4151
2017/2018 sezonu rakipleri kevgire çevirmiş kara panterimiz. tudor sonrası günümüze kadar yaşanan, bir süre daha bitmeyecek gibi duran sıkıntılarımızın ilk domino taşıdır. gidişine yol açan süreci kendisi başlatmasına rağmen bu kadar sorun olacağını bilseydik sanırım herkes dilini ısırırdı. camia olarak biz deplasman sorununa ilaç arıyorken ortaya çıkan forvetsizlik sorunu kanser gibi takıma bir girdi, tıkır tıkır olmasa da bir şekilde işleyen, işlemeye yeni başlayan sistemleri tek tek çökertti. boşluğu o kadar büyükmüş ki yerine yapılan yatırımlar bu boşluğu dolduramadı. doldurduk dediğimiz anda da artık sorunun forvetsizlikten büyük olduğunu gördük. takımın oyunu kalmamıştı. forvetsizlik sonrası onyekuru ve feghouliye kanatları gol yollarında daha aktif kullanmak adına mecburiyetten verilen kapitüla....öhöm.. saha içi özgürlükler takımın var olan sistemi üzerinde sakil durdu. kanatlar gole yakın olmak adına doğal olarak ceza sahası çevresine yaklaştı. ilerde çoğalmak ve kanat desteği adına da beklere daha fazla özgürlük verildi. orta sahanın da hücum, destek, defans görevlerini yapması beklenen büyük bir alan oluştu. takım daha tudorla oynarken takım boyu uzundu, fatih hoca ilk planda orta sahalara basın toplantılarında dediklerinden yola çıkarsak bu alanı daraltmak adına daha aktif olup daha çok koşmalarını istedi. koşamadılar. koşabildikleri bir kaç maçta oyunun ne olabileceğine dair işaretleri gördük ama etkili oynamamıza rağmen atakları golle bitiremedik. bu değişime uyamayıp patlayan oyuncularımız da oldu. yazarken kolay tabi ama biz zaten bunları bazen yarım yaptık bazen yapamadık genel itibari ile bölük pörçük tatsız tuzsuz bir oyundu gördüğümüz. sonuçta hücumda kalabalık ama birbirine yakın duran, sete oturamayan haliyle rakipleri açmakta zorlanan bir gs izledik. diğer yandan yapılan hazırlık pasları ve hücumda birbirlerine yakın duran oyuncular doğal olarak kısa pas yaptıkları için bir istatistiğimiz yakut gibi parlamaya başladı topa sahip olma, pas yüzdesi. sezon biraz kuş sürülerinin çapsızlığı, biraz fatih hoca, biraz muslera, biraz mitroğlu'nun golü, biraz evimizdeki taraftarlar, biraz da onyekuru ve feghouli'nin defansa da katkı vermeye başlaması gibi extra eforları ile açtıkları şampiyonluk modu sonrası zafer ile noktalandı. sezon sonu, bu resme bakıp yanlış yorumladığımızı düşünüyorum. mevcut oyunumuz zaten bir sıkıntının ürünüyken o oyunu oynayabilmemiz oyuncuların extra eforlarına bağlıyken bu sıkıntının üzerine transferler yaparak sorunu kronikleştirdik. extra eforu geçtim normalini bile mumla ararken aynı sistemle devam etmek büyük bir riskti büyük çöktük. bu takım forvet mevkisine bağlı olmamak için zorunluluktan dolayı evrimleşti, bu hale geldi. diagne bile sezon ortasında alındığında gerek formsuzluğundan gerekse diagne'nin diagne olmasından dolayı adamdan bir vücuda sahip olmasından mütevellit koştuğunda arkasında bıraktığı boşluk, düştüğünde kullandığımız penaltı haricinde faydalanamadık bile. bizim sorunumuz deplasmandı artık hem ev hem deplasman ama şu anda forvetimiz var, bu kapitül.. özgürlükler artık takıma zarar veriyor ve gereksiz. orta sahada hazırlık pasları dönerken sol bekimiz falcao'nun yanında bekliyor yahu. kartları karıp, taşları en baştaki yerlerine koyup yapabildiğimiz kadar artık bir temiz başlangıç yapmalıyız. allah vere de kara panterin başlattığı bu domino yığını v for vendettadaki gibi değil daha az bir kümedir de çilemizi doldurup, sıkıntılarımızdan kurtuluruz.