bruma'nın ilk maçı beşiktaş maçıydı. asist yapmıştı, fakat başka pek bir numarasını görememiştik olimpiyat zemini sağ olsun. ikinci maçı
fatih terim'in ayrılığı sonrası rize maçıydı. o maçta bruma'nın çalımlarını, top sürüşünü, tekniğini ağzı açık izleyenler ben de dahil burdayız hepimiz. yine asist yapmıştı. çok net görünen eksikleri pas hızını ayarlayamaması ve
şut çekememesiydi. bunun dışında hepimiz o di maria havasını sezmiştik ve ulan sonunda be demiştik. fatih terim'in gidişi bruma için müthiş bir kayıp oldu. hoca onu 4-3-1-2'nin 3'lü orta sahasında hücum yönlü düşünüyordu ve oynatacağını da anlamıştık. fakat sonrasında
mancini'nin gelmesiyle yabancı sınırının da etkisi var tabi, bruma ligde 400 dakika, şampiyonlar ligi'nde 362 dakika, türkiye kupası'nda ise sadece 255 dakika şans buldu. toplamda 11,3 adet 90 dakikaya denk geliyor. bu süre içinde 1 gol, 6 asist ile oynadı. böylesine yetenekli bir oyuncunun 2, 3 hafta ara ile oynayarak bu kadar az maça çıkmasının gelişiminde ne kadar etki edeceğini takdirinize bırakıyorum. üstelik hücum yerine mancini'nin o dönem denediği 3-5-2 sisteminde kendine sağ kanatta yer bulmuştu. bilirsiniz 3-5-2'nin kanat oyuncuları iyi savunma yapmak zorundadır aksi halde kanatlardan büyük boşluklar verebilir takım. bruma da kupa maçında yaptığı çok ters savunma hamlesiyle
ön çapraz bağını yırtarak o sezonu kapatmıştı.
düşündüğümüz zaman 25, 26 yaşlarında bir futbolcunun ön çapraz bağ sakatlığı yaşaması sonucu psikolojik olarak sakatlığı atlatması 19 yaşındaki bir futbolcuya göre çok daha kolaydır. bruma da
profesyonel kariyerine daha yeni başlamış bir futbolcu olarak bu sıkıntıyı büyük oranda yaşadı ve hala da yaşıyor bana sorarsanız. 2013-2014 sezonu hem bruma hem de bizim için böylece hayal kırıklığı oldu.
bu sezona
* başlarken yine bruma'nın patlama yapacağı, müthiş bir futbolcu olacağı, takımı sırtlayacağı medya tarafında pompalandı sürekli. ön çapraz bağ sakatlığını bilenler bilir. insanı hayatta soğutur. dönüşü de öyle kolay kolay olmaz. kamp dönemini
prandelligibi bir teknik direktör ile geçirmesi de cabası. 2014-2015 sezonu verilerine bakarsak; süper lig'de şuana kadar 710 dakika, türkiye kupası'nda 495 dakika, şampiyonlar ligi'nde 206 dakika ve tff süper kupa'da 61 dakika olmak üzere toplamda 1472 dakika forma giymiştir. bu da 16,3 adet 90 dakikaya denk geliyor. bu süre içerisinde 3
gol, 4
asist ile oynadı.
ben de oyuncunun kendini geliştiremediğini görüyorum. takım oyunundan zaman zaman kopması, pas alışverişinde yaşadığı sıkıntılar mevcut. fakat olan yeteneklerini sergileyememesini de çok yadırgamıyorum. yeterli süreyi; yani
öz güvenini yeniden yakalayabilmesi için gereken yeterli süreyi bulamadı hala bence. bruma bu takımın geleceğidir. inatla olmuyor deseler de, kazıktır deseler de o olacak, buna inanıyorum. kendisinde o yetenek mevcut. inatla üstüne gidilmesi gereken bir oyuncu. 12 milyon euro yatırdığımız böylesine bir yeteneğe çöp muamelesi yapmak kimseye bir şey kazandırmayacaktır. ayrıca portekiz'de
altyapı eğitimini almasına rağmen gelişimini türkiye'de tamamlamak zorunda kalmıştır. bu da kendisinin önündeki bir engeldir. zira burak yılmaz, selçuk inan, caner erkin gibi futbolcular şuan bulunduğu seviyelere ancak 25,26 yaşlarında gelebilmişlerdir. bu da türk futbol sistemi olarak bizim problemimiz. kaldı ki bu futbolcular her sene 30-35 maç oynayarak, üstüne koyarak bu seviyelere gelebilmişlerdir. inşallah bu sene sonunda
şampiyon olduğumuzda, hamzaoğlu ile devam edip onunla geçireceği yaz kampı sonrası çok daha iyi seviyelere gelecektir.
hamzaoğlu, bruma için şanstır. o da bu şansı iyi değerlendirecek ve beklediğimiz bruma'yı bize izlettirecektir. er ya da geç.
(bkz:
transfermarkt)