resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 9710
    yapacağı şirinliklerle anca ergenleri kandırabilecek olan atletico madrid'li futbolcu. benim takımımın aleyhine çalışan, ayağını kaydırmaya uğraşan adamlarla dost olan arda'nın benim için kutsal olan galatasarayımın efsanesi olma şansı yoktur. olamaz da.

    yarın gider acun abisiyle, emre abisiyle, rıdvan abisiyle ve aziz babasıyla izmir'de veya istanbul'da fingirdeşirken bir fotoğrafı daha çıkar. o zaman ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
  • 9711
    çocukluğuna, hayallerine, duygularına(!) o kadar önem veriyor ise bunu sözde değil özde yaparak "adam" olabilecek olan futbolcu.

    o "hayal"lerin anasını bellemeyi şiar edinmiş adamlarla kol kola yürüyüp mevsimine göre iç çekmekle falan mümkün olsaydı keşke bu işler; o "hayal"ler iyice ucuzlar, böyle "dert"lerle uğraşmak zorunda kalmazdık cümleten..

    (bkz: incelikler yüzünden)
  • 9713
    valla bonservisiyle mi gitti, bok servisine mi gitti bilemem ama, ortada büyük bir yanlış anlaşılma veya anlatılma mevcut. arda turan galatasaray'a 10 milyon dolar kazandırdıysa galatasaray da arda'ya şu an yaşadığı hayatı kazandırdı. an itibariyle arda> 10m$. altyapıya verilen önemin bu derece boktan olduğu bir ülkede, kötünün iyisi galatasaray altyapısı olmasaydı, kendisi şu an babasından onu thy'de apron çalışanı olarak işe aldırmasını bekleyen bir genç olarak kalacaktı. ama arda olmasaydı galatasaray çok çok 1 şampiyonluk yaşamazdı, o kadar. bundan ötesi olamaz. gerçek bu ister inanın ister inanmayın orası size kalmış.

    ha bir de efsane demişsiniz, güruhların efsanesi, idolü olmaz, bu siyasi parti sempatizanları arasında bile sıklıkla rastlanılan bir örnek değildir. ortak kişiyi efsane olarak anan kişiler ancak bir araya gelebilir ve o kişiyi efsane olarak sayan veya anan bir topluluk oluşabilir. o yüzden kimin efsanesi olup olmadığı umurumda değildir, bırakın başkalarının efsanesi de sizin umurunuzda olmasın. örneğin bakkal hasan'ın efsanesi mustafa kocabey ise adamı rahat bırakın.

    herşeyi kabul ederim de fenerbahçe tv'ye demeç veren fenerbahçe takımını madrid'de karşılayan insan benim efsanem olamaz. saygı duyarım yaptığını, kendi hayatı der geçerim ama efsanem o-la-maz. bu adama efsane derseniz, metinlerin, gündüzlerin kemiklerini sızlatırsınız. kendisi benim için sıradan bir futbolcudur. umarım takımımla yolları bir daha kesişmez.
  • 9714
    kendisiyle empati kuruyorum da yaptıkları yüzünden bu kadar (acımasızca) eleştirilmeyi hak etmiyor.
    örneğin benim patronum da aziz yıldırım'ın çok yakın dostu. geçtiğimiz günlerde çalıştığım medya grubunun organizasyonuna (ödül törenine) aziz yıldırım'da geldi.
    şikeci geldiğinde ben, patron ile birlikte oturduğumdan, bizim yanımıza oturdu. birde baktım ki ne göreyim hemen yanımda oturan zat en sevmediğim kişinin ta kendisi.
    o an birisi fotoğraf çekse ben ve şikeci yan yana, koyu sohbetteyiz. yani diyeceğim odur ki biriyle yan yana görülmeniz, o kişiyi çok sevdiğiniz ya da her yaptığını tasvip etmeniz anlamına gelmez.
    benim çevremde olduğu gibi mutlaka sizin çevrenizde de aziz yıldırım'ı kayıtsız, şartsız destekleyen fenerliler vardır. başkan şike yapmadı diyen ya da yaptıysa da bizim için yaptı diyen. ne farkı var şimdi bunların aziz'den. aynı kafa, aynı mantık değil mi? peki siz hiç bu adamlarla yan yana gelmediniz mi? ben geldim örneğin defalarca. yeri geldi bu kişilerle ciddi tartışmalarımız ve hatta kavgalarımız oldu ama hiçbirini silip atmadım hayatımdan.
    az bir soluklanın bir kişiyi hain ilan etmeden önce biraz daha düşünün derim.
  • 9715
    galatasaray sözlük içerisinde kendisi için efsane denilen bir tane entry yok, varsa da gösterin, anket yapılıyor efsane değildir şıkkı yüzde yüz oy alıyor. buna rağmen kendisine galatasaray efsanesi diyolla yeaa diye itibarsızlaştırma operasyonu yapılıyor. arda herhangi bir yerde ben galatasaray efsanesiyim, galatasaray tarihine geçtim tarzı bir şey söyledi mi? hayır. peki neyin tantanası neyin kompleksi bu, haa adam her yerde, ben galatasaraylıyım diyor, galatasaray ispanyaya gidince ziyaret ediyor, galatasaraylı fotola paylaşıyor. çok özür dilerim de biz kimiz ki, ben galatasaraylıyım diyen adamın galatasaraylılığını sorgulama hakkını kendimizde bulabiliyoruz? bu ultraslan kafası ne zaman hakim oldu buraya, deplasmana yönetim parasıyla gidip de kendilerinden başkasını fason galatasarylı görenlerin karaktersizliğini biz niye kendiniz de sergiliyoruz? bırakalım artık insanları yargılamayı, sorgulamayı. neymiş arda fenere gitsinmiş, siz de gidin fenerbahçeli olun amk, böyle rahat rahat insanların kalbinin içindekini yargılayabiliyorsanız, biri size siktir ol git fenerbahçeli ol dese adamın götünden kan alırsınız, ama galatasaraylıyım diye bas bas bağıran adama çok rahat gitsin fener'de oynasın deme cüretini bulabiliyorsunuz? haa arda fenere giderse karaktersiz kere karaktersizmiş demektir ama ortada böyle bi şey yokken bunu dile getirmek, cahil türk insanına has 'laiklik elden gidiyor' 'din elden gidiyor' hezeyanından başka bir şey değildir.
  • 9717
    kendisiyle ilgili iskender baydar çok güzel bir yazı yazmış.

