takım kötü tercihler ile kötü bir futbol oynuyordu. ben de bir taraftar olarak
fatih terim ile yolların artık ayrılması gerektiğini düşünen taraftaydım. ama bir şeyin yapılıp yapılmaması kadar nasıl yapıldığı da önemli.
yapılması gereken şey galatasaray efsanesi
fatih terim ile uzlaşarak gerekirse sportif a.ş'ye getirerek olmalıydı. mobing ile
farioli'yi localarda ağırlayarak, yönetimden birinin çıkıp canlı yayında başkanın talimatı ile
guardiola'nın yardımcı hocası ile anlaştık falan diye açıklama yaparak, her gün ısmarlama haber yaptırarak, fatih terim ile iltisaklı
köksal ünlü,
rezan epözdemir gibi yöneticileri kovarak sünepece olmamalıydı bu ayrılık.
burak elmas kendisinde tam da beklenecek bir şahsiyet ile vasıfsız yöneticilerin akıntı suyuna kapılarak yakışı kalmaz bir biçimde yolladı fatih terim'i.
fatih terim devre dışı kaldıktan sonra bu yöneticilerin florya'yı menajerlerin luna parkına çevirmeyeceğinin, hocanın engel olduğu 500 binlik topçuların 2 milyona kulübe çakılmaya çalışılmayacağının,
gökmen özdemir ve türevlerinin yöneticilerle beraber ceplerini doldurmayacağının garantisini kim veriyor bu taraftara.
o kadar iğrenç o kadar iş bilmez o kadar popülist bir yönetim var ki işin sonunda burak elmas paralar nerede gibi bir şey olmasından endişe ediyorum.
bu kulübün efsanesine böyle bir ayrılık veriyorsa bu yönetim taraftara da bu saatten sonra düşen bu yönetimin kafasına binmektir. o koltuklarında rahat oturamazlar. hiçbir şeyden utanmayan insan fatih terim propagandası ile 30 oy farkla kazandığı seçimden utanır.
ahbaplarını ceo yapıp maaş bağlamaya veya kendi şahsi işlerin için galatasaray'ın haklarını peşkeş çekmeye benzemez
fatih terim'i bu şekilde mobing ile ber taraf etmek.