antalya doğumlu ilk formasını antalya'dan kapan daha sonra oyuncu değerlendirme potansiyeli yüksek olan tigana'nın çabaları sonucunda beşiktaşa imzayı atan şu aralar kral dediğimiz burak.
daha sonra ne oluyor gençler?
holosko için 5 milyon avro veriyor beşiktaş o da yetmiyor koray avcı ve artı
burak yılmaz *. ilk istanbul macerası beşiktaş'ın forvet ihtiyacı sebebiyle sona eriyor. o aralar henüz sağ açık burak.
c.ronaldo imitasyonu diyerek dalga geçiyoruz.
çok samimi olduğu çocuk da manisaspor'da.
selçuk inanburak bir röportajında " onun arkadaşlığı beni tekrardan futbola döndürdü" diyor dostu için. o sene ne mi oldu? manisaspor küme düştü. selçuk
trabzonspor'a, burak
fenerbahçe'ye gitti. hayırdır derler adama demi?
aynı varane örneği gibi. neyse.
fenerbahçe'de teknik direktör avrupa şampiyonu apoletiyle getirilen aragones. adamın futbol şablonu belli. yani yönetim tarafından yapılan transfer olduğu açık. ilk yarıda sadece 1 -yazıyla bir- kere ilk 11de forma şansı buldu ve evet tahmin ettiğiniz gibi sağ açık. toplamda lig, kupa, şampiyonlar ligi dahil 16 maça çıktı kendisi. hiç gol atamadı
*.
daha sonra ne oldu ablalarım?
bir seneliğine oyununu geliştirsin bakalım eskişehir havası ona yarayacak mı dediler. karambollerin ve estetik gollerin futbolcusu ümit karan ve youla vardı o sıralar forvette. ve burak yine sağ açıktı. henüz devre arası olmuştu ki fenerbahçe'nin o sıralar akıl hocalığını yapan
aykut kocaman,
türkiye'nin drogbası dediği gökhan ünal'ı almak için 3,2 milyon avro veriyor ve yetmiyor burak yılmaz da takasla trabzonspor'un yolunu tutuyor.
2009-2010 devre arası diyoruz beyler. burak 25 yaşında. 4 büyüklerin 3. adımında.
beni futbolda tutan adam dediği
selçuk inan da orada. belki de en önemlisi
şenol güneş.
şenol hocasının 4-2-3-1inde kendisine sağ açık olarak yer buldu tekrar. türkiye kupasını şanlıurfa'da 3-1lik skorla fenerbahçe'nin elinden aldı burak. hatırlatırım o maçta
engin baytar inanılmaz oynamıştı.
galatasaraylı olarak haliyle çok sevinmiştik o finale. takımımız kendisine yakışmayan hallerde. 11 gün sonra muhtemelen fenerbahçe şampiyon olup farkı daha da açacak. bursaspor 1 puan gerisinde.
ne olduğunu çok iyi hatırlıyorsunuz abiler. burak yılmaz gelen uzun topu kontrol etmeden direk ayağının içiyle volkan'ın üstünden filelere gönderiyor ve bursaspor'u şampiyon yapıyordu. belki de ilk kez sempati duymaya başlamıştık biz de.
sezon fenerbahçe için büyük bir şokla biterken burak yılmaz için harika bir tercihle başlıyordu. şenol hoca tek santraforlu sistemindeki uç forvet tercihini burak yılmaz'dan yana kullanıyordu.
ne mi oluyor?
82 puanla şaibeli ligde liderle aynı puanda sezonu bitiriyorlar. burak 20 gol atıyor ligde. selçuk inan yavaş yavaş ballı parmağını burak'ın ağzına sürmeye başlıyor. maç başına gol ortalaması
0.56. muazzam.
1 sene sonra sözleşmesi bitecek olan burak henüz kral değil o zamanlar. fakat şenol güneş bunun farkında. hemen 4 senelik sözleşmeyi imzalatıyorlar burak'a. bana güvenenlerin inancını boşa çıkarmayacağım diyerekten imzayı yapıştırıyor mukaveleye.
2011-2012 bir başlıyor gençler, burak ilk 8 maçın hepsinde gol atıyor. ligi takip ederken bi yandan da bu değişiği takip ediyoruz. 34 lig maçının sonunda hazretleri 33 gol atıyor. ilk başlarda o pis pis sırıtıp bu da futbolcu olacak da biz de göreceğiz dediğimiz adam ligde tam 33 gol atıyor. bi kaç tane de penaltı kaçırıyor üstüne. üstüne üstüne 9 asist. şakacı.
gol ortalaması:
0.83şenol güreş'in burak hakkındaki yorumu ise şu; "ben oldum diye düşünmemeli daha da üstüne katmalı, başarısı gelişimini engelliyor."
buraya birazdan geleceğim.
transfer döneminde lokomotif moskova'yla kampına katılıyor
kral. unuttunuz mu? daha sonra ederinin çok altında meblağ vererek 5 milyon avroya transfer ediyoruz adamı. evet evet holosko ve gökhan ünal takasında paranın üzerine verilerek elden ele giden burağımızı..
süper finalde cezalı. ligin 2. haftası beşiktaş maçında karşımıza çıkıyor ve bize penaltı kazandırıyor. helal olsun sana be.
30 lig maçında 24 gol ve evet 7 de asist.
yetmedi.
şampiyonlar ligi:
9 maç 8 gol artı galatasaray prestiji artı milyon dolarlar artı yeni umutlar artı yeniden geldik kızlar.
sezon sonunda dünyanın 36 farklı dilde 200den fazla yayın yapan goal.com sitesi tarafından en iyi 50 futbolcusu arasında 20. olması da cabası. falan.
gol ortalaması kumkuması da hala
0.82 dalga mı geçiyorsun ulan?
sezon sonunda fatih terim "burak'ı sürprizler bekliyor; 10, 10 buçuk, 11 kilometre koşması lazım her maçta" diyor canlı yayına bağlanıp. gülüşüyoruz. inşallah be hocam çok süper olur falan diyoruz.
sezona fırtına gibi başlıyoruz. emirates cup'ta kupayı evimize getiriyoruz bu biiiiiir.
süper kupada ezeli rakibimizi sahasına hapsedip 1-0 yeniyoruz bu da ikiiiiii.
iki kupa lan.
sarhoş olmamız lazım mutluluktan daha bismillah.
ama ben olamıyorum abi. burak mutsuzsa ben olamıyorum. ki mutsuz. ağlayacak hali yok mutsuzluğunu göstermesi için. ben öyle olduğunu biliyorum. kimsenin de bana olmadığını ispatlamasına gerek yok.
şimdi gelelim güzel bilgilerden sonra kendi yorumuma. biraz geç kaldım gibi.
şenol güneş ve fatih terim gibi çok fazla saygı duyduğum, çok çok fazla sevdiğim ve en önemlisi akıllarına çok değer verdiğim iki adam da burak durmamalı, devam etmeli göründüğünden çok yetenekli diyorsa kesinlikle kabul ederim.
ama..
hayatı kendisini göstermek için mücadeleyle geçmiş adamdan sürekli bak daha iyi olacaksın bak daha iyi olmalısın dersen bi süre sonra da adam eh yeter be diyebilir. ben derim en azından. ideal bi dünyada yaşamıyoruz. yaşasaydık hapishanelerin ne işi var burada? burak da hocasının istediklerini tam olarak yapamayabilir daha da ileri gideyim yapmayabilir daha da ileri gideyim mi? yapmak istemez belki.
kendisini saha içinde diri tuttuğunda daha iyi hissediyor olabilir. umut bulut gibi savrula savrula oyuncu kovalayacak bi durumu yok burağın. bunu beklemiyoruz ama bunu istiyoruz gibi. olmayacak. burak maç boyunca tekrar tekrar depar atıyor. bunun sonucunda gol vuruşları da gayet iyi seviyede. ama futbolcu kimliğiyle ileride pres yapacak tarzda biri değil maalesef. keşke olsaydı ama değil. keşke benim de 7 tane yabancı dilim olsaydı canım saolsun.
bu futbolcuları makinalaştırmaktan bi kurtarsak diyorum kızlar. hani bu heriflerin altından ayakları yok. et kemik zaaf dolayısı ile. kız arkadaşımız, sevgilimiz, eşimiz bize aslansın kaplansın bi numarasın dediğinde mike tyson'a kafa tutacak adamlarız. napalım öyleyiz. bu adamlar profesyonel abi deyip köşeye çekilmek işin kolayı. insan psikolojisinden anlamak zor.
hani diyoruz ya frikikler selçuğundur abi trip atılacaksa bile selçuk atacak diye aynen o misal benim düşüncem. gol kaçıracaksa da burak kaçırmalı abi. amrabat'a fırça atılacaksa burak atmalı. eğer sahada burak yoksa suratını da asmalı. çünkü hakkı. ben böyle düşünüyorum. yeter be hocam ben gidiyorum der mi? demez. demesin. dedirtmeyiz lütfen.
haliyle çok konuşulacak neden oynatmadı neden üzgün diye. ortalığı karıştırmak isteyenler de olacak.
ama..
netice ne olursa olsun..
fatih terim'e güvenimiz sonsuz. "oyuncu kaybetmek kolaydır, kazanmak zor olandır" diyen adam. engin'i yedirmeyen adamdan bahsediyoruz. adam yönetme sanatının erbabından bahsediyoruz abiler!
içimiz rahat olsun.