• 1679
    çok umutlanmıştım, sonunda 1940larda, 50lerde doğan nesil geride kalıp yeni nesiller, geleceğin sahibi gençler yönetecek ve geleceğin galatasaray'ını hepimizin hayal ettiği gibi oluşturacaklar diye bekledim. ama işte bu umutlarımız yüzünden belki de elmas yönetiminin dezavantajlarına gözlerimizi kapadık. sonuç itibariyle çok başarısız bir dönem yaşadık, her açıdan çok kötü günler geçirir hale geldik ve yönetim de ibra edilmedi.

    elmas'ın ibrasızlık sonrası konuşmasında ne yalan söyleyeyim üzüldüm. yönetiminde sevmediğim insanlar var elbette ama, ben çocuk o daha çok gençken çok güzel günlerden geleceğin başkanı diye beklediğimiz bir ismin macerasının bu şekilde sonuçlanması belki de şimdi çoğumuzun idrak edemediği kadar büyük bir hayal kırıklığı.

    keşke böyle olmasaydı.
  • 1680
    umit edelim ki bircogumuzun gozlerini acabilmis yonetimdir.

    sirf terim ile calisacak diye, sirf genc diye, sirf sosyal medyada artistik sekilde akil verdi diye secilen bir baskandi... bundan dolayi secen ve destekleyen arkadaslarimiz umarim biraz gozlerini acabilmislerdir. iste ne terim kaldi, ne dinamik bir yonetim oldu ne de verdikleri aklin onda biri kendilerinde cikti...

    turkiye'nin en buyuk hastaligi olan populizm ile basa gelebilmis, fiyakalari cabuk bozulmus yonetimdir. populizm illetinden bazilarimizi kurtarabilmis ise en azindan biraz da olsa hayri dokunmustur.
  • 1687
    gitmeleri beni oldukca rahatlatmis basarisiz, gucyuz ve yuzsuz yonetimdir. degisimi sevmeyen bir toplum oldugumuz icin; burak elmas yonetiminin dun ibra edilmemesi ve bunun sonucunda bir nevi yonetimden el cektirilmesiyle birlikte yasanacak degisimden dolayi bazi taraftarlarimizin ve yazarlarimizin cekincesini anliyorum. ancak bu adamlar sadece yanlis transfer politikasi ve teknik ekip secimiyle gelen bir sportif basarisizlik yasamadi, soyle bir donup baktigimizda hemen hemen hicbir sozunu gerceklestirmedi. hatta baskan olan sahis baskan olmadan once acik acik yalan soylemis ki bu durumlara dustuk. kendisi de disiplinsiz ve liyakatsiz bir goruntu cizdi ve arsiz, sapik, kendink bilmez insanlarla calismaya onlari korumaya devam etti. yonetimiyle birlikte koz olarak kullandiklari insani igrenc bir sekilde kovdular (belki terim baska turlu gitmiyor denilebilir ancak o zaman kendisini bas kozun yapmayaksin), maddi kaynak, sponsorluk, seffaf ve guclu iletisim (ki secilmesindeki bir buyuk neden de buydu), tff ve paydaslarina karsi dik durus, basketbol ve amator subelere destek ve buralarda da basari ve benzeri bir suru sey. gecelim jimnastik kulubunu ya da fenerbahceyi, rize spor bize racon kesti, diger anadolu kulubu baskanlari palazlanir oldu. ben bu yuzden kendisini ve yonetimini acik ara en kotu yonetim olarak goruyorum. evet dursun ozbek de kotuydu ve bence yaptigi ciddi bir kac hata ve kuluple olan parasal konuda yasadigi problem olmasaydi kimsenin onu bu kadar kotu hatirlamayacagini da eminim. umarim burak elmas ve tayfasindan sonra dogru duzgun kisilikleri olan ve en onemlisi yalan soylemeyen, gercekten dik durup lafini esirgemeyen birileri gelir.
  • 1689
    tam olarak geldikleri gibi olmasa da geldiklerine benzer şekilde gitmiş olan yönetim. 26 mart 2022 galatasaray olağan mali genel kurulunun sonuçlandığı 27 mart 2022 günü sosyal medyada göreve geldikleri gün yaşanan bayrama yakın bir kutlama var. seçim dönemi clubhouse'da, space odalarında, youtube yayınlarında allanıp pullanmışlardı. özellikle fatih terim'in gönderilmesi sonrası sosyal medyada birey bazında olsun toplu olsun kelleleri istendi. oralarda kurulan taraftar, stad boş kalmasın diye sudan ucuz satılan biletlerle maça girince işi küfretmeye kadar götürüp galatasaray tarihinde yeni bir çığır açtı. hatta ve hatta normalde 300-400 kişinin katıldığı genel kurula 2500 civarında üye katıldı, 1500 civarında insan bütün gece oy atabilmek için bekledi. hatta yüzlercesi 22 saat boyunca salonda kalıp sonuçları yerinde takip etti.

