caferağa spor salonu

6-7 defa gittiğim( 2 tanesi erkek takımımızın o zamanki adı ülker alpella olan takımla yaptığı maçlardır 2007-08) sadece bir kere galibiyet gördüğüm(erkek maçında o galibiyet-2007) ve hepsinde bir şekilde olayların çıktığı, özellikle kadın maçlarında az olduğumuzdan, fb tarafının ise tüm unsurları ile geldiğinden genelde kovalanmamızla sonuçlanan hatta bir keresinde dönemin fb başkanı ve yönetimine yanlayarak onların kapısından sıvıştığımız salondur(2005)

konum olarak deplasman taraftarı için eğer 5-10 kişi ve boş geliniyorsa sıkıntılıdır. ev sahipleri için ise çok keyiflidir. resmen kendi semtlerinde ve bence istanbul'un en keyifli muhitinde yer almaktadır.

son söz; yıkılsın avm yapılsın :))

bu salona yanılmıyorsam 1996 yılında yolum düştü, içeri neden girdiğimizi hatırlamıyorum ama amatör basketbol maçları vardı.(u: tribünü olmayan karşı tarafın ise karşılıklı iki köşesinde iki büyük saksı içinde çiçekler vardı, o çiçeklerin anlamını bugün bile çözemedim ) oturduk arkadaşlarla oynanan maçı biraz izledik, moda sahilinde çok yürüdüğümüzden, salona da yürüyerek geldiğimizden karnımız acıkmıştı, büfeye gidip 1 sosisli söyledim, daha sonra da camekandaki ismet badem'in fanatik basket'te yazdığı köşesinden kesilmiş yazısını okumaya başladım, adam atmış tutmuş salon hakkında, olumsuz eleştrilerde bulunmuş ama pisboğaz herif yazının sonunu "eğer ki caferağa'ya giderseniz mutlaka sosisli sandviçinden yiyin, harika" türünden bir cümleyle bağlamış. o an anladım bayılacağımız paranın fazlalığını*ama iş işten geçmişti bir kez söylemiştik sosisliyi, nihayetinde çok lezzetliydi, çok beğendim ama normalin de 3 misli fazla para ödedim. sözün özü 15 nisan 2011 galatasaray fenerbahçe kadın basketbol maçı'na giden sözlük yazarları mutlaka yesinler sosisliden, ismet badem'in yazısı halen orada duruyorsa bir zahmet bana da haber etsinler.