• 978
    sen adamların 8-0 yenilmesiyle her ortamda dalga geç, sonra gel buraya yok efendim neden schalke 04 bayrağı açtılar. açarlar arkadaş. sanane. senin işin gidip schalke'yi yenmek.

    bunlar taraftarlar arasında olan hoş atışmalar. biz de zamanında ali sami yen'de açmadık mı böyle pankartlar? açtık. o zaman susup oturacaksın. galatasaray türk takımı diye, kimse avrupada galatasaray'ı desteklemek zorunda değil.
  • 979
    besiktas avrupada maclar yaparken sözlükten haberdar değildim onlara nasıl tepki veriliyordu bilmiyorum ama yakın dönemde gördüğüm üzere bizler burada fenerbahcenin avrupa maclarında "ülke puanına sokarım ya kaybetsinler elensinler" diyebiliyorsak onlar da schalke'yi pek tabii destekleyebilirler. düşünce olarak bu iki eylem arasında bir fark goremiyorum acıkcası.

    haa bana göre ikisi de yanlış hareketler, bir türk takımının avrupadaki olumsuz bir sonucu icin can atmam, ha mutlu olmuyorsam da nötr kalmayı tercih ederim boyle bayrak acmak falan basit hareketler. ancak burda bizim taraftarlarımız da onlar icin bunun bir benzerini yapıyorken onların yaptıgı bu bayrak olayına bu kadar buyuk tepki vermemizi anlayamadım.

    dipnot: beşiktaştan, çarsıdan ve besiktas taraftarından falan hazzeden biri değilim.
  • 980
    ülke puanı falan filan diyerek başka bir türk takımını avrupa'da desteklemem. bunu beşiktaş taraftarından bekleyen, isteyen de yok zaten. ama şampiyonlar ligi kura çekiminin hemen ertesi günü bu adamlar bizim rakibimizin bayrağını açıyorlarsa gülüp geçemem. üstelik bunlar sürekli kendilerini üstün gören, başkalarına bukalemun diyen, ikide bir renk muhabbeti yapıp kırmızı formayı üstünden çıkarmayan sonra da ama o bayrak kırmızısı yea diyen tipler. evlat olsa sevilmez.

    işin özü, takımları gibi onlar da yeterince "büyük" değiller.
  • 984
    kendilerine ezeli rakip yaratmaya çalışan taraftar grubu. fazla aldırmamak lazım. bu adamlar o sırada türkiye'de en güçlü denilen takım hangisiyse ona düşman olurlar. yıllarca fenerbahçe'yle uğraştılar, çünkü bizim başımızda mağdur edebiyatı yapan başkanlar vardı. bize bu yüzden sempatiyle yaklaştılar. ne zaman ünal aysal geldi de güç kazandık, fenerbahçe mağdur edebiyatı yapmaya başladı, bunlar da o zaman bize düşman oldular. takımımızın başına adnan polat, yıldırım demirören tarzı ülkelerinin diğer takımlarını da çok düşündüklerini söyleyen ve galatasaray'a zarar veren bir başkan gelmediği sürece bu düşmanlık sürecek, fazla takılmamak lazım.
  • 986
    omurgasızlardır. kısa ve net olarak bu taraftarımsı güruhu tanımlayacak olursak omurgasızın en önde gidenidirler.

    çarşı denen topluluk her maçta pankart açar, çarşı şuna karşı çarşı buna karşı diye. ne oldukları beni alakadar etmez, görüşleri beni hiç ilgilendirmez ama bu adamlar süper finalde çubuklu tosun tarafından zokora'ya yapılan ırkçı müdaheleden sonra " çarşı ırkçılığa karşı " dediler değil mi? evet. sonra ne oldu peki? süper final'in ilk maçında inönü'deki maçta eboue'ye yapılmayan ırkçılık kalmadı bu adamlar tarafından.

    ikinci olarak engelsiz aslanlarımıza karşı yapılan çirkin saldırı. bu adamlardı engelliler için kapak toplayanlar. engelsiz aslanlarımızla beşiktaş arasında oynanacak müsabakada saha olaylarına neden olanlar da bunlar.

    tüm bu olanlardan sonra bana gelip de beşiktaşlı duruşu demesinler. biz biliyoruz sizin duruşunuzu.
  • 987
    amaçsız bir takımın taraftarlarının düştüğü çaresizliği gözler önüne seren bir grup. beşiktaş hangi kupada devam ediyordu bilen var mı? şampiyonlar liginde mi, avrupa liginde mi yoksa ziraat türkiye kupasında mı... ülkeye zerre kadar faydası dokunmayan bir takımı destekledikleri içindir belki de bu hırçınlık yada kıskançlık. destekledikleri takım da ilk yarıyı es kaza 2. bile bitirebilir ama geleceği görmek için müneccim olmaya gerek yok takımları sezon sonu ilk önce ligi ilk 5 takım arasında bitirebilsin, ondan sonra schalke yi mi desteklerler liverpool u mu desteklerler bilemem, eğer sokağa çıkacak halleri kalırsa görürüz bu efendileri... *
  • 989
    2 dakika önce beşiktaş kongre üyesi bir arkadaşımla konuştum..
    çarşı'nın da içindendir kendisi..

    "nasıl açtınız lan shalke 04 bayrağını stadta, ne kolpa adamlarsınız siz?" dedim..

    ne dese beğenirsin sözlük;

    "zamanında israil bayrağı açan siz değil misiniz?"

    yuh dedim, bu kadar mı alakasız argüman olur be..
    kafa bu işte..
    beşiktaş taraftarı böyle bir kafadır, büyük takıma saldıracak ki gündeme gelecek..
  • 992
    ezik, kaale alınmak istenip, "ben de büyüğüm , beni de alın aranıza lan :( " kafasında gezerler.

    populist-şovmendirler, tribüne oynamak terimi neredeyse bunlar için kullanılabilir.

    2 hafta önce küfrettikleri başkanlarının iki transferine tav oluverirler.

    her maç sonrası hakem deyyü ağlanmaları, olmazsa olmaz ritüelleridir.

    geçmişte yapılanları çok çabuk unutur, şereften bahsededururlar. *

    demogoji'nin kralı gene bunlardadır. kendilerine göre takımları del solar gelse dahi her daim mükemmeldir. sorun dış etkenler, mhk, ve tabi ki beşiktaşlı duruşunu kaldıramayanlardır(!)

    yıldız transferler her zaman yüceltir, kulübün dahi ötesinde görürler, 6 aylık transfere kitap yazıp, 1 senelik transferlerine ise olmaması halinde olmacaklarından bahsederler.

    gördüğüm en çirkef taraftar kitlesidir*. fenerbahçe taraftarı dahi kimi zaman daha naif gözükmekte gözüme.

    aslında nasıl bir ruh halinde olduklarını sahalarında oynadıkları her galatasaray maçı'nın son 10 dakikasını seyrederek farkedebilirsiniz.

    tineri çekip sahaya daldıktan sonra yakalanır, savunmalarında "ama arkadaşım itti yeaa ":( " diye ağlanıp yüzsüze bağlarlar.

    şike ile kazanılan kupa*'nın iade edilip, kupa ile elde edilen haktan vazgeçilmemesini* önemsemezler.

    tayfur iyi çocuktur, yapmaz öyle şeyler.

    iki "lan", bir pankart ile memlekette ne kadar ergen varsa akıllarını alırlar.

    allah için besteleri iyidir.

    kimileri engelli maçında dahi ortalığı savaş alanına çevirebilecek derecede karakter yoksunudur.

    öyle böyle çirkef değillerdir yalnız. en iyi arkadaşım diyebileceğim beraber büyüdüğümüz bir eleman var * beşiktaşlı kendisi, öyle arada maça gider filan, hani çarşıyla da alakası yok, işinde gücünde. bi' mevzuya sebep oldu zamanında, onu anlatayım.

    2000 dönemleri, imparator gitmiş, takım sürüncemede. sezon bitiyor, fenerbahçe şampiyon oluyor. beşiktaşlı kardeşim, o beşiktaşlı eleman ve fenerbahçeli kuzenim ogleden sonra buluşuyoruz. yaşlar 14-15. fem klasörlü, oks bıyıklı günler. akşama kadar hayvanlar gibi maç yapıp sonrası batmaya başlayan güneşe doğru kaldırıma çömüp * muhabbete dalıyoruz. red alert 2 * stratejileri üzerine kafa yorup ciddi ciddi 2. dünya savaşına dahil olsaydık neler olabileceğini tartışıyoruz, henüz taşınmışız malum cdler ile, bu sebeple ortalık yerde konuşabilecek cesarete sahip değiliz * bu da çenemize vuruyor tabi.

    derken konu futbola geliyor, az önce dünya tarihi'nden bahseden görece akıllı tipler bir anda ufaktan anguta bağlamaya başlıyor. ben rahatım, -daha bir sene önce .na koymuşuz ortalığın isterse 20 sene şampiyon olamayalım, öyle bir keyif var ergen bünyede- sessiz sessiz izliyorum bu iki angutu. fenerbahçeli kuzenim antu kafasına baglanıyor hemencecik. kardeşimle arkadaşım altında kalmıyorlar tabi. kuzen vurdukça vuruyor, bastırdıkça bastırıyor. kontralar gelememeye başlıyor artık. bakıyorum sesler yükselmeye başlıyor. beşiktaşlı arkadaş kuzenime "olm siz galatasaray'a özenip şampiyon oldunuz " diyecek kadar ileri gidiyor. fımkırtıyorum tabi o esnada yemekte olduğum tempo marka bisküvimi *. kuzen ters bir cevap veriyor , birader tersliyor derken bu mal arkadaşın yuzunden iki kuzen birbirine giriveriyor. kuzen benle yaşıt, birader 1 yaş küçük, kuzen alıyor tabi aşşaya biraderi. en başta sallamıyorum ama, her ne kadar söz konusu beşiktaş olduğunda inanılmaz derece de mala dönüşüyor olsa da abilik damarı ağır basıyor. ayırıyorum, kuzeni çekerken ayağı takılıp yere düşüyor. birader de bunu fırsat bilip hop üstüne cıkıp vurmaya çalışıyor. yakışmıyor filan diyerekten tekrar ayırıyorum, çekip alıyorum biraderi. inceden bi tokat * nakşediyorum sırtına. eve doğru gitmeye başladığında küfür ediyor kuzene, kuzen buna taş atıyor. bu da kuzene. ben noluyor lan demeye kalmadan diğer arkadaş alıp gidiyor biraderi.

    akşam oluyor, sofradayız. kuzen* ve kardeşim de sofrada. babam sofraya oturduktan sonra başlıyoruz yemeğe. klasik gününüz nasıl geçti tribine bağlıyor babam. ben olayı unutmuşum tabi. keyifle bahsediyorum şunu yaptık bunu yaptık deyyü. ama dikkat ediyorum birader biraz durgun , başı önde, yemeği ile oynuyor. * derken bunu farkedip peder bey kardeşime soruyor. kardeşim öncesinde biraz duraksıyor, sesini temizliyor ve başlıyor konuşmaya. söylediklerini hala unutmam . "baba abim beni ahmet * abimle birleşip sokakta herkesin gözü önünde dövdü deyiveriyor. ben donup kalıyorum. kuzen noluyor lan kıvamında. ama kardeşim bunları söylerken alt dudak sarkıtılmış, gözler kocaman açılmış, ses ağlamaklı. kuzen yemekten sonra gidiyor. hayatımın kalayını yiyorum babamdan. birader kıs kıs gülüyor.

    bu hikaye de ki kişileri takım olarak düşünün, ne durumda olduğumuz ve oldukları ayan beyan çıkacak zaten ortaya.

    not: kardeşimi çok severim tabi her abi gibi. ama söz konusu futbol olduğunda çekilmiyorlar aga, boğasım geliyor lavuğu. kuzen konu futbol olduğunda zaten mala bağlıyor* maytap geçip kafa yapıyoruz. sağolsun malzemesiz bırakmıyor bizi *
  • 993
    biz avrupa'da turları geçelim, nice finaller görelim; varsın uefa'dan men yemiş at şikecisi çapulcular bayrak açmaya devam etsin.. böylesi daha güzel oluyor, biz koydukça bunlardan ses çıkıyor işte da... ayrıca kendilerine tavsiyem şimdiden üst turlardaki rakiplerimizin bayraklarını temin etmeye başlasınlar, zira kendilerine daha çok bayraklar açtıracağız...
  • 998
    açtıkları schalke bayrağı ile sosyal medyada rezil olmaları sebebiyle, galatasaray formalı bir kaç kişinin, bilinmeyen bir stadın bilinmeyen bir tribününde israil bayrağı açmış fotoğrafını yaymışlar sosyal medyada. bu fotoğraf ya montaj yada israilli galatasaray taraftarlarına ait, çünkü aklı başında hiç bir türk hangi takımlı olursa olsun israil bayrağı açmaz.

    iyide kardeşim aynı israil'in, beşiktaşlı taraftar gurubu çarşı israel, seni israil bayrakları ile karşılamamışmıydı geçen sene? bu fotoğraftaki uganda bayrağı mı?
    http://www.focushaber.com/...iktas-aski-82993.jpg
  • 999
    şike skandalına sessiz kaldıklarında onların ne kadar kolpa bir oluşum olduklarını anlamıştım. raul meireles'in cezasının 4 maça indirilmesi olayında da salak yapmaları kolpalıktan öte fenerbahçe'nin köpeği olduklarını ispatlamıştır. demek yıldırım demirören'in dürtüklemeleri hoşlarına gidiyor. keşke daha beter olsalardı. ha bir de şu var; http://live.sporx.com/img/2012/12/27/schalke04.jpg
  • 1000
    tarihleri boyunca yancılık yapmış taraftardır. öyle ya da böyle, haklı ya da haksız, galatasaray ve fenerbahçe tarih boyunca hep karşı karşıya gelmiştir. beşiktaş taraftarı her seferinde "biz de varız ulan bizi de sikleyin" tarzında tartışmalara girer, kendine bir taraf seçer.

    3 temmuz şike sürecinden sonra "şerefli ikincilik" tarzı söylemlerinin de çürümesiyle "şike yok yeaa, başgan masum, nato ihalesi, fetullah, cemaat" diyen fenerbahçe kanadına yıkama yağlama yapmaktadırlar.

    hele ki bazılarının sosyal medyada "ben beşiktaşlı olmama rağmen, fenerbahçe'yi sevmememe rağmen" diye başlayan söylemleri oldukça komik oluyor.

    taraftarında ne arma, ne renk*** aşkı kalmıştır. şu sıralar tek çabası fenerbahçe'nin yancısı olup onlara kendilerini kabul ettirebilmektir.

    ahanda bu: http://gss.gs/c84
App Store'dan indirin Google Play'den alın