kendisinin telefon konuşmasını dinledim. büyük kulüpler ve duruşları konusundaki görüşlerine katılmamak mümkün değil. zamanında birçok efsanemize saygısızlık yapıldığı
* da doğru ve hepimizin malumu zaten. ancak kendisinin konuşması, bunlara en çok maruz kalanlardan biri benim demesi çok tuhafıma gidiyor. arkadaş senin yaşın kaç? galatasaray'da kaç maç oynadın? kaç kupa kazandın? hangi kırılması güç rekorun altında imzan var? ha bir sürü başarının altında imzan olur o zaman çıkar konuşursun bana böyle böyle yapıldı diye. ama senin galatasaray'da gelebildiğin en önemli yer
1 sezonluk kaptanlık ve 10 numara. ki onu bile ne kadar hak ederek aldığın tartışılan bir konu.
buna kızıyorum işte, başkalarına yapılanları kendi üzerine alıp kendisini de o insanların arasına yerleştiren bir anlamda sınıf atlatan insanlara. sanane kardeşim? bir galatasaraylı olarak üzülüyorum dersin, onlara yapılan haksızlıktı dersin, efsaneler hayattayken değerlerini bilelim dersin eyvallah derim. katılırım alkışlarım. ama sana ne oluyor? sen nasıl vefasızlığa maruz kalıyorsun daha 20li yaşlarındayken? ne zaman vazgeçicez kendimizi boy aynasında görmekten? ne zaman eskisi gibi efsaneler yetiştirmeye başlıcaz gerçek anlamda?
ekleme ve öz eleştiri: hatanın bir kısmı da taraftar olarak bizde galiba. medyanın, yönetimlerin gazına gelip
wonderkidleri efsane yapıyoruz. büyük kaptan falan diyoruz. yeni metin diyoruz. istiyoruz ki bunlar da onlar gibi olsun. o efsanelerin yolundan gitsin. ama olmuyor işte. kim bilir o efsaneler top oynadıkları dönemde nelerle karşılaştılar. kim bilir ne zorluklara göğüs germek ne vefasızlıklara boyun eğmek zorunda kaldılar da bayrak adam oldular. kimileri de işte arda gibi ne oldum delisi oluyor. ya da olmuş gibi davranıyor. hiç ama hiç olmuyor.