• 126
    başarının klüp genleriyle alakalı olduğunun bir başka kanıtı. tıpkı bizim gibi yıllar geçse de, çok kötü dönemleri olsa da, tekrar ayağa kalkıp avrupa'da adlarından söz ettirebildiler.
    bu yüzden leipzig'den, başakşehir'den ya da şişirme çin klüplerinden bir cacık olmayacaktır. yıllardır arap yarımdasındakilerden bir halt olmadığı gibi.
  • 128
    2 senedir çatır çatır 4-4-2 oynayan takım. inanılmaz bir scout başarısı var. söyle ki bu adamlar ucuza topçu almıyorlar ama aldıklarının hepsinin önü inanılmaz açık. bir de aldıkları adamların hepsinin atlet ve gelişime açıklar. hocalarını tebrik etmek lazım, gidenin arkasından ağlamıyor hemen gençleri diziyor sahaya.
    bir de şu stadın zeminine bir çözüm bulsunlar. yakışmıyor, zenginlerin,elitlerin, takımına.

    (bkz: 27 ağustos 2017 as monaco marsilya maçı)
  • 134
    ruslar tarafından satın alındıktan sonra şu şekilde bir transfer politikası izlediler.

    2013-14 sezonu (sezonu psg'nin ardından 2. tamamladılar):

    james rodriguez/21 yaşında/45 milyon euro (1 yıl sonra 75 milyon euro'ya satıldı)
    falcao/27 yaşında/43 milyon euro (iki defa kiralayarak 14.6 milyon euro gelir elde ettiler ve şu an ilk 11'de oynatıyorlar)
    joao moutinho/26 yaşında/25 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    geoffrey kondogbia/20 yaşında/20 milyon euro (2 yıl sonra 36 milyon euro'ya satıldı)
    lacina traore/23 yaşında/10 milyon euro (elde patladı)
    anthony martial/17 yaşında/5 milyon euro (2 yıl sonra 60 milyon euro'ya satıldı)
    jeremy toulalan/29 yaşında/5 milyon euro (bonservissiz ayrıldı)

    2014-15 sezonu (sezonu psg ve lyon'un ardından 3. tamamladılar):

    bernardo silva/20 yaşında/15.75 milyon euro (3 yıl sonra 50 milyon euro'ya satıldı)
    ayman abdennour/24 yaşında/13 milyon euro (1 yıl sonra 22 milyon euro'ya satıldı)
    tiémoué bakayoko/19 yaşında/8 milyon euro (3 yıl sonra 40 milyon euro'ya satıldı)

    2015-16 sezonu (sezonu psg ve lyon'un ardından 3. tamamladılar):

    ivan cavaleiro/21 yaşında/15 milyon euro (1 yıl sonra 8 milyon euro'ya satıldı)
    adama traore/20 yaşında/14 milyon euro (elde patladı)
    rony lopes/19 yaşında/12 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    jemerson/23 yaşında/11 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    gabriel boschilia/19 yaşında/9 milyon euro (şu an rotasyon oyuncusu)
    guido carrillo/23 yaşında/9 milyon euro (şu an rotasyon oyuncusu)
    fabinho/21 yaşında/6 milyon euro (di marzio'ya göre bu yaz manu'dan 48 milyon euro'luk teklif aldı, reddedildi)
    gil dias/18 yaşında/5 milyon euro (3 sezondur sağa sola kiralıyorlar)
    allan saint-maximin/18 yaşında/5 milyon euro (2 yıl sonra 10 milyon euro'ya satıldı)
    thomas lemar/19 yaşında/4 milyon euro (arsenal sanchez'in ayrılması durumunda 98 milyon euro'luk teklif yapma hazırlığındaydı)
    corentin jean/19 yaşında/4 milyon euro (2 yıl sonra 3.5 milyon euro'ya satıldı)
    farès bahlouli/20 yaşında/3.5 milyon euro (2 yıl sonra 3.5 milyon euro'ya satıldı)

    2016-17 sezonu (sezonu şampiyon tamamladılar):

    djibril sidibe/23 yaşında/15 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    benjamin mendy/21 yaşında/13 milyon euro (1 yıl sonra 57.5 milyon euro'ya satıldı)
    kamil glik/28 yaşında/11 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    jorge/20 yaşında/8.5 milyon euro (şu an ilk 11 oyuncusu)
    youssef aït bennasser/19 yaşında/3 milyon euro (caen'de kiralık)

    kısacası adamlar oyuncu alıp satarak dört senede 40 milyon euro kar ettiler, ki mbappe altyapıdan çıktığı için onun satışından gelen parayı bu hesaba dahil etmedim. ayrıca lemar ve fabinho'nun toplam piyasa değeri de en az 140 milyon euro'ya ulaştı. gerçekten muazzam bir başarı.

    dikkat ederseniz toulalan ve kamil glik hariç 27 yaşından büyük hiçbir oyuncuya bonservis vermemişler. sonrasında 23 yaş ve altında birçok oyuncu alıp deneyerek şanslarını denedikleri göze çarpıyor. bazıları elde patlamış ama tutanlar öyle iyi paralara satılmış ki tek başına neredeyse bütün bütçeyi kurtarmış. tabii bunda monaco'nun düzenli olarak şampiyonlar ligi'nde oynaması da büyük bir etken. ayrıca genç oyuncuları oynatmaktan hiç vazgeçmemişler. altyapıları da iyi ürettiği için her dönemde fişek gibi bir kadroları olmuş.

    son olarak bu yaz yaptıkları transferler:
    keita baldé/22 yaşında/30 milyon euro
    youri tielemans/20 yaşında/25 milyon euro
    terence kongolo/23 yaşında/15 milyon euro
    stevan jovetic/27 yaşında/11 milyon euro
    adama diakhaby/21 yaşında/10 milyon euro
    soualiho meïté/23 yaşında/8 milyon euro
    jordi mboula/18 yaşında/3 milyon euro

    galatasaray'ın monaco'yu %100 taklit etmesi elbette mümkün değil ama doğru profildeki genç oyuncuya yatırımın ne kadar karlı olduğunu görmemek için kör olmak lazım. 2018-19 sezonundan itibaren maç kadrosundaki 12 yabancının en az 2 tanesi 23 yaş ve altı oyunculardan olmalı. iyi altyapı eğitimi verilemediği için yerli oyuncu yetişmiyorsa yabancı oyuncuyu parlatıp satmalıyız. bruma, denayer gibi transferlerin sayısı artmalı.

    aksi takdirde her transfer döneminde 29-30 yaşını devirmiş oyunculara bonservis vermeye devam edersek bu çarkı döndüremeyiz. galatasaray da artık oyuncu satarak para kazanmayı öğrenmeli. bunun yolu da genç oyuncuya yatırım yapmaktan ve forma şansı vermekten geçiyor.
  • 137
    esasında leonardo jardim'le başlayan süreçleri, insana çok da ümit vermiyordu. lig 1'deki ilk sezonda gelen ikinciliğin ardından jardim'in ilk sezonunda takımın 9 puan az toplayarak ligi üçüncü bitirmesi anlaşılabilir bir durum olsa da ertesi sene yani 2015-2016 sezonunda takımın iki sene önceye göre tam 15 puanlık düşüşü ve büyük bütçeye rağmen razı olunmuş üçüncülüğün sonrasında çanlar çalmaya başlamıştı. yine bu iki sezonda takım çoğu maçta iki golün üstüne çıkamamış, şu anki delice hücumcu felsefesinden izler taşımıyordu. hatta şampiyon oldukları senenin başında oynadıkları iki fenerbahçe ön eleme maçı var ki çok büyük fiyasko.

    hatırlarsanız fenerbahçe takımı vitor pereira teknik direktörlüğünde az kalsın monaco'yu eliyordu. oyunsal olarak da fenerbahçe daha çok hücum eden, daha çok ısıran bir takımdı bu iki maçta. monaco takımı ise tamamiyle kontratak futboluyla, baskın ataklarla oynuyordu daha doğrusu oynamaya çalışıyordu. bu maçların ardından jardim'in bu bütçeleri ve hedefleri kaldıramadığını, yerine daha kaliteli daha hücumcu bir isimle devam edilmesi gerektiğini de düşünmüştüm. yalnız da değildim, eminim ki tüm monaco taraftarları böyle düşündü o dönem. ancak aynı jardim, lig başladıktan sonra gerek önceki iki senesinde benimsediği felsefeden gerek sezon başındaki oyun felsefesinden çok farklı, hiç beklenmedik bir oyunla hayata döndü. kontratak gibi savunma temelli bir felsefeden dönüp o sezonu 107 golle tamamladılar. yine psg gibi fransa liginde çok net üstünlüğü olan bir kulübe karşı şampiyonluk yarışını kazanıp bu seneki galibiyetleriyle de beraber ligte 15 maçlık galibiyet serisiyle fransa tarihinin rekorunu kırdılar. ve yazının başında da dediğim gibi hiçbir şekilde iyiye gidiş belirtisi göstermedikleri, seksen puandan 65 puana kadar düştükleri bir sezonun 3-4 ay sonrasında yaptılar bu işleri. hoş, yaz döneminde sidibe, mendy, glik gibi transferler ve valere germain, falcao gibi kiralıktan dönenler olmuştu. ama işte dediğim gibi takım yazın ve sezon başında iyi futbol belirtisi de göstermiyordu.

    o monaco ki sezonu fransa ligi şampiyonu ve şampiyonlar ligi yarı finalisti olarak tamamladı. daha önemlisi ''bir futbol felsefesi'' kazandı.

    yukarıda da belirttiğim gibi geçen senenin monaco takımı için en büyük güzelliği şampiyonluktan ziyade bir futbol felsefesi edinmeleriydi. bir sene şampiyon olursun ardından ligi ilk beşe giremeden bitirirsin bunlar sık gördüğümüz şeyler ama bu takım edindiği felsefe sayesinde istikrar sağlayacağını garanti altına aldı. şampiyon olurlar olamazlar bunu kimse bilemez ama bu takım ilk üçün dışında kalmayacaktır önümüzdeki senelerde. yine şampiyonlar ligi seviyesinde de elde ettikleri başarıları tekrarlayacaklarını en azından bu başarılara yakın şeyler yapacaklarını düşünüyorum.

    17-18 sezonuna baktığımız zamansa evet, önemli oyuncularını sattılar veya buna zorunda bırakıldılar ancak çok da önemli isimleri kadrolarına katmayı başardılar. stefan jovetic, mboula, adama diakhaby, ghezzal, keita balde, tielemans, kongolo ve benaglio başlıcaları. özellikle adama diakhaby geleceğin yıldız adaylarından biri ve bu sezon takımın dört lig maçında da oynayıp bir gol, iki asist yaptı jovetic ilk on bire monte edilmeden. muhtemelen de jovetic eğer bir ismi kesecekse bu falcao olacaktır çünkü hem diakhaby'nin olumlu performansı hem de monaco kulübünün genç oyunculara şans tanıyarak parlatıp satma projesi gereği oyuncudan vazgeçeceklerini pek düşünmüyorum. yine gelenlerden keita da on bire monte edilemedi yeni bir transfer olduğundan, onun da yeri muhtemelen bernardo silva'nın yeri olacaktır ki şu ana kadar bölgede oynayan rony lopes aman aman kötü oynamamakla beraber bekleneni de veremediği için formayı kapması zor olmayacaktır ters kanat olduğu halde. yine ghezzal da sağ kanadın adaylarından olacak sene içinde. diğer transferler de zaten piyasaya göre çok makul bedellerle bitmiş transferler olduğundan zarar etmeyecekler aksine de epey bir fayda sağlayacaklardır kendilerine.

    umarım bu sezon şampiyonlar liginde beşiktaş'ın üstünden tır gibi geçer, en az yarı final görür ve fransa ligi'nde de şampiyon olurlar. takım her başarıyı hak ediyor. gerek yönetimsel gerek saha içi. vurduğunuz gol olsun çocuklar.
  • 145
    beşiktaş'ın oyunu ve başarısını gölgelemek için söylemiyorum ama 17 ekim 2017 monaco beşiktaş maçında yaptıkları pas hataları değil şampiyonlar ligi seviyesi, malatyaspor, gençlerbirliği seviyesi bile değil.
    lan bu takım geçen senenin yarı finalisti. takımın yarıdan fazlasını satıp, gidip keita balde diao'ya dünya para verdiler.
    aha da sonuç: grupta 3 maçta 1 puan.
  • 146
    adamların bizim gibi her yıl şampiyon olma zorunluluğu ve öyle bir taraftar baskısı yok. onlar başka bir şey yapıyorlar ve bu doğrultuda ilerliyorlar. saat gibi işleyen takımın dişlilerinden 3-4 tanesi gidince bu sonuçlar normal zaten. şu an yeni bir takım kurma yolundalar. muhtemelen sezon sonu sidibe, lemar ve fabinho da takımdan ayrılacak. bu tarz takımlar şampiyonlar liginde ne kadar yarı final oynarsa oynasın veya liginde şampiyon olursa olsun, futbolcusu daha büyük bir takıma gitmek istiyor. hadi monaco'nun seyircisi yok diyelim ama dortmund gibi takım da yetmiyor futbolculara, çünkü onların da üstü takımlar var. olaya böyle bakarsak, bence daha iyi anlamış oluruz. bu sezon eleştiriliyorlar ama belki 1 yıl sonra ne güzel futbol oynuyor diye öveceğiz.
  • 150
    2014-2015 sezonunda da çok başarılı bir sezon geçirip, şampiyonlar ligi'nde yarı finale kadar çıkmışlardı yine aynı hocayla. o zaman takımlarında martial, kurzawa, carrasco, kondogbia, abdennour gibi oyuncular vardı. o sezon sonunda da bu oyuncularını sattılar, yerlerine bir sürü para harcayarak yeni gençler aldılar. ancak bir sonraki sezon tanınmayacak haldeydiler. yeni oyuncuların adapte olması zaman aldı yani. işte o yeni oyuncularla geçen sezon ligue 1'de şampiyon oldular.

    şu anda tam da benzer bir süreçten geçiyorlar. geçen sezonki takım yarısı satıldı. yerlerine yine yüksek potansiyelli, genç oyuncular alındı ancak bir takımın yarısını kaybetmesi sanıldığından daha zor bir durum. geçen sezonki monaco beşiktaş'ın içinden geçerdi ama şu anda henüz takım olamadıklarından ne ligde ne avrupa'da geçen seneki hallerinden eser yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın