*

resim
Aydın Yılmaz
Takım:-
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:36
Boy:1.79
Uyruk:Türkiye
  • 302
    mehmet güvenle beraber ne akla hizmet as takıma kazandırılmaya çalışıldığını anlamadığım yetenekleri kısıtlı, hırs yoksunu futbolcu.
    genç adamsın insanda bi hırs olur. adamın gözündeki fer gitmiş fer. maça giriyor yüzünde bi hırs, azim belirtisi yok. top ayagına geliyor 2 adım sonra kaptırıyor sonrasında düştüğü yerden 2 dakkaya kalkmıyor. afedersin aslanım ama giydiğin forma çemişgezek forması değil... nerede olduğunun, kendisine kaç tane gencin hayallerini süsleyen fırsatların verildiğinin farkında değil. yazık çok yazık
  • 305
    sabri ile bu kadar dalga gecen sozlugun, neden bu kadar anlayisli oldugunu anlayamadigim adamdir. adammidir o da tartisilir.

    sabri en azindan, canini disine takarak oynayan, elinden geldigini yapmaya calisan ve rijkaard ile kendini cok gelistirmisken, bu adam yillardir oldugu yerde saymaktadir. dun kacirdigi golu sabri kacirmis olsaydi simdi sozluk daragacinda asilmisti.

    sozlukten ucurulmamak icin, hakkinda dusunduklerimi tam olarak yazamiyorum, yumusatip yazmak da istemiyorum cunku yumusamis hakaretlerden cok daha beterini hakediyor.
  • 313
    üzüm üzüme baka baka kararır atasözünün ne kadar doğru bir söz olduğunu göstermiştir. sabri nin kanadında oynayan bir adamın bu vuruştan daha iyi bir vuruş yapmasını beklemek yanlış olurdu zaten. düzgün bir vuruş yapıp kral olmak yerine sabri ye özgü o vuruşu yaparak dibe vurmuştur. umarım ilerleyen dönemlerde kendini toparlar, takımda kalıcı ve yaralı olur.
  • 315
    hakkında fiziği kötü diyenler lionel messi'nin de bu adamda kemik erimesi var cacık olmaz futbol oynamasın dendiğini duymamışlar sanırım ama hakkında da hırssız diyenlerinse sonuna kadar doğruyu söylediği adamdır.

    her zaman savundum ve savunurum çok iyi bir futbolcudur. türkiye'nin messisidir oyun anlayışı ve stiliyle lakin o hırs ve o çabanın milyonda biri yoktur kendisinde.
  • 322
    arda bir ara benden daha iyi demişti bu futbolcu için. aydın da kendini göstermek için normal bir gencin yakalayabileceğinden çok daha fazla şans yakaladı ama asla kendini gösteremedi. bu gidişle 2-3. ligde geçimini sağlayacak kadar oynayacak. kendini toparlayıp kendini göstermesi lazım, ardanın avrupaya transferinden sonra kullanılabilir. kendisinden pek ümidim kalmadı gerçi
  • 323
    ah be aydın'ım ah, söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil... bir mektup yazıyorum şimdi sana hem de en açığından. yeni açık'ta büyümüş bu abini iyi dinle, yazdı mı açık yazar!

    öncelikle, bazı garip huylarım vardır benim. çok zor deplasmanlarda eğer maça gidemediysem, bazen uğur yapıp izlemem maçları . 90 dakika sahada en çok koşan topcumuzdan daha çok sıkıntı çekerim ekran karşısında. kalp sağlığım için besel yiyorsam sebebi sensin ulan galatasaray. her neyse beni geçelim. konya zor bir deplasman, 2005-2006 sezonu çok sıkıntılı bir sezondu. zira önceki yıl şampiyonluğu vermişiz mayıslarda yüzü asıklara. sezon başı trömsö denilen bir takıma elenmişiz. italyanlar anneciğim türkler manşeti atmaz olmuş, leeds united'lılar içten içe sevinmiş ama kimseye söyleyememişler, şampiyonlar ligi müziği arabesk çalıyor, star tv logosu bir anlam ifade etmiyor, ki biz uefa'ya bile gidememişiz. senle ilgili her sezon için romanlar yazarım ulan galatasaray, o yüzden burada keselim aydın'a gelelim.

    dış dünyayla bağlantımı kesmişim, konya maçının bitmesini bekliyorum, puan kaybı fener'le olan puan farkının 6 ya da 7'ye çıkması demek. tamam artık maç bitmiştir deyip geçiyorum bilgisayar başına skoru öğrenmek için. açık olan galatasaray.org'un canlı anlatım sayfasını yeniliyorum, kalbim güm güm, dakika dakika yavaş yavaş iniyorum aşağıya, 1.dk, 2.dk, 3.dk, 5.dk, 15.dk,30.dk, 45.dk, 60.dk, derken "goooool gooool gooool, galatasaray'ımız konyaspor karşısında 1-0 önde" yazısını görememenin verdiği stres ve o acının verdiği kalp sıkışıklığıyla bir an önce "goooool ulan gooool" yazsını görmek için daha da hızlı indiriyorum sayfayı aşağıya. dakika 90 ve sonuç hüsran, daha "maç bitti" yazmamış ama gitti diyorum maç.* bende başka bir huy daha var. istemediğim bir skorlarla karşılaştığımda inanmak istemiyorum, mutlaka ikinci bir kaynaktan teyit ettirmem gerekiyor. ua forum'u açıp maç başlığında son postta geliyorum. sonuç benim için çok daha büyük bir hüsran, son postta sadece "gol aydın" yazıyor. kısacası benim güzel kardeşim aydın, daha senin oyuna girdiğini bile bilmiyorum, geçmiyor bile aklımın köşesinden. ezbere mi biliyorum konya'nın kadrosunu? memlekette aydın mı yok, mutlaka atmıştır biri diyorum. benim için sonuç konya 1 - galatasarayım 0. kaynar sular iniyor başımdan aşağı. gözler nemli, birazdan tuğyan olacak gözyaşlarım. son kez galatasaray.org'u yenileyip skordan emin olmak istediğimde ise kalın puntolarla yazılmış "gooooooll goolllll gooool" yazısını okuyunca asıl gerçekle karşılaşıyorum. ölümden uyanıyorum resmen, odanın içinde yuvarlanıyorum. şimdi söyle nasıl tasvir edeyim sana o sevinci? edemem ki...

