• 28
    teknik, zeka ve konsantrasyonun bir potada eritildiği spor. yan gözle izlendiği zaman dünyanın en kolay sporlarından biri gibi görünür. hatta bazı vuruşlar sonrası olayın şans faktörünü bile sorgulayabilirsiniz. birazcık dikkat verdiğiniz zaman olayın o kadar kolay olmadığını anlarsınız. özellikle profesyonel maçları izlerken kenardaki benekleri farketmeniz bir eşiktir, benekleri sayıp ona göre hesap yapıyor diye düşünüp işi çözdüğünüzü zannedersiniz. oysa hala yolun başındasınızdır. istekayı tuttuğunuz açı, topa vurduğunuz açı, hedef topa ulaştığınız açı, hatta istekayı topa doğru vuruş şekliniz... her biri başlı başına vuruşunuzu başarısız yapabilecek etmenlerdir. amerikan olsun, snooker olsun, üç bant olsun, artistik olsun farketmez. profesyonel oyuncuların her bir vuruşta aynı ciddiyete sahip olduklarını farkedersiniz. en basiti de olsa her vuruşun ardında aslında uzun saatler süren ve sonsuz tekrarlardan oluşan antremanların birikimi vardır. olay kas hafızasını zihinsel hafıza ile harmanlayarak bir repertuar elde etmek ve bunu da her seferinde doğru şekilde tatbik etmektir aslında. amatör ya da yeni başlayan biri için en basit vuruşu bile arka arkaya 3 kere yapmak çok zordur. profesyoneller hatta ustalar çoğu zaman defalarca yaptığı vuruşun tekrarını dener aslında maç yaparken...

    işte bunu farkettiğiniz zaman bilardo sporu seyir zevki yüksek bir hale gelir...
  • 29
    hakkında yapılan film sayısı iki elin parmakları kadar bile olmayan spor.

    sinema tarihinde bilardo sahnesi barındıran çok film olsa da bilardo üzerine yapılmış iki önemli film var sadece ki bunlar da birbirinin devamı. ilki 1961 yapımı the hustler diğeri ise bundan 25 yıl sonra çekilen devam filmi the color of money. bu iki film üzerinden bilardoyu konuştuk yolda isimli podcast'in ilk bölümünde.

    https://youtu.be/JDd01NBkU0U?si=IDKmSDlrKIArFziB
  • 15
    ilk olarak yerde oynanan, 1600'lü yıllarda masa üzerinde oynanmaya başlanan spor. tarihsel süreçte gelişimi hakkında bir çok rivayetler vardır. en enteresan olanlardan biri şudur ki, bill isimli bir ingiliz abimizin iki büklüm şekilde bu oyunu yerlere eğilip oynamasına içerlenen marangoz bir arkadaşı kendisine bu oyunu oynayabileceği bir masa yapar. güzel sanatlarla ilgilenen bu abimizin "bill's art" isimli dükkanına bu masa yerleştirilir. kulaktan kulağa dolaşırken "bill's art" "billiard"'a dönüşür ve olaylar gelişir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın