• 1
    30 ekim 2009 tarihinde hıncal uluç tarafından sabah gazetesinde yazılmış bir köşe yazısı.

    --- alinti ---

    sevgili arda,
    bucaspor maçından aklımda sadece iki görüntü kaldı.. ilk golü atan kewell, pası veren sana coşku ile koştu. sarıldı. yüzünde ruhsuz, tatsız bir ifade vardı. adeta başından savdın kewell'ı..
    ikinci golü sen attın. arkadaşların sana koştular bu defa gene coşkuyla.. ayni ruhsuz ifadeyle cevap verdin onlara da.. sevinçsiz, keyifsiz bir ifadeyle baktın, zerre gülümsemeden..
    ve biliyor musun arda..
    pazar günü saracoğlu'nda değil, o gün, o dakika ali sami yen'de yenildin, benim için..
    aylardan beri seni yenmek, seni yıldırmak, seni bıktırmak, seni yok etmek için el ele verenler, o haline bakıp, zaferlerinin hazzını yaşadılar..
    sevgili arda..
    galatasaray'ın, bu ülkeye sadece futbolu değil, sporun her dalını getiren, yücelten 100 yıllık galatasaray'ın kaptanı o kadar kolay yenilmez.. o kadar kolay boyun eğmez..
    22 yaşında galatasaray kaptanlığına ulaşmak kolay değil.. seni oraya, o kaptanlığa layık olduğunu bilerek getirdiler.. 22 yaşındaki bir genci, dünya klasında ağabeylerin oynadığı bir takıma lider yaptılar..
    liderler maç kaybeder arda..
    ama yenilmezler..
    düşerler.. ama kalkmayı bilirler ve ona bakanları, ondan ilham alanları da kaldırırlar..
    o gün senin yüzüne bakan galatasaray futbolcusunda oynayacak hal kalır mıydı arda?..
    fener maçı bitti arda.. bittiğini en iyi sen bileceksin ki, arkadaşların da bilsin.. dün dünde kaldı. kalmalı.. her yeni gün taze bir başlangıçtır.. olmalı..
    takımın o sarsıntıyı nasıl atlatacak, yeni güne yepyeni bir ruhla, taptaze nasıl başlayacak?..
    sana, liderine bakarak..
    bugün florya'ya kapan ve tek başına maçın görüntülerini izle.. o iki golün ardından kendi yüzüne bak..
    o yüzde galatasaray'ın kaptanını, liderini görüyor musun, söyle kendi kendine..
    sevgili arda..
    sen türkiye'nin en gıpta edilen, en kıskanılan gençlerinin başında geliyorsun..
    bir defa dünya çapında bir yeteneksin. ikincisi paralı ve şöhretlisin. üçüncüsü, dünyanın en tatlı, en şirin adamlarından birisin.. örnek bir karakterin var.. tam bir toplum adamısın. canlı, heyecanlı.. şakacı.. bir yerdeysen, herkesin gözü, kulağı sende..
    yardımseversin. asla şımarmıyorsun..
    her anne baba, arda gibi bir oğlu, her erkek arda gibi bir arkadaşı, her genç kız arda gibi bir sevgilisi, her yönetici, her hoca arda gibi bir futbolcu ister.. daha ne olsun?..
    bunlar güzel, ama ülkemizde ayni zamanda taşıması zor şeyler..
    çünkü bu vasıflara sahip oldun mu, hele bu fenerbahçe damgalı medya içinde bir de galatasaraylı oldun mu, seni yok etmek için gizli açık her şeyi yaparlar..
    fener maçı öncesinden, günler haftalar öncesinden, seni yıpratmak, seni yok etmek için neler yazdılar söylediler.. maçtan sonra da iyice azdılar.
    sana saldıranların ne dediklerine bakma arda.. kaç kişi olduklarına bak.. onların sayısı, senin büyüklüğünün ölçüsüdür..
    bunların hepsini yaşamış, hâlâ da yaşayan bir ağabeyin olarak söylüyorum..
    büyüklüğün ölçüsü, seni alkışlayanların değil, sana saldıranların sayısıdır.
    sen türkiye'nin en büyük futbolcususun arda..
    onun için saldırıyor sana her gün, her saat!..
    onun için gülmez yüzün, onlara zafer çığlıkları attırıyor..
    yenilme arda..
    seni yendiklerini sandıkları gün, gülebiliyor, onlara gülerek bakabiliyorsan, kahrolurlar, unutma..
    sen galatasaray'ın kaptanı, sen sadece sahaya çıkan 11 kişinin değil, galatasaray'a gönül vermiş milyonların simgesisin, genç adam..
    yenilmeyeceksin..
    hakkın yok!..

    --- alinti ---
  • 13
    sevgili arda,

    seni en son 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçında canlı izledim *. denk gelirse ispanya'daki maçlarını da tv'den seyrediyorum.

    22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçıvar. biz allah'tan bir mani çıkmaz ise o gece orada olacağız.
    sen ise muhtemelen ispanya'da olacaksın. biliyorum sen galatasaray taraftarısın. o gece sakın üzülme. hala sırtımda senin ismin var.

    hata yapmak;
    hata yapmayan adam değildir. hatası çok olan yaşam adamıdır. seni biz evladımız gibi sevdik. 87 yaşındaki anneannem hala galatasaray maçlarında arda mı o? diye bana sormakta. bende yok anneanne arda ispanya'da diyorum. ancak anneannem alzheimer oldu. sürekli aynı şeyleri soruyor.

    sen galatasaray'lısın. galatasaray'ın evladısın. yeteneklerini geliştir, üzme seni sevenleri.

    not: arda turan 43 yaşında bir adamın canlı olarak seyrettiği an itibari ile en yetenekli türk futbolcusudur. sorun çözemeyen yönetim + sorun yaratan yönetim ve medya sülükleri sebebiyle ayrılmadan önceki son 2 yılında galatasaray taraftarı ile arasına kara kedi girmiştir. galatasaray taraftarı galatasaray'ın sahibidir ve kendisidir. arda turan bir gün gelecek galatasaray taraftarının yeniden sevgilisi olacaktır. temennim bu yöndedir.
  • 7
    fenerbahçe maçından öncede yine aynı başlıkla şöyle bir yazısı var.

    --- alinti ---

    sevgili arda,
    şu anda üzerinde büyük bir sorumluluk var.. sadece galatasaray kaptanlığı değil.. artık beni de taşıyacaksın sırtında..
    galatasaray kaptanlığı son yıllarda, tüm saygınlığını yitirmiş, "kolunda bant taşıyan adam"dan öte anlam ifade etmez olmuştu. oysa kaptanlık, takımının içerde ve dışarda liderliği anlamına gelirdi, benim daha çocukken gördüğüm, sonra gazetecilikle beraber öğrendiğim şekliyle..
    bu vasıf yok oldu, ya da yok edildi..
    lider vasfı taşıyacak adam mı bulunmadı, yoksa, yöneticiler ve teknik direktörler, böyle bir kaptanı takımın içinde kendilerine rakip mi gördüler, uzun analizlere girmeyeceğim..
    ama herkesin gördüğü gibi galatasaray'da "kaptanlık" bitti. aslında hiç olmaması gerekenler kaptanlığa getirilmeye başlandı.
    geçen yıl bir yazı yazdım, kaptanlık üzerine..
    galatasaray'ın gelmiş geçmiş en büyük kaptanlarından, efsane adam baba gündüz'ün hem de kendisi henüz oynarken, bir soyunma odasından sahaya çıkışta, gencecik turgay şeren'i nasıl öne sürdüğünü "bundan sonra kaptan sensin" dediğini, turgay'ın nasıl şaşırıp utandığını, ama baba'nın onu nasıl ikna ettiğini anlattım.
    öyküyü bana bizzat baba gündüz anlatmıştı..
    futbolunun son günlerine geldiğini biliyordu. liseli gencecik turgay'daki müthiş futbol yeteneğini görmüştü. "en az 20 yıl bu formayı giyer" demiş ve yakın gözlemeye almıştı. turgay'da aradığı liderlik vasıflarını bulmuştu. karakteri, gençlere örnek olacak düzeydeydi. turgay eninde sonunda galatasaray'da kaptan olacaktı.. "o zaman niye şimdi olmasın?.. niye galatasaray'ın başında 20 sene kalmasın" demişti ve bir gün tünelde sırtını sıvazlayıp "hadi bakalım öne geç, ben senin arkandan geleceğim" demişti.. turgay, baba'yı utandırmadı. tıpkı onun gibi bir efsane kaptan da o oldu. turgay kaptanın tüm zamanını gazeteci olarak yaşadım ve baba gündüz'ün nasıl doğru seçim yaptığını gördüm. ..ve bütün bu bildiklerimin ışığında galatasaray kaptanlığına senin getirilmeni önerdim.
    iyi bir galatasaraylıydın. gençtin, yeteneklerin büyüktü. galatasaray'da yıllarca oynayabilirdin. takım arkadaşların seni çok seviyorlardı. saha içinde takıma liderlik yapacak vasıfların vardı.. kaptanlığa gelmen için yılların geçmesine gerek yoktu.
    yönetim bu düşünceme katıldı. bu sezon başında takım kaptanlığına getirildin.
    şimdi başarmak zorundasın.
    1-galatasaray için..
    2- kendin için..
    3- seni öneren benim için, başarmak zorundasın..
    şimdi seni kaptanlığa öneren ağabeyin olarak önerilerim var. iyi dinle..
    ilk iş olarak turgay kaptanı ziyaret et.
    galatasaray'a nasıl kaptan olduğunu bir de o anlatsın sana.. sonra da galatasaray kaptanlığının ne olduğunu..
    turgay kaptan'ı örnek alırsan, sırtındaki yük hafifler..
    şu iki sözcüğü sakın aklından ve yaşamından sakın çıkarma..
    sportmenlik ve centilmenlik..
    saha içinde sportmenliğinle arkadaşlarına örnek olmalısın. daha ilk resmi maçında hakeme itirazdan kırmızı kart gören (gören de takımın en çaylağı, en haddini bilmesi gerekeni üstelik) bir takımın kaptanı olduğunu hiç aklından çıkarma. galatasaray, hakemlerin nefret ettiği bir takım olmaktan çıkmalı. sen hata yapmıyor musun?. hakem de yapacak.. sen saldırırsan, takım da saldırır. hakemin nefretini kazanırsınız. bunu iyi bil. sportmenlik sadece bir jest değildir. uzun vadede kazandırır.
    sadece hakemlere değil tabii, rakiplere de sportmen olmalısın örnek bir kaptan olarak.. saha içinde arda'nın çirkin bir hareketini artık kimse görmemeli..
    arda ve takımı, yenmek kadar yenilmeyi de bildiğini göstermeli. spor bu. sportmenlik bu.. centilmenliğe gelince..
    görüyorsun, özel yaşamın da adım adım izleniyor.. altındaki arabadan, yanındaki kadına kadar göz altındasın. her davranışın haber oluyor. olsun.. "olacak" diye gençliğini yaşamaktan vaz geçme..
    şöhretin var, paran var.. gözdesin. bunları değerlendirmek, hayatın tadını sonuna dek çıkarmak hakkın..
    sana formasını verdikleri metin kaptan öyleydi mesela.. çok canlı, çok dolu yaşardı. ama dünyanın en centilmen adamıydı..
    özel yaşamında, hele kadınlara karşı tam bir centilmen olduğunu göstermeli, kanıtlamalısın.. seni örnek alan milyonlarca genç var, unutma sakın.. ..
    ve şimdilik son öğüt..
    asla ama asla şımarmamalı, şımarıkça davranmamalısın..
    gene büyük kaptan metin oktay'dan örnek vermek isterim. fenerbahçe'yi, fener'in favori olduğu maçta 5-0 yenmişlerdi. 4 golü metin atmıştı. soyunma odasına gittim. (o günlerde gazeteciler soyunma odasına gider ve röportaj yazarlardı. maç günleri istihbarat defterindeki görev paylaşımında "soyunma odası" da yer alırdı.) oda bayram yeriydi. herkes çılgın gibi bağırıyor, zıplıyor, kucaklaşıyordu. birden gözüm metin'e takıldı. bir köşede oturmuş, başını iki elinin arasına almıştı. sanki maçı 5-0 kaybeden takımın kaptanı oydu. ya da çok kötü bir haber almıştı.. koştum "hayrola?.. ne var" diye.. başını kaldırdı. beni gördü..
    "hıncal" dedi.. "yarın gazetelerin benim için neler yazacağını tahmin edebiliyor musun?.. allah beni şımartmasın!.."
    o sahne, o laf aklımdan hiç çıkmadı arda!..
    hiç çıkmadı..
    senin de kulağına küpe olsun..
    iyi kaptan ol arda!.. örnek kaptan ol!.. bir efsane kaptan da sen ol..
    yarınlara kal.. yarın biri de seni anlatsın, genç galatasaraylılara!..
    yanaklarından öperim!..
    hıncal ağabeyin..

    --- alinti ---

    hıncal uluç takipçisi veya destekçisi değilim, pek okumamda ama okuduğum bu iki yazısı hoşuma gitti ve hiç bir art niyet göremedim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın