kimsenin beğenmediği oyuncu. herhalde vakti zamanında beğenen tek insan benmişim.
bu kadar yeteneksiz bir adam değildi bir kere. pozisyon alması, vücudunu kullanması oldukça üst düzeydeydi hatta. hagi'den hemen sonra geldiği için vücudunu topla rakibin arasına koyduğu ve iyi kullandığını görebilmek oldukça kolaydı
*. takım oyuncusuydu, takım oyunu fena değildi o nedenle. teknik olarak çok zayıftı ama mücadelesi ve fiziğiyle bu açığını kapatıyordu. galatasaray'a geldikten sonra sanırım kendini kaf dağı'nda hissetti ki düşüşü de o kadar hızlı oldu. galatasaray'dan ayrılması fatih terim'in marifetiydi o vakitte giden birçok oyuncu gibi. fatih terim bülent akın yerine bize
cihan haspolatlı'yı kazandırmıştı!
galatasaray'dan ayrıldıktan sonra söyledikleri kişisel olarak bir zafiyeti bulunduğunu göstermekte ama onun rezalet ötesi bir futbolcu olduğuna dair bir kanıt değildir. bu kadar kötü bir oyuncu şampiyonlar ligi'nde de bu kadar maç oynayamaz kesinlikle, hani yanında süper bir takım olur da onu monte edersin kör topal ilerler. ama lucescu'nun ikinci senesindeki kadro üst düzey oyunculardan kurulu da değildi.
galatasaray'dan ayrıldıktan sonra gerek avrupa'da gerek türkiye'de başarısız olması da onun kötü bir futbolcu olduğunu göstermez. eğer o bir kanıtsa şu oyunculara da rezalet oyuncular diyebiliriz.
(bkz:
hakan ünsal)
(bkz:
fatih akyel)
(bkz:
ergün penbe)
(bkz:
arif erdem)
* ve hatta özellikle newcastle'daki performansıyla (bkz:
emre belözoğlu)