    şeniz, mutluyuz, 3 gün sonra mabed'e akıyoruz. giresunspor maçında kapalı'yı "anelka, lusyano ellesin dursun, 90'da aydın koysun alem göt olsun" diye inletiyoruz. sen de yine o maçta harika oynayıp çakıyorsun golünü, tamam diyoruz bu çocuk tamam..!

    ama olmadı be aydın olmuyor. şimdi sana karşı ince bir sitem içindeyim ve bu dizeleri yazıyorum.

    gençliğine yazık be aydın'ım. sen ki yarıp rakip defansı rakip kaleye akacakken, golleri, asistleri sıralayacakken yerinde saydın geçen bu yaklaşık 4 sene zarfında. dayanamıyorum saha içindeki o çıt kırıldım duruşuna. yüzünde hep faili meçhul bir hüzün. sevgilisi terketmiş ergenler gibi melankolik travmalar geçiriyorsun sanki. çoğu zaman sanki olmaması gereken bir yerde yakalanmışlar gibisin saha içinde. şaşkın, ürkek.

    ne bilim be aydın'ım. ben bile tribünde parçalarken kendimi, saçımı başımı yolarken, senin saha içinde o mücadeleden soyutlanmış halini gördükçe dayanamıyorum bu duruma. ne bilim, biraz hırs, biraz mücadele, biraz rakibi ısırma, hadi rakibi geçtim en azından topa biraz daha sert, biraz daha atik olman gerekmiyor mu be!

    şimdi sen, milyonlarca galatasaraylının rüyalarına bile giremeyecek ortamda büyümüşsün. daha 17 yaşındayken a takıma neredeyse şampiyonluğa eşdeğer maçı kazandırmışsın. konya'da golünü çakıp daha önce imrenerek izlediğin, koskoca hakan abini, ümit abini, taa kalesinden mondragon abini peşinden koşturmuşsun. sen ki, bizim giymelere kıyamadığımız parça forma'nın membaından çıkmışsın. neyin eksik be aydın! çoğu insanın düşünmeden her şeyini verecekleri bir yerdesin. belki yan yana gelsek kalbimizin duracağı adamlarla aynı havayı soluyorsun. peki oluyor mu bu yaptığın be aydın! yapma be aydın'ım. bir elin yağda, diğeri murassa!

    şimdi biz, kıyamıyorsak sana, bundan bir şey olmaz diyemiyorsak, emin ol konya'daki o golün ve altyapımızdan çıkman yüzü suyu hürmetinedir. gözünü aç be aydın! suyun karşı tarafındaki camiada 6 ay top oynamayanın rotasını anadoluya çiziyorlar. bu camia senelerdir patlayacaksın diye bekliyor seni. zaten bu taraftar senelerdir senin bir üst jenerasyonun olan abine kolay kolay gösterilemeyecek sabrı gösterdi. o bile bu sezon oldu be aydın! rijkaard senin için büyük bir şans dedik, ümitlendik. ama yok be aydın, ben hala göremedim sendeki o sürekli ışığı. ara sıra parlayıp söndün. bozuk saat gibiydin.

    ne bileyim be aydın, demin de dedim ya, biraz daha hırs, biraz daha mücadele. arkadaşların, abilerin 2 saat çalışıyorsa sen 5 saat çalış. hayır bildiğimiz kadarıyla gece hayatın da yok, daha bir mankenle anılmadı adın. gizli gizli geceleri ortamlara mı akıyorsun da bu kadar uzaksın formdan? anlamıyorum ki...

    ben kolay kolay kendi futbolcumdan soğumam ama en azından artık benim gözümde yitiyorsun be aydın. bu sezon da olmazsa daha da olmaz artık. tolerans molerans kalmaz.

    her neyse, bu açık mektup benden sana içten bir sitem olsun. sitemim de duam olsun. aydınlığımız ol artık!

    son sene! son şans!
  • 324
    bugece rüyamda gördüğüm futbolcudur. renkdaşlarımdan biri sözlüğe girip " takımla birlikte çalışmalara başlamış" demesi sonucu koşa koşa florya'ya gidiyorum. antreman sonrası tüm seyirci "ardaaa, elanooo, kivııııl, keytaaa" diye bağırırken aydın sessiz bir şekilde giyinmeye gidiyor. o sırada "aydııııııın" diye bağırıyorum ve şaşırarak bana bakıyor. hiç bir maçta atmadığı kadar hızlı depar atarak yaklaşık 2 milisaniyede yanıma ulaşıyor.(rüya lan işte) ilk sorduğu soru şu oluyor " ben bu takımda popiler değilim neden beni çağırıyorsun? ". bende "neredeyse aynı yaştayız oğlum, hem diğerleri iplemez çağırsamda" diye cevap verip muhabbete dalıyoruz. neden bir türlü form tutamadığını soruyorum verdiği cevap " genç yaşta yaşanmaması gereken üst üste 2 sakatlık " cevabını veriyor. ve bu yüzden saha içinde tekrar olucak mı diye çekindiğini belirtiyor. kendisi ile ilgili bir rüyamdı kalktığım gibi yazayım dedim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın