bence hala yetenekli ve hala gelişime son derece açık. galiba sorun bizde beyler.
amrabat, bruma, gio, hatta alemci jo.. bu adamların hepsi potansiyelli, hepsi son derece yetenekli oyuncular. hatta bize gelmeden önce ve bruma dışındaki üç futbolcunun bizden sonraki kariyerlerindeki gözle görülür performansları da belli. tamam belki jo'yu disiplin sorunlarından dolayı katmayabilirsiniz, saygı duyarım. fakat brezilya'nın konfederasyon ve dünya kupası kadrolarında yer almıştır o bonus kafa, hatırlatayım. ayrıca brezilya ligi'nde de en önemli santraforlardan biridir.
galiba genç futbolcu ithal ederken onu eğitmeyi bilmiyoruz.
tutturmuşuz bir ribery örneği gidiyor.. ribery bence buralardan kaçarak kendisi adına en doğrusunu yapmış. kabul edelim bayern munich, ribery için 25 milyon euro'yu sittin sene vermezdi bize. ya biri ayağını kırardı, ya da bombok zeminlerde bruma gibi ayağını eline alırdı. veya işte en fazla arda gibi 12 milyon euro'nun üzerine ancak bonuslarla satabilirdik.
ben ayrıca şuna da inanıyorum; muhtemelen
kader keita da 21-22 yaşında takımımıza gelseydi o da şu an kötü andığımız oyuncular arasında olurdu. keita yeteneklerinin yanında o kadar tecrübeli ve akıllıydı ki, burayı çok kısa sürede çözümlemiş ve başarılı olmak için gerekenleri yapmıştı. çünkü kara şimşek keita, bir önceki sezon dibi görmüş bir futbolcuydu.
bence kulübümüz ve ligimiz malesef şu an bruma ve dengi oyuncular için gerçek bir yer değil. belki de bruma önce manchester united'a gidip, orada 3 sezon içerisinde tutunamayıp birkaç avrupa takımına kiralandıktan sonra 28 yaşında gelmeliydi. işte o zaman bir çoğumuzun aslında tahayyül ettiği ama malesef kendisinden göremediğimiz şeyleri gerçeğe dökebilirdi.
izninizle birkaç örnek vermek istiyorum.
keita hatırlarsanız fransa'da yılın tenekesi mi bidonu mu ne seçilmişti, tıpkı kendisi gibi bir başka teneke ve buraların tozunu atan
felipe melo gibi.
fernando muslera için de italya'da son sezonu haricinde ciddi şüpheler vardı. lazio'nun 40 küsür yaşına kadar
marco ballotta'yı oynattığını ve muslera'nın vatandaşı
juan pablo carrizo'yu transfer ettiğini biliyoruz.
bir de canımız ciğerimiz avustralya aslanı harry vardı;
harry kewell. liverpool'da efsane olacak derken kestane oldu denilen zat-ı şahaneleri.
milan baros mesela.. adam bize gelmeden evvelki sezonunda bir lig maçında golü yoktu diye hatırlıyorum. fenerbahçelilerin aklı sıra dalga geçtiklerini de hatırlıyorum hayal meyal. ama ne oldu o baros sezon sonu gol kralı olarak ellerine verdi küsküyü.
hatırlayanlar bilir, liverpool'da ve west ham united'da geleceğin en önemli yıldızları arasında olması beklenen afrika aslanı
rigobert song da böyle değil miydi?
ya hepsi iyi futbolcu zaten de, size tek bir örnek vereyim siz gerisini hesap edin;
gheorghe hagi?
barcelona ve real madrid görmüş bir adamdı hagi. gerek disiplin, gerekse başka şeylerden dolayı bir türlü yeteneklerinin gerçek yeri olan bu iki dev takımda barınamadı bir türlü. peki sonrasında ne oldu, hepimiz biliyoruz.
bu futbolcuların hepsi gençliğinde süperstar olması beklenen, ama bir şekilde ayağı taşa takılmış futbolculardı. nitekim takımımıza gelerek o ayağa kalkışı yapabildiler. hepsi de yetenekleri doğrultusunda bir şekilde akıllarımıza kazındı. hepsini iyi hatırlamıyor muyuz?
bence şu an bruma gibi oyuncular için pek de elverişli değiliz. bizim kimliğimize uyan, kendisini tekrar kanıtlama derdine düşmüş adamlar için transfer operasyonu başlatmalıyız. haaa, hiç mi tutmayan örneği yok? dolu elbette. mesela goran pandev, elano, frank de boer, flavio conceiçao, morgan de sanctis.. örnekler çoğaltılabilir.
not: evet
wesley sneijder de kısmen de olsa bu başarılı kısma dahildir.
özet geç diyenler için: anasını satayım zaten biz neyiz ki ne öğretelim? dışarıdan tahsilini yapmış adamlar gelsinler de bizlere, bizim gençlerimize abilik yapsınlar.