resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 9351
    http://metro.co.uk/...anced-talks-5346345/

    "and after negotiations took place over a £6.4million deal, turkish outlet sporun dibi says yilmaz is ready to sign for west ham this summer."

    "6.4 milyon pound bonserviste anlaşma sağlanmasının ardından, türkiye'den sporun dibi adlı kaynağın haberine göre burak yılmaz bu yaz west ham'a imza atmaya hazırlanıyor."

    burak yılmaz'ın takımdan ayrılmasının doğruluğu, yanlışlığı bir tarafa;

    sporun dibi ne lan?!

    ayrıca metro da her ne kadar londra'nın eskinin tan, bulvar, bugünün takvim, star gazeteleri ayarındaki tabloid paçavralarından da olsa, türkiye'den haber yapmak için bula bula sporun dibi'ni nereden buluyor, the guardian'ın yüksekovahaber'den link paylaşması gibi?
  • 9352
    ``kendisinin gol attığı takımları güçlü takım ve sıradan takım olmak üzere ikiye ayırabildiğimiz futbolcumuz.

    ayrıca belirtmek isterim ki trabzonspor'un güçlü takım sayıldığı yerde bursaspor sayılmamış. bursa sayılmış olsaydı bu istatistik farklı yerlere giderdi. yanılmıyorsam bursa deplasmanında oynadığımız son 4 maçta 2 hat-trick + 2 gol = 8 golü var. ama işin içinden trabzon'u da güçlü takım olarak saymayıp sıyrılabiliriz.

    her neyse ben şunu da ayrıca merak ettim. avrupa'nın majör liglerinde herhangi bir futbolcu için böyle bir istatistik yapılmış mıdır?

    yıllardır premier lig, bundesliga ve la liga takip ederim. henüz böyle bir gözleme rastlamadım. kim bilir belki de yıllar önce van persie için yapmış bir arsenal taraftarı vardır.

    not: bu entryde kimseyle polemiğe girme amacı gütmedim. sadece oluşturulmak istenen yanlış bir algıyı doğru tarafa çekmeye çalıştım. yoksa zaten atılmış olan golleri "hayır ona atmadı, buna attı" diyecek halim yok.

    edit: defansin ablasina sarkan golcu uyardı. son 4 (2 kupa + 2 lig) bursa deplasmanında 8 gol değil 7 gol atmış. 1 hat-trick + 2 gol + 1 gol + 1 gol = 7 gol.
  • 9353
    @tribundergi: "burak yılmaz'ın galatasaray'da mutsuz olduğunu gözlemledik"

    "burak, zlatan söylentileri sonrası duygusal olarak da bu söylentilerden etkilendi."

    "burak biraz değerini görmek istiyor açıkcası..." (evren göz / ntvspor)

    sabri bir burak iki, milyon euro kazanan profesyonel futbolcu bunlar.

    tam anlamıyla karşılamasa da mourinho'nun bu sözüyle cevap vereceğim:

    "gazeteci: takım yorgun muydu?
    mourinho: yorgun mu? günde 15 saat çalışıp ayda birkaç yüz euroyla evine dönen baba yorgun olur, biz değil..."
  • 9354
    duygusallığına başlıcam ha geceleri gelip başını mı okşayalım kardeşim!? drogba da eleştirildi bu ülkede anelka da eleştirildi yakında rvp de eleştirilecek.

    sürekli hücum faul yapan sen, doğru presi yapamayan sen, kendini yere bırakan sen, doğru dürüst kafa vuramayan sen. oturup bunlarla uğraşacağına mızmızlanıp duruyorsun.

    ben burak yılmaz'i çok seviyorum ama taraftara isyan edildi mi çıldırıyorum mal mı bu taraftar kardeşim bindiği dalı kessin. biraz gelişmeye çalışın, insanları dinleyin, ben şu kadar gol attım demekle bitmiyor. galatasaray'ın ihtiyaç duyduğu bir forvet profili var ortada ona yaklaşmaya çalış o zaman madem bu kadar değişilmez olduğuna inanıyorsun ispatla. zaten zor durumda olan tarafatara bi de bu derdi yükledin, üzdün be burak. hamza hoca değil marcelo bielsa olsa takımın başında n'olacaktı merak ediyorum.
  • 9366
    ofsayt kuralı, top kontrolü, çevre kontrolü gibi şeyleri dahi bilmeyen forvet oyuncusu. temel futbol bilgisi olmayan adamı avrupada herhangi bir takım istemez, istemiyor da zaten. klasik yönetim manipulasyonu şu yapılanlar;

    -londrada yaşamak yerine galatasarayı seçiyor ne kadar fedakar bir golcü...

    -kariyeri değil galatasarayı seçiyor ne kadar gönlü bol bir golcü...

    -ingiltereden bile teklif geliyor ne kadar popüler bir golcü...

    -eski bjk hocası biliç bile onu istiyor ne kadar saygın bir sporcu...

    kafamızda oluşturmak istedikleri algı bu. tutar mı? maalesef tutar.
  • 9367
    forsu kuvvetli olmayan futbolculara yabancı-yerli ayrımı yapmadan trip atıyor, istisnalar hariç takım arkadaşlarının attığı gollere sevinmiyor. tek örnek üzerinde "ımı bırık cık siviniyir" demek fanboyluktan başka bir şey olmuyor maalesef.

    tarih boyunca dünya futbolunda adından söz ettirmiş, dünya ve avrupa kupaları kazanmış, kulüpleri her sene en az 1 tane avrupa'dan kupa getiren türkiye'nin en iyi forvetidir. öyle zaten değil ama olsa ne yazar?

    birazdan biri 7283 maçta 3829292 gol attı diyecek biri lanet olsun.
  • 9370
    eğer ciddi bir teklif varsa gönderilmelidir. burak yılmaz ve selçuk inan kankalardan birini göndermiş oluruz en azından. hem iyi bir sıcak para geçer elimize, hem de yıllık ücretinden kurtuluruz. haa, sezon boyunca bu takım forvetsiz ne yapar, bilmiyorum. niasse ve kweuke tarzı bir adam alırız ligin ortasına kadar idarelik. devre arasına üçüncü girsek ve liderle aramızda çok puan farkı olmasa kafi. devre arasında bir forvet alırız. öyle veya böyle ligi ite kaka hallederiz.

    perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler, o hesap. bu senenin çok sıkıntılı geçeceği zaten transfer dönemimizden aşikardı.
  • 9371
    https://twitter.com/...s/633779288559501312
    şunun olmasına ihtimal vermiyorum özellikle ikincisinin..
    gerçek olmadığını varsaymak istiyorum.
    ama profesyonellik ne değildirin tanımı bu olsa gerek. tekrar ediyorum inşallah gerçek değildir.
    edit : yazma gereksinimi duydum yanlış anlaşılmasın, topçu olmaz, golcü olmaz, vs diyebiliriz ama adamdır bunu söyleyecek kadar karaktersiz değildir. ama halleri edaları belli şeylerden rahatsız olduğu seziliyor sanki
  • 9375
    yaptıklarını ve yapamadıklarını bu entry'de kenara bırakıp burak yılmaz'ın duygusallığı üzerine bir kaç satır yazmak istiyorum.

    öncelikle kazandığı para, yaptığı sözleşme dillere sakız edilmiş gidiyor. sözleşmesi şu şekildeydi bir hatırlayalım:

    - 2014-2015 sezonu için 2.750.000 euro sabit transfer ücreti ve 25.000 euro maç başı ücret
    - 2015-2016 sezonu için 2.800.000 euro sabit transfer ücreti ve 25.000 euro maç başı ücret
    - 2016-2017 sezonu için 2.850.000 euro sabit transfer ücreti ve 25.000 euro maç başı ücret
    - 2017-2018 sezonu için 2.900.000 euro sabit transfer ücreti ve 25.000 euro maç başı ücret
    - 2018-2019 sezonu için 2.950.000 euro sabit transfer ücreti ve 25.000 euro maç başı ücret

    yeni getirilen yerli kuralı öncesi, bana kalırsa o dönemin şartları için iyi sözleşmeydi. türkiye gibi bir memlekette 10 senede 1 yerli forvet yetiştirildiği düşünülürse, en iyisini elden kaçırmak büyük bir ahmaklık olurdu. hal böyle olunca da karşınızdaki ikna için her geçen sene ufak da olsa sözleşmesinde bir iyileştirme yapılması doğaldı. aldığı paranın, kenidisi takımın en önemli 4. veya 5. ayağı olduğu için önündekilerin hemen ardından gelmesi gerekecek ve alt kısım ile üsttekiler arasında bir mertebede olması gerekecekti. öyle de oldu. yalnızca bu kontrat direkt değil de opsiyonlu olarak yapılabilirdi, yapılmalıydı.

    bugün bir çoğumuz adamın aldığı parayı, yapıtğı sözleşmeyi konuşuyoruz ancak o dönem şartlarında kötü bir sözleşme değildi bu zira burak'ın da 5 sene diye direttiğini düşünmüyorum. burada eğer bir hata varsa o hata dönemin yönetiminde ve buradan burak'a salyalar saçarak saldırmak çok yanlış. bugün delilercesine eleştirdiğimiz burak, 2 sene önce ne oynuyorsa bugün de aynı topu oynuyor, oynamaya çalışıyor. mancini-prandelli dönemlerinde ciddi bir form düşüklüğü söz konusuydu, yeniçeri ilan edildi, belki haklıydı ilan edenler belki gerçekten yabancılarla anlaşamadı ancak şunu hatırlamakta fayda var burak'ı parlatan da bir yerli hoca olan şenol güneş'ti. o güne kadar burak kimle çalıştıysa kendini gösteremedi, yüceltemedi, sıradan bir oyuncu olarak kaldı. şenol hocayla birlikte hangi yerli hocayla çalıştıysa da hep istatistik yaptı tabelaya etki etti.

    burak'tan fenerbahçeliler evlerinde, ellerindeki şampiyonluğu aldığı için nefret ediyorlar;
    beşiktaşlılar emek hırsızı diye kıçlarını yırtıyor, eski oyuncularının bu kadar parladığını gördükleri için kendisinden nefret ediyorlar;
    trabzonlular en iyi, en şaşalı döneminde büyük bir kulübe gitmek için trabzon'a sırtını döndüğü için kendisinden nefret ediyorlar;

    bugün ben de dahil olmak üzere bir çoğumuz burak'a sırtımızı dönüyor, durmadan kendisini eleştiriyoruz. sonra da bu adamın duygusal olmasından dem vuruyoruz. bu adam her fırsatta, her üstüne gittiğimizde gerçekten kendisini buraya ait hissederek "ben galatasaray'ın neferiyim", "burası benim yuvam" diyor, bizlerse ilk fırsatta burak'ı nasıl yok ederiz onu kovalıyoruz. her oyuncu hep oynamak ister, iç çekişmeler her zaman olur, zaman zaman bu çekişmeler yüze ve hareketlere de yansır ancak özellikle hamza hoca sonrası** kendisini harcayan, paralayan bir burak sahada oldu hep. dediğim gibi oyununu bir kenara bırakıyorum, ancak burak sevilmese de saygıyı bence hak ediyor.

    şu günlerde kendisinin, sahada ya da kulübede nerede olursa olsun desteğe ihtiyacı var. galatasaray dışında neredeyse tüm ülke tarafından sırt çevrilen, nefretle bakılan bir oyuncunun sevgiye ihtiyacı olup, duygusal davranmasından daha doğal bir şey yok. o da insan bizler de insanız. bizim belki eskisi kadar burak'a ihtiyacımız yok, ancak burak'ın kesinlikle şu an galatasaray'a ihtiyacı var. onu tekrar şahlandıracak, ona yeniden mutlu hissettirecek kişiler biziz. bırakın tribini atıyorsa atsın, ancak sizler de özellikle tribünde ona sırtınızı dönmeyiniz.

    her ne olursa olsun burak son 3 yılda galatasaray'a verdikleriyle saygıyı hak ediyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın