benim de içinde bulunduğum bir grup taraftar için bir dönem futbolda en önemli şeylerden biri olmuş futbolcu.
şu anki olumsuz durumla birlikte değerlendirildiğinde, bu durum arda turan’la ilgili sorunları olduğu kadar taraftar olarak bizlerle ilgili bir sorunu da gösteriyor. galatasaray’a, belki başka pek çok şeye olduğu gibi, gereğinden fazla duygusal yaklaşıyoruz. kulübün kurumsal yapısını değil, içindeki bireyleri öne çıkarıyor, kendimizi onlarla özdeşleştiriyoruz.
bu saptamayı onaylıyorsanız, buna dayanarak arda turan’ın galatasaray’a olası transferine de bu gözle bakabiliriz. kendisi olumlu veya olumsuz etkileri kısıtlanması gereken bir birey. güçlü bir kurumsal yapının içinde, kendisine abilik, takım simgeliği vb bir sorumluluk verilmeden kendisinden yararlanılabilecek biri. bundan daha büyük bir beklentiye girmeden, ancak kısıtlı bir ücret ödenerek bir anlaşma sağlanırsa neden transfer edilmesin?
bu bakımdan, şu ana kadar beklentileri karşılayamamış olmasına karşın,
emre mor transferi iyi bir örnek olarak görülebilir. kusurlarını biliyorduk. kendisinden beklentimiz büyük değildi. şans verdik. kullanamadı.
arda için de, 10 numara veya 66 numara gibi simgesel tartışmalara ve büyük bir beklentiye girmeden, büyük bir risk de almadan bir transfer söz konusu olursa ben bir taraftar olarak bundan büyük bir rahatsızlık duymam.
herhangi bir futbolcuya da, galatasaray’da gösterdiği performans, kazandığı başarılar ve ortaya koyduğu mücadele dışında bir anlam yüklemem. böyle bir değerlendirme de ancak geriye dönük olarak yapılabilir. hagi’yi büyük yapan bunlar. sneijder’i de.
arda’yı veya ozan kabak’ı kulüp tarihi için önemli olmaması gereken figürler olarak ele almakta, buna karşın bu gibi oyunculardan gereksinime göre yararlanmakta bir sorun olmamalı.