• 1002
    an itibariyle beşiktaş'ın wolfsburg ile antalya'da yaptığı özel maça göz atayım dedim, yine aynı tezahurat: parayla şampiyonluk ne kadar kolay, şerefsizsin galatasaray..

    artık küfür etmekten, dalga geçmekten falan bıktım, ciddi manada bir tanesini karşıma alıp sormak istiyorum bu neyin kafası diye. var bunun altında yatan bir sebep ve ben merak ediyorum, neyin kini, neyin düşmanlığı. açıklayın ya, burak'ın derbide aldığı penaltı falan değil, daha büyük bir sebep olmalı. ülkede şikeyle yargılanan, mahkeme tarafından suçlu bulunan takım fenerbahçe, olaylar en ateşli zamanındayken dahi ses etmedi bu grup, tek bir hareketleri olmadı tribünlerde ya da herhangi bir yerde. kaldı ki fenerbahçe ülkede herkes tarafından nefret edilen bir camia, bu işin 1. yanı. olayın diğer yanı, bizi itham ettikleri olayın tek bir kanıtı yok, tek bir somut durumu yok, yıllardır süren bir geyik. fakat bu beşiktaş kulübünün asbaşkanı ve teknik direktörü aylarca şike suçlamasıyla içerde yatmadı mı, türkiye kupasını iade etmediler mi, şikenin de olduğu ortaya çıkmadı mı? ben mi yanlış biliyorum ya da, başka bir kulüp müydü bu? bu neyin yüzsüzlüğüdür, neyin gerizekalılığıdır? yani hadi biz de şike yapmıştık diyelim, ona rağmen bu tezahuratı yapmanız falso lan, sen tescilli şikecisin, başka bir takımı şike yüzünden mi eleştiriyorsun, nasıl bir salaklık bu? biri çıkıp cevaplasın lütfen, aylardır şaşkınım bu heriflerin tutumuna.. çıkın delikanlı gibi diyin bari, biz aslında yıldırım demirören gibi fenerbahçe'yi benimsiyoruz diye, ozaman diyelim ki ezeli rakibimiz olduğunuz için, çünkü sizi bir tarafına takan da yok bu ülkede, galatasaray fenerbahçe rekabeti var her branşta..
  • 1004
    9-10 saattir twitter'da "çarşı giray'ın sakatlığına da karşı" yı tt yapmış oluşum. yuh abi. hakikaten yuh. ben bu kadar olan biten her olayı reklam malzemesi olarak kullanan, her şeyden kendine pay biçen bir tür görmedim. giray kaçar'ın yaşadığına hepimiz üzüldük, geçmiş olsun dedik. hatta twitter'da geçmiş olsun giray başlığı altında bütün takım taraftarları düşüncelerini yazdı çizdi durumu öğrenince. fakat hiç bir şekilde bir taraftar grubu tarafından böyle saçma sapan kendini öne çıkarma çabası görmedim. ne gerek var? siz karşısınız da biz adamın rahatsızlığını destekliyor muyuz? o kadar manasız ki hakikaten anlam veremedim. hayır bir de sakatlığa "karşı olmak" nasıl oluyor onu da çözemedim.

    çarşı ırkçılığa karşı, çarşı hes'e karşı, çarşı ota karşı, boka karşı, şikeye karşı* hadi bunları anladık da hastalığa sakatlığa karşı olunca ne olacak adam iyileşecek mi onu pek şey edemedim.(u: :( )

    hep bir kendini üstün görme çabası, hep bir duyarlı halk takımı safsatası. bir olay olup bitiyor, herkes kendince söyleyeceğini söylüyor. tam konu popülerliğini yitirmek üzereyken bunlar çıkıyor meydana, atıp tutuyor ne hikmetse. sonra haybeye bir aşırı duyarlı oluşum görüntüsü beliriveriyor herkesin gözünde. bu her zaman böyle oluyor.

    tıpkı eboue'ye yaptıkları ırkçılığın ardından seslerinin çıkmayıp sonra biz ırkçı değiliz mesajı veren eboue maskelerini bir sonraki maç olan lig maçında değil uefa avrupa ligindeki stoke city maçında takmaları gibi.

