ben kimsenin hayat tarzına karışan bir adam değilim, isteyen istediği şekilde giyinip soyunabilir.
ama bu iş bir yerden sonra herkesi rahatsız edecek, bu tespit burada dursun...
ilk olarak, toplumun genel yapısından kaynaklı şekilde söyleyebilirim bunu; anadolu insanında böyle abuk sabuk sakal tipleri yok... gidin bakın dedelerinize, köylere gidin, bunu göreniniz çok azdır. benim kütüğümün bağlı olduğu ilçe / köy inanılmaz muhafazakardır; daha ben böyle garip kılıklar görmedim...
yani anadolu kültüründe, bu toprağın genetiğinde bu sakal yok.
arap geleneği olabilir, sünnet de diyebilirsin,
ama bizim kültürümüz değil...
ikincisi, toplumsal kuralların düzenlendiği bir takım yasalar var. detaya girmiyorum, ancak kılık kıyafet kanunu var ve üstelik insanlar arasında ayrımcılık olmasın,
kimseye ayrımcılık yapılmasın diyeyapıldı bu kanunlar. seni şeyh, şıh sanmasınlar diye... seni görünce yanındakine bakıp "bak bu daha az müslüman" denmesin diye... umarım dekoderden geçmiştir bu kısım, çünkü önemli... geçtim.
sonuncusu bana kalırsa daha can alıcı...
her boka iltimas göstere göstere memleket böyle giyinen, böyle sakal bırakan tiplerden geçilmez oldu.
çarşafının altından hastane koridoruna sıçan teyze gibiler var her yanda artık. ister sevin, ister sevmeyin; toplum acınası vaziyette bir din yorumu getirdi.
araplaşmayı müslümanlaşma sandığınız için ortalık şaklabanlardan geçilmiyor.
kimse kendini kandırmasın,
muhafazakar insanlar bile estetik yönden şu görüntüyü kabul etmiyor;
göt korkusu olduğu için "çok şükür" deniyor.
memleketin son yıllardaki özeti de zaten budur.
aykut demir bunun temsilcisidir.
sıkarım der, kaba davranır, kavga eder;
ama sakalını da bırakır...