• 76
    dün gece gerçekleşen kutlamalarında bazı olaylar yaşanmıştır.

    --- alinti ---
    şarkı söyleyen şebnem bal'a, "fenerbahçeli istemiyoruz" diyen ve podyumdan inmesini isteyen taraftarlar, fenerbahçeli olmadığını ifade etmesine karşın şarkıcıya yabancı madde attılar ve podyuma çıkmak istediler. bunun üzerine bal, şarkısını tamamlayamadan sahneden indi.
    --- alinti ---
  • 77
    -152104 nolu yazımdada belirttigim gibi-

    içim doluydu zaten şu başlıgı gördügüm iyi oldu.

    televizyonların ve basının gösterdigi beşiktaş :beşiktaş çok renkli beşiktaş çok yaratıcı beşiktaş taraftarı vefakar beşiktaş taraftarı cefakar beşiktaş taraftarı çok bagırır beşiktaş taraftarı yakar yıkar ulan beşiktaş taraftarı takımını her zaman destekler.beşiktaş taraftarı çok fazladır.beşiktaş taraftarı dünyada birinci türkiyede ikinciymiş.

    eveeeet gelelim ana kısma.

    ne demiş deli emin * benim babam şıh mıh değildir benim babam şerefsizin biridir.

    evet sayın yazarlar çarşı şıh mıh değildir çarşı şerefsizin biridir.

    neden böyle düşünüyorum:

    geleyim iddaalara neymiş beşiktaş taraftarı yaratıcıymış.ya bırakın allahınızı severseniz önce gfb forumlarında çıkan ve fenerin bir rize maçında yaptıgı dale caveseyi aldılar liverpool maçında yaptılar buda star tv de çıkınca yaratıcı oldular.gelelim ikinci önermeye neymiş renkliymiş ya tek yaptıkları kareografi türk bayragı açmak şimdi ultraslanınkileri saymayayım.neymiş çok bagırırlarmış ulan bir marsilya maçında 9 dakika yırtındılar oda kanaldye çıktı bizim barcelona maçındaki üçlümüz kaç dakika çıktı? neymiş medyatiklermiş tribün tribünde yapılır sayın alen makaryan namı diger tribün reisi çıkıyor bjk tv de program yapıyor.çıkıyor basın açıklaması yapıyor orda burda.reis çin konsoloslugu yürüyüşünde bile kendi konuşmayı başkasına bırakmıştır.herkesin bir agırlıgı olması lazım.çarşı adamları yav... olur eger 30 kişi olsunlar 2 tane bebeye girişirler bunlar yansıtılıyormu.bizde gfde kavgalar çıkınca boy boy afiş afiş veriliyor çarşıda adam öldürülünce sadece babasının dramı ekrana getiriliyor.

    dizilier yayınlanıyor nerde bir taraftar sembolü var nerde bir genç grup maç izleyecek orda 3 adam var birinde çarşı atkısı birinde galatasaray atkısı birinde fenerbahçe atkısı bu nedir biliyormusunuz agırlıgınız yok demektir reklamsınız afişsiniz demektir taraftar grubunuz takımın önüne geçiyor demektir.

    yine sinirlendim yazarken arada sırada yine yazarım.

    sevgiler.
  • 78
    peki şuna deginmek isterim birde.

    neden galatasaraylı taraftarlar çarşıyı över.

    "çok renklilerde" "çok harikalar" "çok bagırırlar" " yaaaaaa objektif olalım şimdi taaaammmı obejktif olalım çarşı iyi bagırıyor ama ua kareografide"

    falan gibi gevşek gevşek konuşmalar olur .

    ne iyisi la çarşının neresi iyi.yol boyunca meşale yakacaz dediler yakamadılar polisten dayak yediler sonra " alen makaryan" gitti basın açıklaması yaptı özür diledi :)

    az önce söledigim cümleler sadece fenerbahçeyi saf dışı bırakıp - beşiktaş dost takım-denilen deli saçma tezi savunmak için üretilmiştir.ne beşiktaş çarşı dost most değildir.sittin senede olamazlar
  • 80
    hani bazı futbolcular vardır taraftara oynarlar şov yaptıkları sanılır aslında faydaları görünen kadar değildir, bu yüzden hocalar pek sevmez böyle oyuncuları, işte çarşı da öyledir şov yaptıkları sanılır çünkü sürekli medyaya oynarlar saçma sapan yerlerde saçma sapan pankartlarla boy gösterirler, ancak faydaları gösterildiği kadar değildir, mesela maçın gidişatına göre tezahüratı bilmezler tek bildikleri takım yenik durumdaysa kartal gol gol diye bağırmaktadır bu yüzden bjk futbolcuları da çarşıyı pek sevmezler, ayrılan futbolcuları bunu dile getirmiştir.
  • 81
    ftk çeyrek finali ilk maçında sami yen'in kapalısından daha doğrusu birkaç kendini bilmezin ağzından (bkz: pini balili) için çıkan küfürleri tüm galatasaray taraftarına yıktıktan sonra , kendi insanlarına hep bir ağızdan (bkz: sivaslı ayılar istanbul'da ne arar) gibi iğrenç bir tezahüratta bulunduklarını ne çabuk unuttuklarını düşündüğüm dünyanın en sıradan taraftar gruplarından biri olan topluluk.
  • 85
    küçümsemek gibi olmasın ama semt tribünü olmaktan öteye gidemeyen, bu sebeple üç büyük takımın tribünleri arasında özellikle yaratıcılık ve benzeri konularda bir adım önde olan tarafar grubu. ha arada tepki çeken ya da bir tarafımızla güldüğümüz uç örnekler çıkmıyor mu, elbette çıkıyor. ama bunu yapanlar da kendini çarşı zanneden beşiktaşlıların yaptığı pankartlardır genelde. desibel rekoru kırmalarında ise rakip tribünler tarafından inönü kapalısının mimari yapısı ve özellikle "kutu" diye tabir edilen bölümün payı olduğu söylenir durur.
  • 87
    amblemlerinde anarşizmin ''a''sını kullanan, anarşizmin ''a''sını kullanmakla kalmayıp anarşist söylemlerde de bulunan taraftar grubu.

    ''futbola politika karıştırmak yanlıştır'' gibi saçma bir iddia'da bulunmayacağım elbette. futbol ile politika bizzat egemen güçler eli ile birbirine karıştırılmıştır zaten. franco'nun barnebau yapılırken, ''bana 80 000 kişilik bir uyku tulumu yapın'' dediğini bilmeyen var mı? sistemin futbolu bir uyuşturucu olarak kullandığını fark etmek için sosyolog olmak mı gerekiyor? bu durumda toplumsal muhalefet, elbette ki futbol gibi bir alanı sistemin eline bırakmayacaktır. elbette ki politik taraftar grupları ''sadece futbol olmayan'' bu oyunda da saflarını belli edecektir. bu noktada bir sorun yok.

    peki asıl sorun nerede? sorun, bizzat popüler kültürün bir parçası olan çarşı'nın anarşistlik iddiasıdır. sorun, bu küçük burjuva oluşumun ispanya iç savaşında, 1917 sonrası rusya iç savaşında ve dünyanın daha pek çok yerinde insanların uğruna hayatlarını verdikleri kara bayrağı, ''a'' harfini hiç bir utanma duygusu olmaksızın popüler kültüre kurban etmesidir. örneğin livorno taraftarı da, st. pauli taraftarı da politiktir. ama onlar, gerçekten politiktir. politikayı popülerlik uğruna kullanmak yerine, futbolun popülerliğini politika için kullanmaktadırlar.

    anarşizmin özünü burada tartışacak değilim. benden sonra bu başlık altına yazacak olan arkadaşların da tartışmasını istemem. çünkü bu tartışmanın yeri bu platform değildir. sorun da bu değildir zaten. ben, anarşizmi genel olarak benimseyen bir birey de değilim. ama, insanların dünya'yı daha güzel bir yer yapmak için uğruna canlarını verdikleri bir ideolojinin çarşı tarafından yerin dibine batırılmasını da hazmedemem.

    eğer çarşı gerçekten söz konusu ideolojiye bağlı ise, eğer anarşizm onların farklı olmak için kullandıkları bir süs değilse, neden sahip oldukları popülerliklerini söz konusu düşüncenin yaygınlaşması adına kullanmıyorlar? tamam, 1 mayısa katılıyorlar. ama 1 mayısa chp'de katılıyor; pek çok düzen içi oluşum da katılıyor. bu, tek başına bir veri değil.

    söz konusu grubun liderine bir röportajda sorulmuştu bu soru. tam olarak bu şekilde değildi ama, çarşının anarşist yönü ile ilgili bir soru idi. söz konusu lider de bozarıp kızarmış, bin bir takla atarak kıvırmıştı. anarşizmin aslında sistemi reddetmediğini, sistem içinde belli reformlar falan istediğini söylemişti. tabi o bunları söylerken bakunin ve kropotkin* mezarında üç takla atmıştı.

    fazla uzatmaya gerek yok aslında. futbolla kafayı bozmuş bir avuç küçük burjuva çocuğunun farklı görünmek, iyice apolitikleştirildiği için gördüğü en ufak politik simgeye bile hayran hayran bakan gençliğin dikkatini çekebilmek için anarşist ayağına yatmasından ibaret durum. peki ya çarşıya ben ne mi diyorum:

    ''kardeşim, ben size anarşist olun demiyorum. bayrağınızda o simge var ise o simgeye layık olun diyorum. ya da delikanlı olup o simgeyi ve budanmış anarşist söyleminizi terkedin. o bayrak, hayatlarında belki de hiç canlı futbol maçı izleme fırsatına sahip olmamış binlerce anarşistin kanı ile sulandı çünkü.''
  • 88
    maç 0-0 gidiyor ve bu arkadaşlar tezahürat etmek yerine dale cavase melodisiyle ooo ooo ooo ooo yapıyorlar. hayır öndesindir eyvallah ama maç 0-0 ne gereği var yani ? işte kendilerince dünyanın 1 numaralı taraftarı (!) gerçi dünyanın bundan haberi yok ama olsun. ayrıca daha kendi tribününü dolduramayan bir taraftardan bahsediyoruz olacak o kadar tabii.
  • 92
    zaten hazzetmiyordum kendilerinden artık nefret de ediyorum. yazıklar olsun sizin insanlığınıza. bu yaptıklarınızı fenerbahçe taraftarından bile duymadım şahsen. bugün orada * bulunan tüm şeref yoksunlarına koca bir yuh olsun.
    tanım: 12 eylul 2009 galatasaray besiktas maci'nda ali sami yen'e küfür eden insan müsvetteleridir.

    (bkz: çarşı insanlığa da karşı)
  • 94
    12 eylul 2009 galatasaray besiktas macinda misafir taraftar tribününde pankartını göremediğim taraftar oluşumu.. değişik grupların pankartı vardı ama ben çarşı pankartı göremedim. belki benim yerim tersti belkim de gözümden kaçtı, bilemeyeceğim.. bilgi sahibi olanlar aydınlatırsa minnettar olurum..

    ayrıca misafir tribünündeki beşiktaşlı taraftar grubunda bir tuhaflık vardı... ne olduğunu hala çözemedim.
  • 95
    özünde kendi halinde takılan semt çocuklarıdır; hayatları beşiktaş maçlarında geçen, içinden geçenleri pankartlarla/tezahüratlarla ifade eden. kendine özgü, nevi şahsına münasır... 2000'li yılların başında bir dernekleşme furyası başladı, beşiktaş taraftarı için de kaçınılmazdı dernek kurmak. forza beşiktaş ismiyle kurdular derneklerini. forza, zamanında çarşı'nın çocuklarının çıkardığı bir dergi idi. bu durum çarşı'nın gfb ve ultraslan'la karıştırılmasına sebep oldu; sevgili basın ve "yeni nesil" tarafından. hatta şimdi o kadar gündemde olmasa da asya kartalları vardı, o dönemler her maç gerginlik olurdu aralarında. bir semtin çocuklarından ibaret olan çarşı, hesapta olmayan bir şekilde genişledi belki de. berlin'deki adamlar bile kendilerine çarşı demeye başladı.

    tabi bir diğer şanssızlık da "yükselen yeni nesil"di. kendim de dahil olduğundan rahatça söyleyebilirim sanırım, abuk sabuk bir nesil olarak gümbür gümbür geliyorduk o dönemler. eskilerin terbiyesinden biraz daha uzakta, marjinal olarak kendini ifade edebileceğini düşünen, ahlaksızlığı "çağdaşlık" zanneden... ve canavar gibi bir medya, bir gecede meşhur olup unutulan şarkıcılar filan türemeye başladı. az biraz farklı olan herşeye bir etiket koyuldu, içi boşalana kadar deli gibi tüketildi. sonra internet girdi evlere. msn, facebook, twitter, blog, o, şu, bu.. iyice çığrından çıktık. en olmadık yerde abuk sabuk pozlarla fotoğraf çektiren arkadaş grupları, dudaklarını büzüp kafasını eğerek poz veren kızlar çıktı ortaya. ve hepimizin bildiği, belki dahil olarak belki yakınen şahit olduğumuz daha bir sürü şey...

    mevcut ortamda çarşı'nın da sırası gelecekti elbette. maç boyu susmayan, yeri geldiğinde kendi kendine eğlenen, belli bir görüşü olan, yeşil sahanın dışındaki olaylara karşı da duyarlılık gösteren. üstelik kendi tribününde belli bir saygınlık edinip iktidar sağlamış bir topluluk. kaçınılmaz son onlar için de geldi. bu kesinlikle onları küçümsemek değil. ama olduğundan fazla ünvanlar yüklendi çarşı'ya, belki kendileri de rahatsız olmuşlardır tüm bu ünvanlardan. 3 yapmışlarsa 5 olarak gösterildi bir dönem. üstelik a harfi olayı vardı bir de. yüzü gözü kapkara, siyah kıyafetler içinde gezen gençlerin dikkatini çekmeye başladılar tabi, biraz da medya yönlendirmesiyle. çarşı beşiktaş'ın, beşiktaşlılığın önüne geçti bu gençler için.

    hayatımızın her yerini saran internet futbol ve taraftar alemini de es geçmemişti tabi. zaten milletin seviyesiyle birlikte seviyesi yerlere doğru giden rekabetler, internetin de de yardımıyla seviye kavramını kaybetti iyice. tribünler de değişmişti, yanına üç kişi alan reis oluyor; gerektiğinde babası yaşında adama fırça atmaktan geri kalmıyordu. yukarda anlattığım gibi, "çarşılı" olmak trend bir olaydı. ve bu durum o ruhtan uzak kalabalıkları da sürükledi çarşı'yla birlikte. yıllar yılı o tribünlerde omuz omuza duran, 7/24 semtlerinde birlikte yaşayan insanların arasına karışmak, kendini kabul ettirmek yarışına girdi insanlar. küfürün bini bir paraydı zaten, sevgisizlik ve nefret de değişmezlerimizden olmuştu ne yazık ki millet olarak. bir şeye taraf olmayı diğerlerini kötülemek olarak algılayan bir nesil vardı. ve kendilerini kabul ettirmek için akıllarına gelen tek şey küfür/hakaret etmekti. bu kendini bir yere monte edebilme, marjinal olabilme hırsı insanların gözünü döndürüyordu çoğu zaman. mübarek ramazan günü rahmetli ali sami yen'e küfür edecek kadar...
  • 97
    bu aralar galatasaray'ın stadında "saygı" duruşundaki "saygısızlık"larını ve de ali sami yen'e ettikleri küfürleri "herkes geçen seneki fenerbahçe derbisini unuttu" şeklinde meşrulaştırmaya çalışan grup. bu iki maçta edilen küfürleri birbirinden ayıramıyorlarsa ilkokul türkçe kitaplarına, hatta ahlak bilgisi derslerine filan dönmek gerekiyor, temelde çünkü problem. yahu destekledikçe genelliyoruz, farkındalar mı acaba? çıkın açıklama yapın, o gün maçta olanlar tüm beşiktaş taraftarını bağlamaz, çirkindi deyin, ama bahanelere sığınmayın. çarşı bu bahanelere sığındıkça biz genellemeye devam edeceğiz elimizde olmayarak.
  • 98
    uefa'nın resmi sitesi tarafından haftanın taraftarı seçilen beşiktaş ın taraftar grubu.. kendilerini tebrik ve takdir ediyoruz.

    (son paragrafa dikkat)

    fan power
    so just how loud was the inönü stadium in istanbul on tuesday? the noise generated by beşiktaş jk fans has been recorded at 132 decibels, the equivalent to a plane at take off, and manchester united fc goalkeeper ben foster was certainly blown away by the experience. "it was deafening. there was a point in the second half when i couldn't hear myself think, it was that loud," he said after united's 1-0 win. paul scholes's 76th-minute goal, though, quickly silenced the crowd. "we knew what to expect," the united veteran said. "we've been to turkey a few times now."

    ©uefa.com 1998-2009. all rights reserved.

    http://www.uefa.com/...064.html#newsActions
  • 100
    bence tahmin edilenden fazla sabırlı olan bir gruptur. yoksa çoktan cinnet evresine girmiş olmaları lazımdı. sezon başlayınca çarşı show başlıyor her zamanki gibi. bu arkadaşlar bazı şeylerin farkına geç varıyorlar kendileri meşgul oldukları için. ondan sonra her yeni sezonun beşinci/altıncı haftası başlıyorlar ''yeeeeeteer'' diye bağırıp çağırmaya. ama iş işten çoktan geçmiş oluyor tabii bağırmaya başladıklarında. zaten bırakmışlar sorgulamayı. kulüp nereye gidiyor, ne halde ??? çarşıyı dünya markası yapmak daha önemli onlar için. yoksa hangi akla hizmet manchester gibi bir takımla oynarken*, dakika 70/75 skor 0-0 iken takımı unuturda iki tribün hebele/hübele, otur/kalk show yapmaya başlar bir takımın taraftarı.
    kasımpaşaspor'la oynuyor da 5-0 yeniyor sanki. uefa'da haftanın taraftarı seçmiş zaten. dünyaca tanınan bir grup haline gelir tabii çarşı. ama beşiktaş bu zorlu yarış içinde ne kadar geride kalır o bir muamma.

    not: #189150 de söylendiği gibi; pankartlarınızı almadılar içeri*. sizden en ufak tepki yoktu bugün. bu kadar uysalsınız size denileni yapıyorsunuz madem, o ''a'' nın sizde başka bir manası olmalı. bize de anlatın bir zahmet bizde bilelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın