https://m.youtube.com/watch?v=JsI-hSf4wBU şu sıralar
mehmet demirkol’a konuk olduğu programı seyrediyorum. eminim yüzümde aptal bir gülümseme dolduracak zengin bir düşünce dünyası bekliyor beni.
kendisinin önemli bir yeri var bende. yıllar önce katıldığı bir programda, yanlış hatırlamıyorsam,
istanbul halk tiyatrosu’nda bulunması ile ilgili bir cümlesi olmuştu. biz sanatçılar işin ticari tarafına pek kafa yormayız dedi. iş dünyasında bir takım dostları da ısrar etmiş kendisine bir tiyatro yönetmesi için. demişler ticari tarafıyla biz ilgileniriz. bir sözleri beni ikna etti dedi. her insanın içerisinde bir kuş vardır. siz sanatçılar o kuşları uçuruyorsunuz kayıtsızca. bizler bu şansa sahip değiliz. izin verin biz de size bu şekilde destek olarak uçuralım bu kuşları. üzerinden çok uzun yıllar geçtiği için genel hatlarıyla hatırladığım kadarıyla ifade etmeye çalıştım.
neyse, o anlatısı, anlatırken samimiyeti, gerçekliği çok etkilemişti beni. içimde bir aydınlanma olmuştu üniversite yıllarımda. halen hayallerim arasındadır. gerekli zemin oluştuğunda sanata kayıtsız, şartsız, beklentisiz kurumsal destek verebilmek isterim. belki benim içimden bir kuşun havalanmasına da sebep olur.
programın ilk 10 dakikası bitti. cem abinin ne kadar çok meşgalesi olduğu konuşuldu. yaptıklarımı sayınca 90 yaşında olmam lazım ama aynı anda 5 işle uğraşmayı seviyorum dedi. aklıma bir alıntı getirdi bu sekans.
---
alıntı ---
sanatçının görevi boşluğa düşmek değildir. aksine, varlığın boşluğunun panzehirini bulmaktır.
---
alıntı ---
midnight in paris
saygıyla, sevgiyle nice güzel işlere cem abi.