bu işlerden elini ayağını çekmediyse de ara ara "kafası dağılsın" diye podcastlere falan çıkarıldığı, anne babasını kısa bir arayla kaybetmesinden sonra yadigar lokantayı ayakta tutmaya çalıştığı bir dönemde ahmet ercanlar ve çetesi tarafından linç yemiş olan kişi.
mayislar bizim bloguyla tanıdım. 2008-2009 sezonunun bitimine 6 hafta kala başlayan
yenilsen de yensen denin ilk galatasaray bölümünde "kalan 6 haftada galatasaray kaç puan alır?" sorusuna kendine has gülüşü ve "maç farka gittikten sonra köyüm yandı oturuşuyla bekleyen kaleci" tavırlarıyla verdiği "6'da 6" cevabıyla sevdim. bir dönem
galatasaray dergisinde çalıştı, sonra socrates dergi'de farklı branşlardan isimlerle pek çok röportaj yaptı. kamera önünde pek yer almadı, zaten utangaç yapısı ve konuşamayışıyla müsait değildi kamera önü için. sadece socrates'in "podcast"lerinde uzun süreli yer aldı. bir de
doksanlar partisi isimli bir video serisi yaptı socrates youtube kanalında ama orada da konuşamayışından sebep çok başarılı olamadı.
bugünlerde linç sırası ona gelmiş. o kadar yıldım ki artık böyle olaylardan, savunmakla ya da yapılan şeyin saçmalığından dem vurmakla uğraşamayacağım. ancak bu tarz olaylar ne yazık ki hayatımızın bir parçası oldu. ve yine bu tarz olaylar sonrası kaleme alınan bu tarz yazılar içinde en samimi olanı kendisi yazmış.
https://twitter.com/...561115938818/photo/1 aşağı yukarı 10 küsur yıldır sektörün içinde. beraber yola çıktığı arkadaşlarının neredeyse tamamı prime time'a çıkmış ya da iyi kötü bilinir olmuşken hep perde arkasında kaldı. dediği gibi tüm kısayolları bilmesine rağmen kullanmamayı tercih etti. yaptığı yayınlarda fanatizme yer verdi-vermedi konusuna girmek saçma. çünkü 5 metre farklı ofsayt bile bu ülkede hala tartışılır bir konu.
ama şu bir gerçek. bugün röportajı yapanın o olduğu bilgisi gizlendiği takdirde, kendisine sövdüren ve sövenlerin bile ağzı açık okuyacağı pek çok röportaj vardır. türk spor tarihine farklı branşlarda yaptıklarıyla girmiş pek çok insanla konuşmuş, nice başarıları ya da spor olaylarını tekrardan canlandırmış, hikayelerini yazmıştır., her biri yazılı belgesel sayılabilecek işlerin altında imzası vardır.
kendisine sövdüren ekibin ise hayal ürünü hikayeler, taraftarı manipüle eden gazlamalar/övgüler/yergiler dışında bir üretimi yok. ne 20 yıldır gazetecilik sektöründe tırmalayıp bir baltaya sap olamayan
ahmet ercanlar, ne dünya tekzip rekortmeni
feridun niğdelioğlu, ne de dünyalar kadar torpile boşta kalmasın diye alındığı her yerde olay çıkaran
göktuğhan argın. bu üçlünün kariyerini toplasan atahan'ın ortalama bir "sözlü tarih" dosyası kadar nitelik içermez.
ama sorsan bu üçlü fenerbahçe savunduğu için işsiz kalmış. o yüzden atahan da kovulmalıymış. bir de şu boyutu var tabi. mehmet demirkol
hande sümertaş lincine olur verdiği için socrates dergi'ye bir tepki olmuştu. aklınca bunu nötrlemek için atahan'ın hesabının en dibine kadar inip bulup çıkardıkları tweetlerin ekran görüntüsünü birbirine montajlayıp dolaştırıp günah keçisi ilan etmişler. 3-4 gün öncesine kadar tweetlerine 10 etkileşim gelen adamın paylaşımının altında 150 tane küfür var. 300 tane de alıntılayıp küfür eden var. tüm bunlar da herhangi bir güncel beyanatı yokken oluyor.
düşün ki kendi kitlesinin bile artık dalga geçtiği
yusuf erboy dahi atıp tutmaya başlamış paylaşımının altında...
bir süre sonra bu suni gündem de unutulur. hele atahan gibi bir insan bunun üstüne üstüne gitmemeyi seçeceği için daha da bir kolay unutulur. bundan 5 sene sonra, ya da 10 sene sonra bakanlar atahan'ın yaptığı gazeteciliği görür, ona sövdürenlerin deli saçmalarını değil...