    5 adaylı bir seçimde, seçim öncesi propaganda dönemindeki bombardıman arasında sadece başkanın kayınpederi olan efsane başkanımıza ve fatih terim sözüne yaslanarak işi götürmeyi başarmış bir yönetimdi. burak elmas'ın doksanlı yılların sonu ikibinli yılların başındaki tribün fotoğrafları, faruk süren'in eski dostları ile yaptığı kulis toplantılarından servis edilen fotoğraflar hariç bir halt yoktu aslında ama propaganda döneminde "kurtarıcı" olarak lanse edilip durdular.

    oysa rahmetli mustafa cengiz neredeyse ölümün kıyısına geldiğinde seçimin elbet yapılacağı, devir teslimi olacağı bir yıl öncesinden belliydi. ama ortada bir yıllık bir hazırlıktan ziyade 1-2 haftada toparlanmış gibi görünen bir ekip vardı...

    günün sonunda vasıfsızdan öte üyelerden teşkil edilmiş, kıl payı kazanabildiği seçim için uçan kuşa bile taviz verip pazarlık yapmış, işin sportif kısmından da idari kısmından da zerre anlamayan bir ekip oldukları acı acı ortaya çıktı. 8-9 ay önce güzellemeler yapanlar şimdi arkalarından teneke çalıp eğleniyorlar. kendileri öyle ya da böyle kişisel reklamlarını yaptılar. seçim uğruna pazarlığa oturdukları çevrelerin hepsi de galatasaray'ın sırtından alması gerekeni aldı.

    olan galatasaray'ın her branşta en azından bir sezonuna oldu. hatta belki gelecek iki üç sezonuna oldu. aldıkları tüm ekonomik, sportif ve idari kararların etkisi sıfırlanana kadar kaç yıl geçeceği muamma. hatta rezil geçirdikleri görev süresi sonrası "liseciler"in artık ağırlığını koyup böyle sürprizlere yer vermeyeceği öngörüsünde bulunursak belki de 10-15 yıla yayılacak bir kırılmanın başlangıcı oldular.

    umarım galatasaray taraftarı da, en azından bu işlere iyi kötü yön verebilen kesimi, gereken dersleri çıkarıp sadece bir fotoğrafın arkasından körü körüne gidilip yükselinmemesi gerektiğini öğrenmiştir. faruk süren'in hatıraları ve burak elmas'ın 1993'te manchester united karşılamasında çekilmiş fotoğrafla yola çıkıp "siktir ol git"e uzanan bu yolun sonunda galatasaray'ın menfaatine kazanımlar çıkarılabilir...
  • 1691
    sürekli değişime, sürekli seçime ve 6 ayda yönetim öğütmeye karşı olan biriyim. ama burak elmas yönetimi bu sonu maalesef ki hak etti. özellikle ışıtan gün meselesi ve tff ile olan mesele kendilerinin sonunu hazırladı. hoca ile yolların ayrılması inanın bu diğer faktörler olmasaydı çok kolay unutulurdu. dediğim gibi kişilerden bağımsız bu kadar kolay değişimin olmamasından yanayım ama kör göze parmağı soktular.

    kendilerini seçim öncesi destekleyen biriydim ben de. ama bu konu çoğu kişi gibi bana da ders oldu. seçim konusunda kimseyi desteklemenin manası yok. o koltuğa oturan herkes aynı duruşa bürünüyor maalesef.
  • 1700
    tam bir fiyasko olan yönetim. seçim zamanı herkes tek yürek kendi yönetimini destekledi. destekleyenlerin %95’i sırf terim ile arası iyi ve hocayla devam edeceği için destekledi. kimsenin bir şey bildiği yoktu esasen. geçtiğimiz yaz gerçekleşen seçim süreci şahsımca galatasaray adına zehirli bir süreçti. sanki diğer adaylar galatasaray düşmanıymış gibi lanse edildi birçok platformda. yalan yok, ölümüne savunmasam ve temkinli yaklaşsam da rüzgara kapılıp ben de kendi yönetiminin seçimi kazanmasını istemiştim. gel gelelim temkinli yaklaşmamın sebebi kendisinin başkanlık tecrübesi olmamasıydı. bugün dursun özbek’i başkan olarak görmek istemiyorsak yegane sebebi geçmişte başkanlık tecrübesinin taraflı tarafsız kimsenin beğenmemesiydi. bu kulübün asıl cefakarları olarak biz biz olalım herkese temkinli yaklaşalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın