sportif anlamda çok kıskandığım bir ülkedir. dünyanın taa bir ucunda adeta yalnız başına olmasına rağmen çeşitli sporlara yatırım anlamında aşmış ülkelerden biridir. sadece uluslar arası başarı sağlama anlamında da değil; kültürel anlamda sadık kaldıkları ulusal sporlarını da çok uzun süredir koruyarak devam eden bir ülke avustralya.
eskiden bir ingiliz sömürgesi olması sebebiyle ülkede en popüler sporun
futbol olmasını beklersiniz. aslında yine bir nebze falan sevilir ama diğer sporlar yanında doğru dürüst lafı edilmez. ülkede en popüler spor
kriket iken kendilerine has kuralları olan
avustralya futbolu ve
rugby ligi ulusal kültürle bezenmiş sporlarıdır. bildiğimiz futbol ve basketbol ise genelde sadece kozmopolit alanlarda yaygındır.
diğer taraftan
tenise inanılmaz büyük bir yatırım yapıldığını görüyoruz ki zaten en büyük 4 turnuvadan birisi burada.
formula 1'e baktığımızda yarışı da var sporcusu da.
snooker'a bakıyorsunuz, avustralya'lı iyi sporcular var.
dart'a bakıyorsunuz keza öyle.
golf için de aynı şey geçerli. olimpiyatlara baktığınızda
atletizm'den
yüzme disiplinlerine kadae hemen her dalda sporcuları olan ve başarılı da sonuçlar alan bir ülke.
bütün bunları yaparlarken de ekonomik anlamda iyi oldukları falan da düşünülmesin. en iyi sporcuların 1 milyon aus doları civarında bir kazanç sağladığı sporlardan bahsediyorum ve bu para doğru düzgün bir ev almaya yetmiyor. ama sonuç olarak ülkede bir spor kültürü çeşitliliği sağlanmış durumda ve bunu hala sürdürmek için her koldan uğraşmaları takdire şayan bir durum.