---
alıntı ---
yine burada takıma henüz bir-iki hafta önce katılan genç bir oyuncu tartışmalı bir pozisyonda takımın gedikli oyuncularından herhangi birisine karşı “top sizden çıktı” diyebiliyor. bunun imkansız olduğu çok fazla yer var, bana inanın!"
---
alıntı ---
enes ünal' ın bu sözlerini alıp arda turan' a bağlayacağım bazılarınızın hoşuna gitmese de. peşinen de bir düzeltme yapayım en başta, arda az sonra bahsedeceğim hadisedeki detay yüzünden bu noktalara gelmedi, adı üzerinde bir detay sadece bu ama nasıl ki enes' in konuşmasından, diksiyonundan, kullandığı kelimelerden bir yargıya varabiliyorsak ben de bu küçük detaydan yola çıkıp arda hakkında bazı yargılara varmıştım.
arda turan daha yeni yeni milli takımda oynamaya başlamış. yani 20 yaşında filan henüz. arda' nın da oyunda olduğu bir milli maçta frikik oldu. topun başına tümer geldi topu aldı, koydu ve o sırada topun başında duran arda tümer' in kalçasına vurup oradan uzaklaştı. tümer gülerek ''ne yapıyor lan bu'' bakışı attı adeta. bunu kızarak yapmadı ama şaşırdığı da belliydi. arda yeteneklerine, kendine öyle güveniyordu işte ve sahada hiç kimseyi kendinden üstün görmüyordu.
karakterini sevmeyebilirsin o başka bir şey hatta futbolculuğunu da sevmeyebilirsin, senin oyun anlayışın farklıdır ve sana uymuyordur filan ama yine de arda' nın çok iyi futbolcu olduğu gerçeğini değiştiremezsin. ona yapılan eleştirilere sadece gülüyorum artık, çoğu kızgınlıkla, nefretle yazılan şeyler çünkü. arda sadece galatasaray' dan çıktığı ve manyak bir galatasaraylı(insansanız da inanmasanız da, kendince onu galatasaraylı olarak kabul etmese de bazılarınız arda' yı tanıyan herkesin söylediği bir şeydir bu. arda fanatik bir galatasaraylıdır) olduğu için değil, izlemesi keyif veren çok iyi çok büyük bir futbolcu olduğu için ben çok seviyorum arda' yı. barcelona' ya transfer olduğu için kendisine ödül verilen bir törende kendisini yetiştiren galatasaray altyapı hocalarını sahneye çağırdığı için seviyorum. bir gün örneklerle çok daha uzun bir entry yazarım belki ama şimdilik bu kadar yeter. arda' yı tanıdığım kadarıyla da bence en büyük özelliğini tekrar yazıp bitireyim. yeteneklerini çok iyi biliyor ve bu yeteneklerine dolayısıyla kendine çok güveniyor. sahada kimseden korkmuyor. hani şimdi messi esprilerine bakıp messi' ye yalakalık yapıyor diyen var, ronaldo' ya maçta omuz atmış, ronaldo çok güçlüymüş, korkmuş diyen var. bunu diyenler nedense bu cümleleri söyledikten 10 saniye sonra söylediği cümleleri hatırlamıyorlar. ronaldo için çok güçlü dedikten sonra ama sahada herkes aynı saygı duyuyorum ama korkmuyorum demiştir. messi ve neymar için, ben neymar' ı da karşımda kaybederken gördüm, messi' yi de gördüm demiştir. öz güven çok önemli bir değerdir ama o öz güvenin dayandığı sağlam temeller yoksa o öz güven sadece gazdan ibaret demektir ve bu hemen fark edilir. sağlam temellere dayanan bir öz güven ise kişiyi gerçekten özel kılar. arda özel bir futbolcu.
son bir şey ekleyip bitireyim; arda kötü, arda kaçtı, arda şanslı, arda' nın menajeri iyi, arda havalı, arda samimi değil vs vs vs. baba der ki ''düşmanından nefret etme. bu onunla ilgili doğru karar vermeni engeller.'' doğru karar veremiyorsunuz ne yazık ki.