• 32
    beyaz takım ile ilgili bir takım spekülatif duyumlar alıyordum gizliden gizliye. takım içerisindeki birkaç oyuncunun yelekli takım ile görüştüğünü farketmiştim yaklaşık 1,5 ay'dır. bugün resmiyet kazandı bu aslı olmayan bilgiler. evet, bir aslı varmış gerçekten. haldunüstünelinsactokası ve kardeşi olan toka jr captano ile görüşmüş ve anlaşmışlar. önümüzdeki turnuvada bu iki oyuncumuz yelekli takım'ın formasını giyeceklermiş. yaklaşık 2-3 saat önce içinde bulunduğumuz bu gizli durumdan haberdar oldum. takım arkadaslarım zaten biliyor benim huyumu. hiçbir baskı ve emir olmadan çıkıyoruz maçlara. maç içersinde de gayet yüksek bir iletişim frekansımız var. saygı ve sevgi ön planda bizim takımda. bana kaptan diyen takım arkadaslarım, kaptanlığın öncesinde kardeş olarak görür zaten beni. ben de onları. abi-kardeş, dost- arkadaş ilişkilerimiz en büyük ve en görkemli özelliğimizdir aslında. işte bu özelliğimiz gereğince zaten bizde bir zorunluluk maddesi yoktur. gitmek isteyen arkadaslarımıza hiçbir zorluk çıkartmıyoruz. onların üzerinden para bile kazandığımız söylenemez. çünkü bonservislerini ellerine verip tıpış tıpış uğurluyoruz bu dostlarımızı. fair play... !

    bu olaylar bütününden emin olmadığım dönemlerdi. yani şöyle söyleyeyim, captano ve toka'nın gizliden gizliye konustuğunu tam kesitremediğim dönemlerdi... az çok futbol dünyasının içindeyim ne de olsa. bu tecrübelerimi de göz önünde bulundurarak beyaz takım'ın temelleri yeniden atmaya başlamıştım. biliyordum, bir gün böyle bir sorun ile karşılaşacaktık. bu sebepler yeterince kurcalamıştı kafamı. boş durmadım tabii ki. bu süreçte iki kaliteli futbolcu arkadaş ile anlaştım. bu iki arkadas, tokave toka jr'dan artakalan boşluğu doldurmaya çalışacaklar. biraz antreman eksikleri var. onu da verdiğim talimatlar doğrultusunda gidermeye başladılar bile.

    bunlar haricinde başka bir mevzuu daha var tabii. o da yedekli sistem kavramı. biliyorsunuz sakatlıklar, adam eksikliği derken maç günlerine sorunlu girilebiliyor. bunların neticesinde oyuncu sıkıntısı çekebiliyor turnuvaya katılan takımlar. bunun önüne geçmek için 9 kişilik kadro kurdum kağıt üzerinde. bu isimler geçmiş aylarda da bizim takımımızn formasını giyen arkadaslarımızdan olusuyor. örnek verecek olursam şu an kafamda planladığım takım kadromuz şu şekildedir:

    .biraz sari biraz kirmizi
    .kalifiye jurnal
    .cracks
    .awenger
    .javed
    .armanin pesindeyiz
    .tcoskun
    .ismini açıklamadığım futbolcu 1
    .ismini açıklamadığım futbolcu 2

    bu şekilde bir kadromuz olacak bir aksilik ve plan-programsızlık olmaz ise. zor olmayacak takımımız adına. çünkü vezirspor'da maçlarımız 75 dakika üzerinden oynanılıyor. bu da her yorulan kaleye şeklinden ziyade, her yorulan 10'ar dakika kenara gelip yedek bekleyen arkadasına sıra verecek tarzında olacaktır. yani bir kişi iki defa oyundan çıksa bunun anlamı 20 dakika dinlenmektir. minimum 55 dakika sahada kalacaktır. daha da net bir örnek vereyim. mesela ben yoruldum. dinlenmem lazım ama bunun amatörce kaleye geçerek yapmayacağım. kenarda bekleyen arkadasım benim yerime oyuna girecek. ben kenarda 10 dakika dinleneceğim. daha sonra takım arkadaslarımdan dinlenmek isteyen başka birinin yerine dahil olacağım. bu şekilde bir döngü ile turnuvayı tamamlayacağız. yorulmayan oyuncularımız ise çıkmayacak tabii ki. öyle çıkacaksın diye de bir zorunluluğumuz yok. fakat dediğim gibi, '' iki defa dinlenmek için kenara gelen oyuncumuz bile en az 55 dakika formasını terletecek.''

    -kaleci sorunumuz olmayacak.
    -sistemimizden taviz vermeyeceğiz.
    -maçlardan önce boş yere polemiklere girmeyeceğiz. beyaz takım'ın saygısı sevgisi vardır. saygılı olur, sevgili davranırız. aynı şekilde bize de öyle yaklaşır diğer takımlar. gelenek ve ritüellerimizi galatasaray bilinci ile gerçekleştiririz. örnek takım olmak istiyoruz. zaten bizi tanıyanlar da bu durumdan hiçbir şüphe ve güvensizlik duymuyorlardır eminim ki...

    değinmek istediğim bir başka konu ise şu:
    turnuva sonunda bir ödül mü var? işte o ödülden takım kaptanı olarak asla nemalanmayacağım. bu kupa olur, para ödülü olur, başka bir şey olur. hiçbir önemi yok ödülün. yaklaşık, ya da en az diyelim 7-8 takım çıkmış durumda turnuvalar için. belki de 10 takım bile çıkmıştır. aldığım haberler bu yönde. böylesine kapsamlı bir lig olduğu takdirde verilecek ödül de kapsamlı olur muhtemelen. her katılımcı cebinden bir kereliğine mahsus 10 lira atarsa düşünün artık bu kadar kişinin katıldığı bir turnuvada kaldırılacak parayı. yani zaten kupa, para, forma, atkı vesairesi hiç önemli değil. ortada bir ödül olacaksa en çok gol atan oyuncumuzdan, en çok hata yapan oyuncumuza kadar hepsi aynı miktarda ve değerde paylaşacak bu ödülü. oraya kadar takım ruhu ile geliyorsak, ondan sonrasında da o şekilde davranacağız. fakat yineliyorum, bu ödüllerden bir gram kendi safıma çekmeyeceğim. kaptan dediğin takımına sadık olmalı. ödül peşinde koşarsam iş hırsa dönüşür. stres ve sinir harbi yaşanır. ben sadece takımım kazansın diye oynayıp, kaptanlığın vermiş olduğu yük ve ağırlığı en ufak parçasını bile yere düşürmeden taşımaya çalışacağım. takım arkadaslarımız ise final gecesini düşünerek birbirine kenetlenecek. her ne kadar halı saha maçı da olsa kaptanlık duygusunu yaşamak ayrı bir heyecandır. çünkü ne kadar basit gibi görünse bile bu turnuvanın ismi başında galatasaray adı geçiyor. galatasaray'ın adı her nerede olursa olsun orada bir umut, orada bir heyecan ve bağlılık vardır. bu sebeple galatasaray sözlük futbol turnuvası'nda içinde bulunduğum takım, bana kaptanım diye sesleniyorsa işte o zaman gurur ve heyecan duyarım...

    herkes galatasaraylı, hepimiz bir zamanlar olmak istediğimiz çimlerin ve tribünlerin miyatürlerinde ter döküyoruz. olduğumuz ve bulunduğumuz yerler, asıl olanlar ile çok farklı olsa da, düşünüldüğünde birbiri ile çok yerde kesişiyor. hepimizin kalbinde ali sami yen, hepimizin aklında galatasaray varken samanlık hiç sormaksızın seyran olur. bize engel olmaz.

    işte böyle bir düşünce ile turnuvaya hazırız. önümüzdeki hazırlık maçına katılamıyorum maalesef. o maçtan sonra rotasyon yaşayacak takım.
    nereden nereye geldi bu yazı. aslında yazılmaya bile değmezdi. bunlar benim düşüncelerimdi lakin yazıverdim. bilinsin ki bizler galatasaray sevgisi ile birlikteyiz. bu sevgiye de layık olarak devam etmenin niyetindeyiz.

    hep sağol, hep sen ol cimbom'm...

    * *
  • 33
    bu pazar yapılacak maç ile kardeşim olan toka jr ve benim son kez formasını giyeceğimiz takımımız. artık kardeşim ve ben önümüzdeki turnuvada yelekli takım için ter dökeceğiz. ama takımıma eski kaptanıma olan vefa borcumu onlar için son maçımda galibiyet alarak ödeyeceğim. hakkı ödenmez beyaz takımın. beni ben yapan takımdır. formaları javede teslim edip düdük çaldıktan sonra alkışlar ve gözyaşlarıyla eski takımıma veda edeceğim. yeni sezonda mücadele edeceğimiz yelekli takım için çok değişik ve çılgın sürprizlere imza atacağım ama aklımda beyaz formamla dean saunders kaledeyken attığım röveşata ve taç çizgisinde topu tişörtümün içinde kontrol ettiğim an hep kalacak. bu takım beni ben yapan takımdır, hakkını ödeyemem.

    (bkz: vurunca kızıyorlar)
App Store'dan indirin Google Play'den alın