    --- alıntı ---

    arda galatasaraylidir

    arda turan 30 ocak 1987 doğumlu… kendini bildi bileli galatasaraylı…

    galatasaray’a gelişi ise uefa kupası’nın kazanıldığı sezonun sonunda yapılan alt yapı seçmelerine katılmasıyla oldu.

    bir yandan alt yapı takımlarında oynadı, bir yandan ali sami yen’de top toplayıcılık yaptı… kale arkasında hagi’nin golüne sevindiği bir fotoğraf karesi, yıllar sonra arda takımın yıldızlarından biri olduktan sonra fark edildi.

    katıldığı bir tv programında, bu kareyi soran candaş tolga işık’a, “ali sami yen’de top toplayıcılık yapmak inanılmaz bir şeydi benim için. düşünsenize maça bedava giriyorduk. saha içinde o heyecanı yaşıyorduk. bu fotoğraf kale arkasında görev yaptığım bir maçta çekildi. ama ben kapalı’nın önünde olmayı tercih ederdim. orada yeni besteleri daha yakından dinleme şansım olurdu. bir gün taraftar bağırıp çağırmaya, küfretmeye başladı. anladım ki bana saydırıyorlar. tribünü izlemekten gelen topu görmemişim” diyordu.

    futbolu birakiyordu!

    kale arkasında golüne sevindiği hagi tarafından profesyonel takıma alındı. bir sonraki sezon gerets tarafından takımda istenmedi. manisaspor’a kiralanacaktı. dünyası başına yıkıldı. adeta ağlayarak eve döndü. babasına, “ben futbolu bıraktım” dedi.

    babası adnan turan, “bak oğlum, ben 20 sene thy’de çalıştım, emekli oldum, 4 milyar tazminat aldım. sana ne veriyorlar? 25 milyar, maç başına da 4,5 milyar. ben yıllarca çalıştım, 4 milyar aldım, sen 90 dakika oynayacaksın, 4,5 milyar alacaksın. 300 milyon emekli maaşım var, düşün, emekli maaşımdan sana kaç para kalır, sana ne kadar harçlık verebilirim? arkadaşların üniversiteye giremediler, köşede dikiliyorlar. şimdi kahveye git, iyice düşün” diyerek kararı oğluna bıraktı.

    kalbinin sesini değil aklının sesini dinledi arda… sonraki yıllarda pek çok kez yapacağı gibi…

    galatasaray, 500 bin euro karşılığında manisaspor’a kiraladı arda’yı…

    arda da aldığı 25 milyar liranın 20 milyarını, kredi borcunu kapatması için babasına verdi.

    başında ersun yanal’ın bulunduğu, arda turanlı, selçuk inanlı, hakan baltalı, caner erkinli, galatasaray alt yapısından çıkan bir başka oyuncu zafer şakarlı takım, ligin son haftalarında fenerbahçe’yi 5-3 yenerek, galatasaray’ın o sezon şampiyon olmasında önemli rol oynadı.

