gerek duruşu, gerek tavırları, gerek basın toplantılarında söyledikleri, gerek futbolcusuna yaklaşımı ile nereden bakarsanız bakın
galatasaray'a yakışmamaktadır.
evet geçici bir süre için oradadır. evet, oradaki ömrü bellidir. ama arkadaş, ben gururuma yediremiyorum bu adamın galatasaray teknik direktörü sıfatına sahip olmasını ve bu sıfat sayesinde para almasını.
gheorghe hagi takımdan gönderildikten sonra bülent ünder'in başa getirildiği haberi duyulunca burada methiyeler düzülmüştü kendisine, vay efendim galatasaray'ın evladı, bu zor zamanda sorumluluktan kaçınmadı vs. vs. meğer durum hiç de öyle değilmiş.
benim kendisinden beklentim, o ateşten gömleği giyen kim olursa olsun ondan beklentim, şu olurdu: kalan haftalarda
galatasaray'a ve
galatasaraylılık'a yakışır bir tavır sergilemek ve elinden gelenin en iyisini yapmak. kimde ondan 8'de 8 yapıp takımı ilk 5'e sokmasını falan beklemiyordu sadece. eğer 20 küsür hafta takıma hiçbir bok katmamış, aksine zarar ve ziyan vermiş adam(lar)ı hala ilk 11'de oynatıyor ise burada sıkıntı var demektir. eğer ki iddia edildiği üzere ''maç başı ücret'' aldıkları için bu karakter ve yetenek yoksunu futbolcuları oynatıyor ise kendisine de yazıklar olsun. bana bu düşünceyi kimse makulmuş gibi gösteremez. sen orada geçici de olsan kalıcı da olsan bu düpedüz şerefsizliktir. takımı zor zamanında yalnız bırakmayan - ki bu bizim en büyük görevimiz - taraftarlar var. bu yetenek yoksunu adamları - isim vermeyeceğim, zaten biliyor herkes - oynatmaktaki inadı ile
galatasaray taraftarına ihanet etmiş olmuyor mu???
maalesef bu maç başı ücret meselesindeki iddia bile midemi bulandırıyor. demek ki artık herkes
galatasaray'dan ne koparırsam kardır düşüncesi içinde, herkes kendi çıkarına düşmüş. en başta bu meymenetsiz adam. bu derece karaktersizce davranmak yerine elinden geleni yapsa, üzerine düşen görevi ve sorumluluğu layıkı ile yerine getirse, en azından getirmeye
gayret etse bu taraftar onu daha iyi hatırlamaz mıydı? arkasından iyi konuşulmasını tercih etmez mi kimse? ''
merhumu nasıl bilirdiniz?'' sorusu boşuna sorulmuyor cenazelerde. ben
bülent ünder denen şahsiyeti ''karaktersizliği'' ile hatırlayacağım.