    tıpkı inönü'deki bir galatasaray maçında van'daki depremzedeler için maçın ortasında don atlet soyunup sahaya atmaları, sonra bunun o insanlara ne fayda getirdiğinin bilinmediği gibi. onlar şov yaparken ultraslan da dahil olmak üzere galatasaray taraftarlarından bazı oluşumların, van'a bizzat giderek yardım ulaştırdıklarının hiç umursanmaması gibi.

    ne de olsa dünyaca ünlü çarşı bunlar, avrupa maçında yapacaklar ki şanları yürüyecek, derbide yapacaklar ki herkes bir hafta bunları konuşacak. hatta bizim bir takım taraftarımız "galatasaraylıyım ama çarşı en iyi taraftar grubu yea helal olsun!1!!11" temalı cümleler kuracak.* çok duyarlı, inanılmaz hassas ve bilinçli, iyinin dostu kötünün düşmanı, her daim zayıf olanın yanında, iyiliksever çarşı. oldu canım görürsem söylerim. dikkat çekmek bu adamlardan sorulmalı çünkü kitabını yazıyorlar.

    sinirlenip haklarında bir şeyler yazmak bile zaman israfı aslında da ben var olduğum sürece bu organizmaların yaşam sürecini kurcalamaya devam edeceğim sanırım. duruşunu yediklerim.
  • 1010
    cok seviyorum lan bunlari, cidden bak. sneijder gibi adamlari sirf bunlarin tavirlarini izleyip gulmek icin alacaksin. once 'alamazsiniz sneijder sizi alir zuhaha' sonra 'o adam sizi bizim simdiki halimze cevirecek oluum.' hadi bunlar tamam her ezik taraftarin verecegi tepki.

    ama esas bomba simdi geliyor kemerleri baglayin;

    guti, quaresma ve fernandes gören bjk'lılarla anelka, carlos ve alex gören fb'liler gs'lıları anlayamaz.. sabri'den sneijder'e olm kolay mı?

    evet biz ne biliriz yildiz falan, karpatlarin maradonasi ve tarihin en buyuk 50 futbolcusundan biri gheorghe hagi, gheorghe popescu, mario jardel, harry kewell, sakatlanmadan once her mac 2 3 tane sıkıştıran size milan baros ve sizin kendi baskaninizin guti quaresma bilmem kimi alir almaz 'rakibimiz galatasaray'in uefa kupasini tekrarlamak istiyoruz.' aciklamalarina konu olan aklinizca dalga gecmeye calisip icten ice eridiginiz o avrupa kupalariyla sizin yasadiginiz o sevincleri nerden biliriz :(. agasiniz pasasiniz.

    adamlar hagi'yi falan unutmuslar onu gec 2010 yilinin en iyi ortasahasi secilen adamla trivelaci quaresma'yi, gotune teneke takilip kulupten kovalanan alex'i ve hayatinda hicbir zaman takim oyunu haric mac kazanadiramayan guti'yi karsilastiriyorlar. iddia ediyorum bu sozu gecen oyuncular taraftarlarinin bu tavirlarini duysalar hadi lan diye tepki verirler.

    bir de kimse size 'kiskancliktan oleceksiniz, hepiniz gs'li olacaksiniz, sneijder'i kiskanmaktan hepiniz yataklara dustunuz.' falan demedigi, herkes alinacak kupalarin hesabini yaptigi donemde kendi kendinize 'biz sunu gorduk sizi mi kiskanacaz lan' diye tavir alip agresiflesmeniz varya bu kadar belli etmeyin kendinizi.

    degerli fbjk taraftarlari sizinle niye tartisiyorum onu da anlamadim, ozer hurmaci yeni arda turan, tayfur havutcu hatta werner lorant kovuldugunda gelen oguz cetin'e imparator diyip fatih terim'den daha iyi hoca sorun yok beyler diyen gordum ben sizin aranizda, saygilar o yuzden.