    “bu çocuk kim?”

    arda o maçta sahada mücadele ederken, kaderinin değişmekte olduğunun farkında bile değildi… dönemin galatasaray başkanı adnan polat, yanındaki adnan sezgin’e “bu çocuk kim” diye soruyordu o sırada.

    ve o çocuk, 2005-2006 sezonunun sonunda yeniden hayat buldu galatasaray’da… sözleşmesi 2011 yılına kadar uzatıldı.

    takip eden yıllar çok iyi bir dönem değildi galatasaray adına… arda tek şampiyonluğunu 2007-2008 sezonunda yaşayabildi.

    sarı kırmızılı formayla oynadığı son sezon ise en kötüsüydü. takım bir ara küme düşme hattına bile yaklaştı o günlerde.

    işler kötü gidince, tepkiler, taraftarın çok şey beklediği, çok sevdiği kaptanın üzerinde, yani arda’nın üzerinde yoğunlaştı. özel hayatı, form durumu, kiloları, saç modeli, kılığı kıyafeti sorgulandı… spor sayfalarından çok magazin sayfalarında görünmeye başlaması yaylım ateşine tutuldu.

    elbette ki sorgulanacak bir hayli şey vardı ama asıl unutulan, gelinen noktanın tek sorumlusunun arda olmadığıydı.

    belki de bu dönemde oluşan yorgunluk, küskünlük sezon sonundaki kararını etkiledi arda turan’ın… uzun süren bir ikilemin ardından, başkanı, hocası, kadrosu değişmiş bir galatasaray’da oynamak yerine atletico madrid’in teklifini kabul etti… galatasaray’a tarihinin en büyük transfer gelirlerinden birini kazandırarak ispanya’nın yolunu tuttu.

    gerisi malum… atletico formasını giydiği 3 sezonda uefa avrupa ligi’ni, ispanya kral kupası’nı, uefa süper kupası’nı kazandı, şampiyonlar ligi’nde final oynadı, la liga şampiyonu oldu.

    ilk yılında ispanyol basını tarafından sezonun en kârlı transferi seçildi. pek çok kez haftanın en iyi 11’inde yer aldı. bazen de haftanın en güzel golünü attı… ve bu dönemde değerini 3’e, hatta 4’e katladı.

    başarıları galatasaraylıları hem gururlandırdı hem hayıflandırdı… yenilenen galatasaray’da kalmayı seçse, galatasaray’ın çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıldı hep.

    “ama çevresi kötü…”

    taraftarı en çok kızdıran ise, arda’nın kendisinden çok çevresindekiler oldu.

    özellikle şike sürecindeki tutumları galatasaray taraftarından büyük tepki alan acun ilıcalı ve rıdvan dilmen ile yakınlığı, emre belözoğlu ile arkadaşlığı ve son olarak acun’la birlikte aziz yıldırım’ı bodrum’daki evinde ziyaret etmesi çok ama çok eleştirildi.

    galatasaray taraftar grubu ultraslan, o ziyaretin ardından “10: bizi sevenleri üzmeyelim baba…” tweetini attı… ilk günden beri 10 numaralı galatasaray formasını giymiş metin oktay ile özdeşleştirdiği 10 numarayı giymiş eski kaptanına, metin oktay’ın transfer teklifi aldığı fenerbahçe’ye verdiği cümleyle çok net bir mesaj yolladı.

    evet; herkes arda’dan metin oktay olmasını bekliyor… ama bir metin oktay kolay yetişmiyor… bu satırları yazan ben olabiliyor muyum, okuyan sizler olabiliyor musunuz ki bu kadar ağır bir sorumluluğu arda turan’ın omuzlarına yüklüyoruz bir çırpıda.

    arda turan bir metin oktay değil; kabul… ama çok önemli bir galatasaraylı olduğuna da şüphe yok.

    eğer la liga şampiyonu soma için izmir’deyse, bayrampaşa’dan çıkıp galatasaray’da büyüyen o küçük çocuğun payı yadsınamaz.

    millet olarak çok kötü bir huyumuz var maalesef…

    başarıya ulaşmak için çalışmak yerine, başarıya ulaşanları alaşağı etmek için didinip duruyoruz… çok zor insan kazanıp çok kolay harcıyoruz.

    oysa, atletico madrid’in 47 yıl sonra izmir’e gelişi bile aklımızı başımıza toplamamız için bir mesaj aslında.

    madrid ekibi, bundan tam 47 yıl önce, kendi sahasında 2-0 yendiği göztepe ile fuar şehirleri kupası’nda karşılaşmak için gelmişti ege’ye… 3-0 yenilerek elenmişti o gün ispanyol temsilcisi.

