermesi dışında bir "ak"lama kılıfı bulamadığı bir camiadan bahsediyoruz ve bunları yel değirmenlerine savaş açan don kişot, abd emperyalizmine karşı direnen che, italayan faşizmine karşı direnen ömer muhtar ve tabiki bir jan dark azizliği ile her daldan her köşeden bir şeyler alarak olayları dönemlerin gerçekliğinden kopartıp "lozan bir hezimetti" sığlığı ile yarışacak bir seviyede sunmak bir fenerbahçeli klasiğidir şaşırmıyorum ama her seferinde aklıma şu güzel benzetme geliyor...
(bkz: günahların takımı)