• 238
    kendi taraftarlığını onların taraftarıyla kıyaslayıp, aynı şeyi yaşasalar onlar da protesto ederdi demeye çalışanları bize göstermiş kulüptür. kimse kusura bakmasın ama biz bu kafayla onların binde biri kadar taraftar değiliz. gerçek taraftarlık çok başarılı iki sezonun ardından gelen ilk başarısızlıkta önüne geleni asıp kesmek değildir. gerçek taraftarlık geçen sezon taptığı oyuncusuna bugün her ortamda laf etmek değildir. gerçek taraftarlık yeni teknik direktörünü daha ayağının tozuyla avrupa'da tur atlatırken alkışlamadan, birkaç hafta sonra protesto edip istifaya çağırmak değildir. gerçek taraftarlık başarı taraftarlığı değildir.

    dortmund, gerçek taraftara sahip şanslı bir kulüptür. galatasaray kadar şanssız değildir.
  • 509
    gecen ay icinde forma sponsporlari olan pumanin urettigi armasiz alternatif formasina taraftarlarinin itiraz ettigi haberleri cikmisti. bugun instagramda sayfalarini incelerken gordum ki armasiz olmasi icin uretilen formanin sol gogus kisminda armalari var. gonderilerde biraz geri gidince gecen ay icindeki maclarda ayni formanin armasiz kullanildigini gordum. taraftarin kucuk bir homurdanmasi koskoca pumaya geri adim attirmis. bu olay bile taraftarin aslinda bir arada olduklari zaman ne kadar guclu bir etmen oldugunun kucuk ama net bir ispati niteliginde.
  • 523
    ruhrgebiet olarak geçen bir bölgenin takımıdır. sanayi devrimiyle beraber kömürün enerji kaynağı olarak kıymete binmesiyle beraber bu bölge de önem kazanmış ve kalkınmıştır. madenciliğin yani sıra demir ve çelik üretimi de başlamıştır. bölgedeki işçi sendikaları politik etki yaratacak bir nüfuz kazanmıştır. önceleri almanya ve polonya, sonraları italya, yunanistan ve türkiye gibi ülkelerden işçi alımları olmuştur. hem nüfus kat kat artmış hem de geçmişteki köyler, kasabalar şehirlere dönüşmüştür. bochum, schalke 04, rot-weiß essen, borussia dortmund gibi futbol kulüpleri bu süreçte oluşmuştur. geçmişte güvercin beslemek dışında bu bölge insanının en büyük ilgisi futbol olmuştur, günümüzde futbola olan tutkuları geçmişten gelen bir yansımadır.

    zamanla kömürün yerini petrol ve doğalgaz almış, kömür ithalatı daha ucuz bir alternatif olmuş, bölgenin ağır sanayi vasfı önemini yitirmiştir. ancak o dönemlere atıfta bulunan siyah bir formayla kökenlerine selamı çakmıştır dortmund.
  • 197
    weidenfeller
    subotic
    hummels
    piszczek
    schmelzer
    bender
    ilkay
    götze
    marco reus
    blaszczykowski
    lewandowski
    felipe santana
    sebastian kehl
    nuri şahin
    grosskreutz
    julian schieber

    evet kadrosu bu olan takım ve şu an şampiyonlar ligi'nde finaldeler.
    kadro yapısına baktığımız zaman ne kadar genç ve alman ekolü olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.
    ben bu kadroyu niye yazdım? hiçbirimizin umrunda değil bu sarı kafalılar ama kendi takımımızla karşılaştıralım diye yazdım.
    vallaha da billaha da kaliteli bir kadro değil, sadece çok ama çok iyi bir takım.

    kalecisi tecrübeli ama hiçbir zaman almanya'nın 1 numarası olamamış.
    defansın sağında ve solunda pırpır adamlar var, göbekte de güçlü ve fizikli oyuncular. tipik bir alman felsefesi.
    orta sahada iki yönlü oynayabilen oyuncular, kanatlarda "basıp gidebilen" adamlar var.
    ve ileride çoğuna göre kazma olan ama "vurduğu her top gol olan" bir forvet var.

    ilk bakışta çok basit gibi geliyor ama şu kadroyu oluşturmak gerçekten çok zor değil ya.
    tek nokta "iyi ve akıllı adamlar yetiştirmek"

    emre çolak hepimizin canı ciğeri, hepimiz içten içe severiz ama hacı allah aşkına yetenek olarak hiçbir eksiği olmadığı adamlardan neden geride?
    bu işin "kuzeyyyy adamsın" ile ilgisi falan da yok abi. mesele zihniyet mesele mantalite...

    kendi kadromuza bakıyoruz, muslera'nın weidenfeller'den hiçbir eksiği yok, eboue-riera son derece aktif bekler. sıkıntı biraz stoperimizde, ama semih de o açığı kapatacak.
    orta sahamız selçuk-melo bence çok üst düzey, iyi oyuncularımız da var ama işte rotasyonda biraz eksiğiz.
    ileride "her vurduğunu gole çevirebilen" bir de forvetimiz var, iki de dünyaca ünlü oyuncumuz var.
    peki ne eksik olan?

    götze gidiyor şu takımdan ama yeri 1 senede doldurulur, götze gider çükze gelir ama senden selçuk inan gitse ne olur bir düşün...

    gerçekten belki saçma gelecek ama bu alman çocuklar inan derslerinde de başarılı adamlar.
    dünya ile ilgili son gelişmeleri takip eden, genel kültür seviyesi yüksek olan çocuklar.
    işte her şeyin başı eğitim.

    mesela al reus'u sok kpss'ye, direk atanır kırşehir merkez'e falan.
  • 25
    o zaman yüzüncü yılları şerefine tanıl bora'dan gelsin..

    --- alıntı ---

    borussia dortmund, bu yaz, kombine satışını durdurma kararı almasıyla haber olmuştu. 50 bin 675. bilette satışı kesmişlerdi, ki maç günü de birileri girebilsin stada diye. son verilere göre, manchester united’ın hemen arkasında, avrupa’nın en yüksek seyirci ortalamasına sahipler. london times, bu yaz ‘dünyanın en güzel futbol stadları’ listesinde bir numaraya dortmund’un signal ıduna park’ını koydu. şu sözlerle: “bu stad, taraftarlara yapılmış bir reveranstır. uefa’nın aklı olsa bütün finalleri burada oynatırdı.” signal ıduna park, 28 bin kişinin bir arada tepinmesine imkân veren güney kale arkasıyla, ayakta maç izleme kapasitesinde de avrupa birincisi.
    tam anlamıyla bir kült kulüp. altı sezondur orta sıralarda eğleşmesine rağmen seyirci ortalaması 72 binden aşağıya inmiyor. kendilerini alman liverpool’u saymaları boşuna değil. üç sene önce bochum’la ilgili yazmıştım, ruhr bölgesinin sosyal gerçeği var bunun arkasında. ruhr bölgesi, 20. yüzyılı dev maden ve demir çelik tesislerinin isi-dumanı altında yaşamış bir sanayi ve işçi havzası. bu sanayilerin çöküşünden ve tasfiyesinden beri, hem işsizlik artıyor, hem çalışan halk kendini toptan işten çıkarılmış gibi hissediyor. 4 bin 435 kilometrekarelik, 5.3 milyon nüfuslu bir zonguldak düşünün (600 bini dortmund’da yaşıyor). başta dortmund ve ezelî rakibi schalke, bölge takımlarına gösterilen muazzam teveccüh, bu duygunun infilâki, biraz da.
    borussia dortmund 19 aralık 1909’da bir birahanede, bir katolik cemaatinin genç takımında oynayan on sekiz genç futbolcu tarafından kuruldu. ilk renkleri mavi-beyazdı. sonra sarı-siyaha çevrildi: kömürün karası, biranın sarısı. işçi erkeklerin günlük hayatının baskın iki rengi. eski stadlarının adları da pek romantiktir: 1937’ye kadar beyaz çayır, sonra 1974’e kadar kızıl toprak.

    schalke’yi fena üzdüler
    bundesliga öncesi zamanlarda defalarca ‘batı şampiyonluğu’ kazandı dortmund. ülke finallerinde de 1956, 1957 ve 1963’te almanya şampiyonluğuna erişti. 1963’te kurulan bundesliga’da ilk yıllarda kafaya oynadıysa da, sonra kümede kalma derdine düştü. 1965 almanya kupası’nı 1966 avrupa şampiyon kulüpler şampiyonluğu’yla taçlandırdı ve avrupa birinciliği kazanan ilk alman kulübü oldu. 1972’de düştü, 1976’ya kadar ikinci ligde süründü. iflâs tehlikesi atlattı, seyirci sayısının 1.500’e düştüğü maçlar var. 1977-78 sezonunun son haftasında, averaja ihtiyacı olan mönchengladbach’a 12-0 yenilmek gibi bir zilleti yaşadı.
    1989 almanya kupası, yükselişin işaretiydi. 1994-96 yıllarında üst üste iki bundesliga şampiyonluğu, 1997 şampiyonlar ligi şampiyonluğu, 2001-02’de yine bundesliga şampiyonluğu. ikbalin doruğu. avrupa’nın en büyükleriyle aynı seviyede gördüler kendilerini. sonra, hesapsız pahalı transferler ve saha başarısızlıkları, malî çöküşü getirdi. 2003-04’ten beri 6.’lıktan yukarıyı göremiyorlar. 2006-07’nin sondan bir önceki haftasında ezelî rakipleri schalke’yi yenerek şampiyonluktan etmenin saadeti yetiyor onlara. o meş’um maçta dortmund’un başında olan teknik direktörü tanıyoruz: thomas doll.
    bugünün dortmund’undaki tanıdık sima: nuri şahin. ‘11 freunde’ dergisi sezon başında bütün takımların internetteki taraftar forumu moderatörleri arasında yaptığı soruşturmada, ‘real madrid’in ağzını sulandırabilecek oyuncunuz kim olabilir?’ meâlinde bir soru yöneltmişti. dortmundlu moderatörün cevabı şuydu: ‘nuri şahin. üstüne çizgi çekildi zannedilirken orta sahamızın vazgeçilmezi oldu. üstelik daha 20 yaşında.’
    beş yüze yakın taraftar örgütü olan dortmund’un utancı, bu ağaçtaki neonazi dalı. 1980’lerin ortalarında, güney tribününe yerleşen borussia cephesi adlı neonazi grup, saldırganlıklarını stad dışına da taşıyorlardı. kulüp bu grubu tasfiye etmek için uzun süren bir kampanya başlattı. the unity (birlik) adlı ‘ultra’ taraftar hareketi de ciddi bir mücadele yürüttü. sonuçta neonaziler marjinalize edildiler. yine de, özellikle schalke maçlarında, taraftar kitlesindeki husumet motivasyonunun yükselmesinden istifade, sloganlarını araya kaynatabiliyorlar.
    dortmund kulübü, ırkçılara karşı tutumu nedeniyle 2007’de julius hirsch ödülünü aldı. alman futbol federasyonu’nun 2005’ten beri ‘özgürlük, hoşgörü ve insaniyet değerlerini yüceltenlere’ verdiği bu ödül, 1943’te auschwitz toplama kampında öldürülen, nazilerden önce almanya milli takımında oynamış yahudi futbolcu julius hirsch’in adını taşıyor.
    yeni yıla girerken bir dua da bu 100’lük sarı-siyahlılar için edin.

