gece gece
unutamadımı dinlerken, bir kez daha gözlerimden yaş getiren büyük sanatçı.
kavga, gürültü nedir bilmeyen; umudun, barışın, mutluluğun, saflığın sembolü denilebilecek yaşta kısacası 5 yaşındaydım. barış manço'ya göre
adam olacak çocuk yani.
7'den 77'ye programına katılmıştım. annem çok sever barış manço'yu. hani şimdilerde derler ya bebeklere bach dinletin, pachelbel dinletin, mozart dinletin diye. annem bana hep barış manço dinletirmiş bebekken. bebekliğim, çocukluğum barış abiyi dinleyerek geçti. gençliğim de böyle geçiyor. ölene kadar da bıkmadan dinleyeceğime eminim. konuyu saptırmayayım.
programın yapılacağı binaya gittik. kocaman, gösterişli bir kapısı olan güzel bir yerdi. öğrendim ki
galatasaray lisesi'ymiş orası.
galatasaray'a da böyle bir okul yakışırdı zaten. tevfik fikret salonu'na geçtik. hatırlarsınız 7'den 77'yenin bölümleri vardı. adam olacak çocuk, adam olmuş çocuk, dünyayı dolaşalım gibi. ben adam olacak çocuk bölümüne çıkacağım pek tabii. sıra bana geldi koşa koşa çıktım sahneye.
b.m - hoşgeldin. adın ne bakalım senin?
ben - görkem.
b.m - merhaba görkem.
ben - iyiyiim.
b.m - evet görkem biraz heyecanlı, şarkısına geçiyoruz hemen.
ben- ama benim adım balböceğii bekleyemem ben bu geceyii...
b.m - puanlarımıza bakıyoruz.
on puan on puan on puan... görkem kırk puanla şampiyon. alkışlıyoruz görkem'i.
programdan sonra her çocuğun yanına gidip tek tek konuştu onlarla barış abi. en son da bizim yanımıza geldi. hangi takımlısın diye sordu, galatasaraylıyım dedim. bana bir adet sarı, bir adet de kırmızı şeker verdi. ben de galatasaraylıyım dedi. sonra saçlarımı sevdi ve hoşçakal görkem deyip gitti.
aradan 15 sene geçti. ben hala dün gibi hatırlıyorum o günü. barış manço'daki o güleryüz, o sıcaklık, çocuklara olan yaklaşım, onun uzun saçları ve bıyıkları...
gözlerimde yaş kalbimde sızı unutmadım seni barış abi.