bu konuda mustafa cengiz'in arkasındayım. gelelim sebeplerine;
1) profesyonel futbol yönünden uzun zamandır oynamayan, performansı yerlerde sürünen bir 'adam'dan bahsediyoruz.
2) duygusal ve etik açıdan son yıllarda galatasaraylılık değerlerini o ya da bu sebeple hiçe saymış bir karakterden bahsediyoruz.
3) mali açıdan verilecek tek kuruşun dahi kanaatimce zarar olacağı bir transferdir.
daha gelmeden hocayla başkanın arasınının açılmasına sebebiyet vermiştir.
şimdi gelelim bu transferin ısrarla gündeme getirilmesinin muhtemel senaryolarına:
1) arda turan barcelona'da oynamış bir futbolcu olarak hükümeti destekleyici açıklamalar yapması onu desteklenen ve üzerine uzun vadeli düşünülen bir profil haline getirdi. buna benzer siyasi projelerden son zamanlarda en ön plana çıkanı hidayet türkoğlu. muhtemelen kendisini ileride önce tff'nin başına getirmeyi ve sonra da büyük olasıkla spordan sorumlu devlet bakanı yapmayı planlayanlar var. böyle bir projenin doğru bir hikayeyle hayata geçirilmesi gerekir. arda'nın istanbul başakşehir gibi 5 yaşındaki bir kulüptense yetiştiği camiada jubile yapması hikaye ve pazarlama açısından birilerinin gözünde daha tercih edilesidir.
2) fatih terim'in onaylamadığı takdirde transferin gerçekleşmeyeceğini bildikleri için birilerinin arda'nın kulağına hocanın elini öpmesini fısıldadıklarını tahmin ediyorum. bu bağlamda federasyonla arasında problemler olan hocamıza ilerleyen zamanlarda yeniden milli takımın başına geçmesi teklif edilmiş bile olabilir.
3) fatih terim'in soyunma odasında otorite kurma taktiklerinden bir tanesi kendisine veliahtlar bulması ve bu futbolculara baba gibi yaklaşması. birçok futbolcu çocukluklarında baba figürünün eksik olması vs sebeplerden bu yaklaşımı beğeniyor ve hocayı babaları yerine koyuyorlar. takım içinde liderlik yönü güçlü olan hocayı babası gibi gören 3-5 futbolcu takımın geri kalanını da hocanın buyruğu altına sokuyor. işte buyüzden terimci olan futbolcular için forma adaletinden bahsetmek mümkün olmuyor.
(bkz:
selçuk inan)