rezil "meslektaşları"nın sadece talimatla sorabileceği bir soruyu
27 ağustos 2024 galatasaray young boys maçı basın toplantısında şakkadanak diye sormuş olan kişi. bu durum da sorduğu soruya yönelik şüpheli bir yaklaşımı doğurmuştur.
bu işin bir soruyu soran kısmı var, bir de soru sorulan kısmı var. bugün türkiye'de bir basın toplantısı yapmaya ya da basının karşısına çıkıp soru cevaplamaya muktedir insanların tamamı ayarlanmış bir soru-cevap mizanseni kurguluyor. bunu kimisi tercih ediyor, kimisi dikte ediyor. bu düşünce özgürlüğüne müdahale ile kendine güvensizliğin kol kola girdiği bir durum.
çok uzağa gitmeye gerek yok, bu ülkede futbol takımlarının basın sözcüleri amigoluk yapan insanlardan seçiliyor. bazı teknik direktörler basın toplantısında "rastgele gelen soruya" ne hikmetse önüne yazılıp verilmiş bir cevabı okuyarak veriyor.
şimdi böyle bir ortamda, biraz da camiada gerginlik hakimken, böyle bir sorunun gelmesinin yadırganması çok da beklenmedik bir olay değil. genel bu vaziyetlere ek olarak, en başta yazdığım gibi, yüce basınımız bu soruları ancak bir yerlerden birilerini "yemek" için telkin ya da talimat aldığı zaman sorabiliyor.
okan hoca dahil, kamuoyunun hatırı sayılır bir kısmının kendisine bu gözle bakmasına o bakımdan şaşıramıyorum. can sonuçta geniş kitlelerce bilinen bir gazeteci değil. muhtemelen soru öncesi tekmil verme işi olmasa twitter/forum arkadaşları olan biz hariç tanıyan çok az kişi çıkardı. böyle biri çıkıp geliyor, kritik bir maç öncesi böyle bir soru soruyor. soru hem hoca için zor, hem de camia için. çünkü herkesin uzun süredir homurdanarak kendi arasında, bütünü olmasa bile parça parça şekilde cevabını bulmaya çalıştığı bir soru.
yine de hoca için kötü bir soru değil, çünkü kendine hareket alanı sağlama şansı vardı vereceği cevapla. daha eski zamanlarda çünkü bu tarz soruların sonuna "istifa" ya da "köklü değişim" gibi şeyler eklenirdi. ya da "kötü bir sonuçta sezonun kalanı için ne düşünürsünüz" gibi bir şey de sorulmadı. okan hoca muhtemelen beklemediği için üzerine düşünmediği konuda biraz refleks cevap verdi.
denklemin içinde bir yerlerde,zamanında "eleman" kelimesinden yarattırdığı krizle fatih terim'i yemiş bir cenk ergün var. mikser diye adı çıkan bu abimiz, olası bir kötü sonuç sonrası maksatlı basının bu konuyu kurcalama ihtimaline karşı nasıl bir misyon edinecek mesela, bu da ciddi bir merak konusu...