2701
biraz "kör ölür badem gözlü olur" bakış açısıyla değerlendirilen bir futbolcu.
galatasaray forması altında oynadığı iki sezonu da yakınen izledim. mustafa sarp ile hiç oynamadı bir kere çünkü mustafa'nın geldiği sene takımdan ayrıldı. galatasaray'la şampiyonluk, milli takımla euro 2008 yarı finali yaşamış mehmet topal, ayhan akman, servet çetin, arda turan gibi isimlerle; kewell, baros, nonda gibi kalilteli yabancılarla; hakan şükür, ümit karan gibi tecrübeli türk forvetlerle oynadı kendisi. baya sağlam bir kadronun içindeydi. ancak çekingen, dayanıksız ve her şeyden önemlisi disiplinsiz bir futbolcuydu. adam bildiğin maç seçiyordu. futbolda fizik gücün bu kadar baskın olmadığı ve mekanikleşmenin bu boyuta ulaşmadığı dönemde bile saha içinde çok çıtkırıldımdı. uzun süreli sakatlıkları ve brezilya ziyaretleri meşhurdu. bugünkü gibi fizik gücün çok önemli olduğu bir dönemde 29-30 yaşında iken sahip olduğu fizik kuvvet ve koşu mesafeleriyle sahada topu bile görmesi mümkün olmazdı. hagi ile, alex ile, hatta sergen ile falan kıyas edilebilecek bir isim değildi lincoln. top cambazıydı ama sadece o kadar. melo ve selçuk ile oynayamazdı çünkü fatih terim'in 2011-2012 sezonunda kadrosunda tutmayacağı bir adam olurdu. fernando-ndiaye ile falan da iş görmezdi çünkü sneijder'i gönderen tudor, lincoln'ün narinliğini ve sakatlığa yatkınlığını gördükten sonra hemen kadro dışı bırakırdı. galatasaray sonrasında yok hükmünde değerlendirilebilecek bir kariyeri mevcut lincoln'ün. 28 yaşında geliş, 30 yaşında ayrılış. sonrasına dair bir şey yok.
sorunlu ve zayıf bir futbolcuydu kısacası lincoln. iki sezon boşuna katlanıldı galatasaray'da kendisine.
galatasaray forması altında oynadığı iki sezonu da yakınen izledim. mustafa sarp ile hiç oynamadı bir kere çünkü mustafa'nın geldiği sene takımdan ayrıldı. galatasaray'la şampiyonluk, milli takımla euro 2008 yarı finali yaşamış mehmet topal, ayhan akman, servet çetin, arda turan gibi isimlerle; kewell, baros, nonda gibi kalilteli yabancılarla; hakan şükür, ümit karan gibi tecrübeli türk forvetlerle oynadı kendisi. baya sağlam bir kadronun içindeydi. ancak çekingen, dayanıksız ve her şeyden önemlisi disiplinsiz bir futbolcuydu. adam bildiğin maç seçiyordu. futbolda fizik gücün bu kadar baskın olmadığı ve mekanikleşmenin bu boyuta ulaşmadığı dönemde bile saha içinde çok çıtkırıldımdı. uzun süreli sakatlıkları ve brezilya ziyaretleri meşhurdu. bugünkü gibi fizik gücün çok önemli olduğu bir dönemde 29-30 yaşında iken sahip olduğu fizik kuvvet ve koşu mesafeleriyle sahada topu bile görmesi mümkün olmazdı. hagi ile, alex ile, hatta sergen ile falan kıyas edilebilecek bir isim değildi lincoln. top cambazıydı ama sadece o kadar. melo ve selçuk ile oynayamazdı çünkü fatih terim'in 2011-2012 sezonunda kadrosunda tutmayacağı bir adam olurdu. fernando-ndiaye ile falan da iş görmezdi çünkü sneijder'i gönderen tudor, lincoln'ün narinliğini ve sakatlığa yatkınlığını gördükten sonra hemen kadro dışı bırakırdı. galatasaray sonrasında yok hükmünde değerlendirilebilecek bir kariyeri mevcut lincoln'ün. 28 yaşında geliş, 30 yaşında ayrılış. sonrasına dair bir şey yok.
sorunlu ve zayıf bir futbolcuydu kısacası lincoln. iki sezon boşuna katlanıldı galatasaray'da kendisine.