    aynı atletico şimdi la liga şampiyonu unvanıyla izmir’de…

    yıllarca yönetim sorunları yaşayan, iç-dış çekişmeleri aşamayan, geçtiğimiz günlerde iş adamı mehmet sepil tarafından alındıktan sonra yeniden parlak bir gelecek hedefleyen şanlı göztepe’nin nerede olduğu ise ortada.

    unutmayın, bu maç bir yardım maçı… her bilet, soma’daki yetimler için bir umut olacak… galatasaray taraftarına düşen, bu umuda katkı koyan arda turan’ı alkışlamak, bağrına basmaktır.

    köklü bir gelenekten gelen, ‘vefa’ kelimesinin anlamını bilen, baba gündüz’ün “galatasaray bir his takımıdır” diye mükemmel tarif ettiği bir galatasaray’dan; taraftarından medyasına, oyuncusundan hocasına, iktidarından muhalefetine, gönüllüsünden profesyoneline kadar büyük bir vefasızlığa doğru sürükleniş var.

    galatasaray’ı yarınlarda bekleyen en büyük tehlike budur…

    ne de olsa başarılar gelir geçer ama asaleti göz ardı etmenin bedeli ödenemez.

    http://www.iskenderbaydar.com/...da-galatasaraylidir/

    --- alıntı ---
  • 9718
    kendisine efsane diyen olmadigi gibi galatasarayliligini da sorgulayan olmamistir. gote got demek suc degil.

    ben ilk gun de soyledim son nefesimde de soyleyecegim. arda da benim gibi galatasarayli ama her galatasarayli dunya efendisi olacak ya da her galatasarayliyi sevecegim diye bir kaide yok.

    arda turan'i sevmemek suc degil ama arda'yi itibarsizlastirmak icin bahaneler uretmek suctur. gerci kime gore neye gore? bana gore anca...

    ben arda'yi sevmeyenlerdenim ve bu "galatasarayli degil! " dememi gerektirmedi hic. sadece sevmiyorum. aydin yilmaz'i da sevmiyorum mesela...

    ben tembel adam sevmiyorum diyelim. bana ne tur insan sevmezsin diye 5 madde sorsalar 4'u arda'da var.
  • 9723
    6 ağustos 2014 galatasaray atletico madrid maçında kötü tezahüratlarda bulunulmayacağına inanmak istediğim futbolcu. bu adam kötü bir şey yapmadı. galatasaray'dan ayrılıp zaten fenerliydim demedi. arkamızdan galatasaray şöyle, şunlar böyle diye eleştirmedi emekli futbolcularımız gibi. bedavaya kaçıp gitmedi avrupa'ya bir çok futbolcumuz gibi. tamam kazandırdığı para iyi kullanılamadı ama para kazandırmadan gidenlerin yerine de harcanmadı mı aynı şekilde? ne isteniliyor bu adamdan anlamıyorum. sanki diğer futbolcularımız fenerbahçelilerle görüşmüyor. burak yılmaz'ın denizde çubuklu tosun'la fotoğrafı çıktı eğlenirken ona niye laf yok? hayır bu adam tosun'a, aziz yıldırım'a uyup fenerli mi oldu? fener'e mi gitti? yok 4.5 istiyormuş da bilmem ne hikaye bunlar.
  • 9724
    ajan olduğundan şüphelenmeye başladığım eski kaptanımız. bugün yaptığı açıklamada; 'galatasaray'daki kardeşlerime bir an önce avrupa'ya gitmelerini tavsiye ediyorum. türkiye cumhuriyeti orada temsil edilmeli.' cümlesini söylerken bunu düşünmeye başladım. ya ajan ya da izmir sıcağından beyni yanmış, kimse söylemiyor mu bu çocuğa; 'iyi güzel herkes avrupa'ya gitsin de 5+3 kuralı ile kimi oynatacağız amk!' diye.
  • 9725
    arda hakkında birşeyler karaladığımızda yazarlar olarak görüyoruz ki, önce entry'miz en ofsayt entry'lerimizin arasına giriyor, sonra arda'yla alakalı birşeyler oluyor gelişme veya bişeyler diyor arda açıklama falan, sonradan o entry ofsayttan çıkıyor, tekrardan bu hafta dikkat çeken entrylerin içine giriyor.

    bence bu demek oluyor ki bizim yazarlarımızın da kafası karışık,

    önce bi arda kötü diyorlar, sonra arda galatasaray'ın cocugu diyorlar açıkçası sabit bir görüşleri yok sanırım arda hakkında. anlık arda iyi arda kötü oluyor.

    şimdi ben böyle yazıp yazarları eleştirdim, yazarlarda şimdi beni ofsaytlayacak napalım (bkz: alırız bi dal en ofsayt entry)

    ha ben arda hakkında ne mi düşünüyorum ? banane arda'dan ?
App Store'dan indirin Google Play'den alın