    ha unutmadan buyuk takimsiniz ya bizden, benim bildigim kucuk takimlarin oyunculari basari geldigi halde gidecekse ancak daha buyuk takima giderler;

    david hawkins
    ergin ataman
    ersin dagli

    bir de son dakika telefona bakin; zira o kadar sacma konustunuz ki sizi carlos aroyyo*

    galatasaray ve fenerbahce'nin 100 yildir cekistigi ligin yancisi gibi sadece kendilerinin buyuk saydigi takima sahip taraftar toplulugu. ustlerine bugun cok gittim ama daha konusmayacagim zaten uzun sure :) bir ara burhan altintop vardi avrupa yakasinda, ikide bir 'ben de nisantasi cocuguyum, ben de istanbul elitiyim, beni de alin ama araniza' der dikkat cekmek icin acayip hareketler yapardi. bjk taraftariyle benzerligini varin siz cikarin.*
  • 1011
    sneijder'e fernandes'ten kötü demişler, hızlarını alamayıp oğuzhan'dan da kötü demişler.

    veli ve necip'ten de kötü adam. toraman orta saha oynasa en az wesley kadar verimli olur.

    ha bir de hala tutturmuşlar, burak kendini yere atmasaydı liderdik diye.

    27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçında görüşürüz dostlar. biraz konsantre olursak 2 atarız, konsantre olursak 3 atarız, çok konsantre olursak 4 atarız, sneijder oynarsa 5 atarız.
  • 1013
    futbolu birçoğumuz çok seviyoruz. hatta bazen bu sevgimiz öyle büyük oluyor ki; sevdiklerimizi görmezden gelebiliyor, değerlerimizi unutabiliyor, vicdana aykırı hareket edebiliyoruz. iş bu noktaya gelince aslında futbol sevgisi holiganizme dönüşüyor. burada şu söz çok açıklayıcı :

    "futbol, ezilen halkların mutluluğudur."

    ----------------------------------------

    27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçından çıkmıştım. gayrettepe metro durağından zincirlikuyu'ya yürüdüm ve oradan otobüse bindim. evim beşiktaş çarşı'ya yakın olduğu için beşiktaş'ta inmem gerekiyordu. açtım, neredeyse saat ikiden bu yana bir şey yememiştim. otobüs beşiktaş'ta ineceğim durağa yaklaşmak üzereyken; kapının camından üstüme başıma çekidüzen vermiş, sarı-kırmızı renkleri bir arada içeren her türlü görüntüyü atkım ve montumla bertaraf etmeye çalışmıştım. otobüs durdu, ben de indim. garanti olsun diye, soğuk havalarda yürüyen tipik üşüyen adam görüntüsüne bürünüp montumun önümde görünen kısımlarını kapamasına gayret ettim. açlığımı gidermek üzere, çarşının giriş kısımlarına doğru yürümeye başladım.

    bir iki adım atmıştım ki; kafamın arkasında bir darbe hissettim. darbeyle birlikte küfürler başlamış etrafta bulunan üç dört cengaver daha vurmaya ve tekmelemeye başlamıştı. gözlük takıyorum, çok değer verdiğim bir aksesuar. zira gözlüksüz iki metre önümü bile göremiyorum. malum miyobuz. tekme ve yumruklar üstüme gelirken, başımı koruyor ve geri geri gidiyordum. bir ara; ölecek miyim acaba diye düşündüm. korkmuyordum ama, daha yapacaklarım olduğunu düşünüyordum. yazmakta olduğum ve çok emek verdiğim bir kitap vardı. güzel bir okulun güzel bir fakültesinde okuyor, master planları yapıyordum. ölmek için çok erkendi. ölmem gerekseydi bile daha yumuşak ve normal bir ölüm daha güzel olacaktı şüphesiz. şans eseri, durağın hemen oradaki pideciden içeri girmiştim. allah onlardan razı olsun, beni korudular. yalnız başıma içerideyken dükkanın yan tarafında dışarıda duran ve sigara içen bir adam da dışarı çıkmamı emrediyordu. sonra birkaç dakika bekleyip yandan fıydım ve eve döndüm.

    beni dövenler yanlış görmediysem 4 kişilerdi. sorsan delikanlılık derler. ben, ailem tarafımdan biraz muhallebi çocuğu eğilimiyle yetiştirildim. tabi ki, geride kalan hayatımda birkaç kavgada bulunmuştum. ancak hiçbir zaman yumruklarımı mükemmel bir biçimde konuşturmamış, birine kalıcı zararlar vermemiştim. bu sefer de, gücümün yetmeyeceğini adım gibi biliyordum. ancak delikanlılar, 4'e 1 cılız bir adama dalmışlardı. bana inen darbeler beraberinde bir bira kokusu da savuruyordu burnuma. içtiklerinden iyice azmışlardı. şu an evde ağrısız, sızısız en ufak bir zonklama olmadan oturuyorum. 4 kişi dövmeye yeltendiniz, bari dövebilseydiniz.

    bu kadar kişi, güçsüz bir galatasaray taraftarına daldılar; galatasaray'a yenildikleri bir maçtan sonra, birilerini döverek giden 3 puanı geri getiremeyeceklerini bilerek. ben onlara ne "orospu çocuğu" diyorum ne de "orospu çocuğu olacak kadar bile şerefi olmayan" şeklinde bir ad takıyorum. onlara kızmıyorum da, neticede onların yerinde ben de olabilirdim. hatta onları affediyorum, herkes affedilmeyi hak eder. ben onları affettim ama; onlar kendilerini affedebilecekler mi?

    ayrıca "çarşı" çıkıp bunları kınamalı diye düşünüyorum. madem ona buna karşılar, icraat görelim. hem ne demiş ziya paşa :

    "aynası iştir kişinin, lafına bakılmaz."

    bunca şeye rağmen gıkımı çıkarmadım; ama tek bir şey söylemek istiyorum :

    futbol, ezilen halkların mutluluğudur.

    sevgilerimle...
  • 1014
    burak yilmaz kendini yere atti diye bir sezon agladilar felipe melo'nun tukuruk olayinda bizimle akillarinca dalga geciyorlar. bak kardesim sen hakem hatasiyla puan kaybettim diye agliyorsun hem de tam yarim sezon boyunca, muhtemel bir o kadar daha aglarsin, ben ise takimimin hem senin takimini hem hakemi 10 kisi yendigi mactan sonra kritik ve elestiri yapiyorum sicagi sicagina. iste senin asla anlayamacagin 'buyuk takim taraftari olmak.' dedikleri bu. sevgiler.
  • 1018
    şeklinde bir pankart hazırlamış güruh. doğru metin okyat suratımıza tükürüdü o saçma pankart için zerre galatasaraya, galatasaraylılığa yakışmıyor diye peki ulan ibneler ali samiyene söven, galatasaray ile maddi gerekçeleri yüzünden dalga geçen, tribünde adam bıçaklayan, esrar çeken sizleri baba hakkı görse dötünüzden sikerdi dötünüzden.

    https://twitter.com/...297496899584/photo/1
  • 1020
    1 şubat 2013 beşiktaş karabükspor maçı sonrası: ''cemaat desteğiyle galatasaray'ı şampiyon yapmaya çalışıyorlar, futbol katili türk hakemleri :((('' diye ağlaşmaya başlamışlar bile. ulan geçen hafta bir tane oyuncumuz haksız yere atıldı 10 kişi takıma karşı bile üçüncü topu yapamadınız oyun üstünlüğünü karşı takıma verdiniz, hala neyin kafasındasınız ya?
  • 1023
    maçın bitiş düdüğüyle beraber yunus yıldırım demeye başlamışlar. senin takımın yarım saat on kişi oynayan takıma karşı top oynayamasın, üstüne iki gol yesin, teknik direktörün saçma sapan hamleler yapsın (gol atması lazımken defans oyuncusu alsın, fernandes'i oyundan çıkarsın), sen bunları sorgulama hakemler diye ağla. e o zaman sen daha beterini hakediyorsun.
  • 1024
    maçın başında rakip takımı falan çağırmalar, dostluk gösterileri ... sonra karabük iki tane tıpalayınca maske takke düştü, kel göründü! ortaya çıktı içlerindeki çirkeflik. ulan ben sizin ciğerinizi bilirim, ciğerinizi. karabükü rakibiniz olarak görmediğinizdendi zaten bu dosthane tavırlarınız. azıcık kafaya oynayanını, azıcık canınızı yakanını görünce hemen bürünürsünüz gerçek karakterine. işte bu kadar leş bir güruhtur bunlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın