ben üzülüyorum hakkında yazılanlara ve bunları yazanların çoğunun yaşının benden küçük olduğunu düşünüyorum. dün artık dayanamayıp sitem dolu bir entry girince de başka bir yazar arkadaş adeta beni hedef gösterircesine üzeri kapalı olarak fatih terim'e laf attı demiş. sonra da delahattin aydoğdu denen adamın başlığına da nickimi bakınız olarak vermiş. bunları yapmasına sebep yazdığım 2 entry. özetle bu iki entryde şunu dedim, galatasaray da şampiyonlar liginde cluj, braga, united grubu çekti. bu grubu çekmiş bir takım olarak rakibin dortmund, lisbon, ajax gurbuna bal demek bence hatalı bir tespit dahası gereksiz.
şampiyonlar liginde kolay grup yoktur. çok zor gruplar olabiliyor, şansızlık olabiliyor ama kolay grup yoktur. hepsi kalit, elit takımlar ama benim derdim başka. ben galatasaray taraftarının beşiktaş'ın rakipleriyle bu kaar ilgilenmesini, onlardan medet ummasını dert ediyorum kendime. bize ne yahu, biz kendi işimize bakalım. biz 2000 yılında ''artık ne haliniz varsa görün'' pankartı açmadık mı? e daha ne? onlar bizle dalga geçmişmiş. onlar beşiktaş çünkü, tabii ki dalga geçecek, tabii ki psg'den, real madrid'den medet umacak; sen ise galatasaray'sın.
gruba gelince de bence kolay bir grup falan değil. bizi dağıtan psv'ye 15 puan fark atarak şampiyon olan ajax var, büyük bir ekol, tam bir avrupa takımı olan dortmund var ki bana göre münih'ten sonra en güçlü alman takımı. ve bir de sporting var ki bence bu gruptan çıkacak iki takımdan biri olacaklar. başlarında müthiş bir hoca var;
ruben amorimyorumlara, bal vs. kısmına katılmamakla birlikte ballı olsaydı da beni ilgilendirmezdi. ben galatasaray taraftarıyım, ben 2000 yılında milan için ''milan'ı hafife almamalıyız'' diyen bir camianın mensubuyum. beşiktaş gider, gruptan çıkarsa çıkar, çıkamazsa döner gelir. gruptan çıkıp, 2. turu geçip çeyrek finalde real madrid'e üç buçuk attırırsa, ancak ondan sonra beşiktaş'ı kendime dert etmeye başlarım ben.