    --- alıntı ---

    "kömürün karası, biranın sarısı",tanıl bora - radikal
  • 356
    bayern münih'in almanya'daki gücüne karşı koyamaması çok normal olan takım. dortmund başarılı bir takımdır, iyi bir takımdır, önemli başarılar elde etmiştir ama bayern münih gerçek anlamda bir dünya devi ve almanya'nın tek patronudur.

    dortmund şehrinde sokağa çıkarsanız bir tane caddesi vardır mağazaların falan olduğu ve istiklal'in 1/4'ü kadar büyüklüğünde. bir tane de ufak meydan var 2-3 tane cafe'nin, barın olduğu oturup bira içersiniz. münih buranın yanında istanbul gibi kalıyor büyüklük ve zenginlik olarak. ayrıca dortmund'un sıkı bir maaş politikası var o geçmişteki kötü durumlarına yeniden düşmemek adına ve en iyi oyuncusuna bile verdiği tavan maaş neyse bayern münih onu gözünü kırpmadan üçe katlayarak teklif yapıyor. kaldı ki bayern'in cazibesi sadece önerdiği koşullar değil aynı zamanda şampiyonluklar, ayrıca şampiyonlar ligi şampiyonluğu ihtimalidir.

    oyuncularının karaktersiz olduğunu söylemek doğru bir tespit olamaz çünkü yıllar boyunca almanya'da sivrilen her takımın en iyi oyuncuları bayern'e gitmiştir. hepsi mi karaktersiz yani? bayern'in teklifine hayır diyen bir tane bile futbolcu bilmiyorum çünkü ben almanya'da oynayanlar arasında. bu kadar büyük ölçekli paraların döndüğü bir sektörde herkesin biz taraftarlar gibi duygusal düşünmesini beklemek gereksiz.

    kaldı ki bayern'e kaptırdıkları mats hummels zaten bayern münih altyapısından yetişmiştir, mario götze ise bavyeralı ve çocukluktan beri bayern münih taraftarıdır.
  • 500
    şimdiden başka kulüpler kapmadan julian nagelsmann ile gelecek 3 sezon için anlaşması gerekn kulüp. lucien favre mevcut potansiyelli takımı hiç etti zaten şampiyon olacağı yok ve şl-de muhtemelen son 16-da elenecek. nagelsmann geçen sezon şl yarıfinalisti olarak kendini ıspat etti. bu sezon da ligi bayern'in önünde bitirirse kendi rüştünü dortmund teknik direktörlük koltuğu için fazlasıyla ıspatlamış olacak.
  • 528
    2022-2023 sezonunda kalan tüm maçlarını kazanması halinde şampiyon olacak takım.

    ancak hepimiz biliyoruz ki bunu beceremeyecekler. her maç 68'er tane net pozisyona girip boktan puan kayıpları yapacaklar. daha geçen hafta 2-0 önde oldukları ve rakibin 10 kişi kaldığı maçı 3-3 berabere bitirmeyi başardılar. bu takımın taraftarı olmak çelik gibi sinir gerektirir. yine de seviyoruz. tıpkı arsenal gibi, napoli gibi, deportivo gibi, st.etienne gibi..
App Store'dan indirin Google Play'den alın