11348
hiç gelmemesi gereken çakma kraldır kendisi. geldiği günden beri takıma sürekli zarar vermiştir. ve galatasaray futbol takımının şu an bu hallerde olmasının en büyük sebeplerinden biridir kendisi.
elimden geldiğince ifade etmeye çalışacağım düşüncelerimi, sizden ricam, lütfen tamamını okumadan on numara yada ofsayt butonuna tıklamayın. sonuna kadar okuduktan sonra istediğinizi yapın :)
öncelikle, kendisi gelmese, elmanderler, necati ateşler bu takımda kalacaktı.
küsmesin diye yerine forvet almamazlık yapmayacaktı kulüp.
drogba, sneijder, selçuk gibi oyuncular da bu oyuncuya gol attıracam diye kendilerini yırtmayıp takım oyunu oynayabileceklerdi.
bu adam olmasaydı ileri uçta pres yapan forvetimiz olurdu muhtemelen.
sadece ara pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan yada karambollerle gol atabilen bir takım olmak yerine verkaçlar ile güzel paslaşmalarla bir sürü gol izleyebilecektik belki de.
son dakikalarda gol atarak öne geçtiğimiz zamanlarda bile sırf kendisi o golü atmadığı için sevinmeyecek kadar bencil bir forvetimiz hiçbir zaman olmamış olacaktı.
selçuk kankasıyla içinde bulunduğu diyalog sebebiyle diğer futbolculara ve teknik heyete, teknik direktöre karşı gruplaşmış bir yerli çetemiz belki de hiç varolmayacaktı.
sürekli faul yaparak ataklarımızın yüzde doksanını kesen bir forvetimiz yerine topu arkadaşlarına kazandırıp çeşitli pas organizasyonları için pozisyon alabilen bir forvetimiz olabilirdi.
ek olarak, faul yapmadığı zamanlarda da sürekli ofsayta düşerek takımın, ligin alt sıralarındaki takımlara karşı bile tek kale oynayamamasına sebebiyet veren bir forvetimiz de olmamış olurdu.
"ama adam atıyor yeaaaa" dediniz dediniz yıllardır bu herifi çektik, prandelli, mancini, hamza hamzaoğlu hepsinin de başarısız olmalarının en büyük sebebi burak yılmaz'dır. doğru, adam atıyor. bu kadar kötü bir adam bile kaç gol attı.
düşünün takımın geri kalanı ne kadar iyiydi. musleralar rieralar eboueler selçuk melo ikilisi sneijderler amrabatı bruması vs vs... elimizde tarihin en güzel kadrolarından biri vardı, belki takımımız şampiyonlar liginde hiç olmadığı kadar kupaya yaklaşacaktı ve belki kupa 2'yi çok rahat bir şekilde tekrar kazanabilecektik. takım o kadar iyidi ki bu "çakma kral" bile, bu takımın yaptığı paslaşmalar, assistler sayesinde onlarca gol atabildi.
evet, aynen vaziyet budur. kalesiyle, defans hattıyla, bekleriyle, merkez orta sahasıyla, hücumcu orta sahalarıyla tarihimizin en iyi oyuncu grubundan birini yakalamışken bu herif geldi ve sevdiğimiz her şey yavaş yavaş kayboldu gitti.
yavaş yavaş takım önde presi bıraktı. yavaş yavaş orta sahada presi bile bıraktı. artık defansta bile presi bırakmıştık. yan pas dışında pas yapmamaya başladık çünkü ileri atınca top duvara çarpmış gibi geri geliyordu, hatta üstüne kontra atak yiyordu takım boş yere, paslaşmalar bırakıldı, oyuncular arası huzursuzluklar başladı, birbirine pas atmamalar başladı. 15 dakika, 20, hatta tüm devre boyunca fenerbahçe, beşiktaş gibi takımlara karşı bile tek kale oynadığımız zamanlardan eser yoktu artık. olabildiğince güvenli paslar vermeye çalışan korkak futbolcularla doldu taştı takım. aman kaybetmeyelim. ileri oynamayalım yoksa kaybederiz.
önceliğimiz gol yememek aman beyler dikkat! duran toptan, kornerden falan elbet bir şekilde gol atarız zaten yeterki gol yemeyelim demeye başladık. en kötü sneijder, podolski uzaktan atar bir tane ama sakın gol yemeyelim mantığıyla futbol oynamaya başladık. e hal böyle olunca da yenilgi kaçınılmazdır. şu anda takım tam olarak bu psikolojide. bu sürecin başlangıcı burak yılmaz denen çakma kralın bize geldiği gündür! sakın "ah kral vah kral özledik kral" triplerine girmeyin.
evet, kabul ediyorum hakkında paylaşılan veda klipleri çok duygusal, çok güzel hazırlanmışlar. ama insanlara algı oyunu yapmayın. her şey ortada. hiçbir yararı yok, zararı çok bu adamın.
2015-2016 futbol sezonunun galatasaray adına yaşanan en güzel olayı burak yılmaz'dan kurtulmasıdır benim için.
2011-2012 sezonu kadrosu, benim gözümde 2000 deki efsane kadromuzla kapışır pozisyondadır. ama ne yazıkki 2011-2012 kadrosu potansiyelini, gerçek potansiyelini gösteremedi, fırsat olmadı... çok yazık oldu.
fikirlerime katılmazsanız da saygı duyarım "tamam da sende çok abartmışsın" diyenler de olabilir, ama bari bu adamı övmeyin, özledik demeyin yeter bana...
edit: birkaç kelime değişikliği